26 Eylül 2016 14:27

"Şort"lu kadınların kazanması için

ROTA

Paylaş

Ülkemizde neoliberal politikaların etkisiyle, tüm toplumsal hayat sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillenirken, gerici bir siyasal rejimin inşanın somut adımları, muhafazakar bir toplum idealiyle de birleşerek “eğitim” alanında gençliği ama bu yolda tüm işçi ve emekçileri hedef alan bir saldırıya dönüştü.

Yeni eğitim yılı açılırken geleceğimizin ipotek altına alındığına dair belirtiler, somut yaptırımlara dönüştü. OHAL gerekçe gösterilerek KHK’lerle eğitim ve bilim emekçileri açığa alındı. Darbecilerle mücadele, darbe hukuksuzluğuna dönüşerek, bugüne kadar darbeciliği de, diktaya da, eğitimin ticarileşmesine de karşı durmuş, bilimsel, laik bir eğitimi savunan hocalarımızı hedef aldı. RTE’nin “Bu yanlış bir karar. Dünyanın hiçbir yerinde zorunlu fizik dersinin, zorunlu kimya, zorunlu matematik dersinin tartışma konusu olduğunu göremezsiniz. Ne hikmetse zorunlu din kültürü ve ahlak dersi her tartışma konusu olur. Zorunlu din kültürünü kaldırırsanız onun yerine uyuşturucu, şiddet, ırkçılık gelir” dediğinde, subliminal bir mesaj yollamış! Fizik ve kimya dersi böylece tartışmaya açılmış ve içeriklerini boşaltan yeni bir düzenleme hazırlanmış. Dünyanın hiçbir yerinde tartışma konusu olmayan fizik dersinin tartışma konusu olduğu bir ülkeye dönüştük!

Okular da etek boyunun, evrim tartışmalarından daha fazla yer bulduğu eğitim sisteminin de yardımıyla, “şort”la otobüse binen kadına saldıran “milli” ve “yerli” olduğundan şüphemizin olmadığı; sözümona batının teknolojisini almış ama “kötü ahlakını” bir kenara bırakmış, her türlü katliamı, sömürüyü, şiddeti, tecavüzü alkışlayıp, namusu, ahlakı, dini kadının kıyafetine indirgemiş şarlatanların cesaretlendirildiği bir ülkeye dönüştük!

Saldıran, vatanın bekası için saldırdığını söyleyince, her türlü hak arayışı bölücü bir terör örgütünün uzantısı olarak nitelendi. Şort giyen kadın bu nedenle, İETT şoförü tarafından indirilerek yol kenarına bırakıldı. Parasız eğitim isteyen genç, müdüre arkasını dönen liseliler, emeğinin hakkını isteyen işçi nasıl ülkenin huzurunu bozmaya çalışan şer güçlere hizmet ettiyse, bu şort giyen kadın da bu şer güçlere hizmet ediyor olmalıydı. İncelenirse, dış güçlerle bağlantısı, en azından yurt dışında bir akrabası bulunabilirdi!

TUTUKLAYAN KİM, SERBEST BIRAKAN KİM?

Saldıranı henüz bulunamadılarsa, binlerce kadın ve erkek, bu saldırıyı kınadığı ve kendilerine yapılmış saydıkları için bulamadılar! Toplumsal muhalefetin baskı ve zor ile sindirilmesi bir yana, devlet ve toplum içindeki en gerici güçlerin desteklenip, cesaretlendirildiği bir dönemden geçiyoruz. Bugünlere kadar birlikte geldikleri ve eğitimdeki gericileşmede ortak paya sahip olan cemaatlerle, hesaplaşması daha bitmeden AKP, yerine başka cemaatleri geçirirken, gerçek hedefine, yani işçi ve emekçilere yöneldi, onun örgütlerine, öne çıkan taleplerine saldırdı! Aydınlardan, gazetecilere, akademisyenlerden, işçi ve emekçilere, bütünlüklü bir saldırı başlattı. Açık ki tek tek her saldırı birlikte yanıt verdiğimiz ölçüde püskürtüldü ya da püskürtülemedi. Saldırgan Abdullah Ç. bırakılmasının sonra, gelen tepkiler ardından nöbetçi savcılık kararıyla yeniden gözaltına alınmasının altında bu gerçek var. Şimdi eğitim hayatı başta olmak üzere bizlerin saldırıları püskürtmek, geleceği kazanmak için şüphesiz daha uyanık (her saldırıyı kendimize yapılmış saymamız), cesaretli ve taleplerimizi istemede, haklarımızı savunmada daha kararlı olmamız gerekir. Çünkü iktidar darbeye karşı mücadelenin yarattığı meşru zemini kullanarak, parçası olduğu patron devletinin, sömürüyü daha despotik bir iktidarla sürdürmesini, karşı çıkma, savunma mekanizmaları kırılmış bir toplumun, devletle ve patronla ilişkisinin “biat” ve “kulluk” çerçevesinde bir ilişki olarak yeniden üretmek istiyor.

SIRA ARKADAŞLARIMIZLA BİRLEŞTİĞİMİZDE...

Bireysel bir kurtuluş için çabalayan milyonlarca gencin, umutsuzluğa kapıldığını, çıkış yolu bulamadığını görmek zor değil. Ama yine çalışma ve sıra arkadaşlarımıza birleştiğimizde neler yapabileceğimizi göstermek de zor değil! Bu ülkede şort giyenlere kin kusanların yargılanması değil sadece, sermayenin, iktidarın, yargının lütuf diye sunduğu, kendi yapmış gibi anlattığı, iyiye dair ne varsa, Dersim’de hocalarımızın eğitime geri dönmesi de, formasyon haklarının bir çok yerde geri verilmesinin de, en düşük yapılan maaş zammının bile bizlerin birleşik mücadelesiyle ya da bu mücadelenin önünü kesmek, gelişip, büyümesini engellemek için yapıldığını bilmeliyiz! Ki onlar her fırsatta maaşları yeni zamlarla eritiyor, harçlardan kaybettiklerini, eğitimin başka alanlarını ticarileştirerek geri alıyor, tecavüzcüleri aklıyor, serbest bırakıyor, çevre katliamı yapan projeleri destekliyorlar, bugün zorla verdiklerini, yarın zorla geri almaya çalışıyorlar!

Bu nedenle işçilerin emekçilerin gençliğini her alanda kendi talepleri etrafında bu iktidarın karşısına dikmek, bu ülkenin yaşanılabilir bir ülke olması için olmazsa olmazdır artık. Bu nedenle barış, işçi ve emekçilerin gençliği, aydınlar, emek ve demokrasi güçleri, işçi sınıfı savunduğu kadar barıştır. Bu nedenle bilim artık, bu ülkenin onurlu akademisyenlerinin, öğrencilerinin, halkının mücadelesinin omuzladığı ölçüde gerçekleşecektir. Bu nedenle emeğin sesi, gerçeğin habercisi olan gazeteler bizim gücümüzle, dayanıştığımız, sahiplendiğimiz ölçüde yaşayacaklar!

ÖNCEKİ HABER

OHAL'de öğretmensiz başlayan yeni eğitim öğretim dönemi

SONRAKİ HABER

Topkapı Sarayı’ndaki yarıklarda Marmaray’ın etkisi var mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...