18 Mayıs 2012 07:09

Kentsel dönüşümde zorbalık yasalaştı

Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen “afet riski taşıyan alanlarla” ilgili yasa, ülkenin bütün alanlarını ranta çevirmenin önünü açarken, vatandaşın barınma hakkını savunmayı da cezalandırıyor. Tasarının bu haliyle, yerel yönetimleri de devre dışı bıraktığını belirten ŞPO Genel Başkanı Necati Uyar, insan

Kentsel dönüşümde zorbalık yasalaştı
Paylaş
Sultan Özer

Uyar, yasanın bu haliyle kentsel alanda huzursuzluğu artıracağını, doğal afetten korunması amaçlanan halkın, devlet eliyle afet yaşamasına neden olacağını dile getirdi.

HUKUKUN YERİNİ MAFYA ALACAK

Yasanın en başta, en temel insan haklarından barınma hakkının savunulmasını ve dayatılan anlaşmaya karşı çıkılmasını cezalandırdığını belirten Uyar, “Böylesi bir düzenleme hukuk kurallarının yerini mafya kurallarının alması demektir” dedi. Yasa hükümlerinin gerektiğinde sağlam yapılara da uygulanabilmesine ilişkin endişe verici düzenlemenin açıkça Anayasaya aykırı olduğunu da kaydeden Uyar, “Risk taşımayan yapıların da ‘uygulama bütünlüğü’ gerekçesiyle kanun hükümlerine tabi olacağı” düzenlemesine dikkat çekti. Bunun da riskli yapıların yanı sıra risk taşımayan yapıların da Bakanlığın belirleyeceği sınırların içinde kalmaları durumunda yıkılabileceği endişesini dile getiren Uyar, “Böylesi bir düzenleme, güvenli, risk taşımayan yapılarda oturan kişilerin hukuksal güvencelerini, barınma haklarını, konut dokunulmazlığını ortadan kaldıracaktır. Yasa yürürlüğe girdiği günden başlayarak, Türkiye sınırları içinde hiç kimsenin konutu ve barınma hakkı güvende olmayacaktır” dedi.

RİSKLİ OLMAYAN BİNALAR DA TEHDİT ALTINDA

“Riskli alanlardaki yapılara verilen kamusal hizmetlerin durdurulmasına ilişkin düzenlemenin de barınma sorunlarının çözümüne ilişkin kararlarla desteklenmediği sürece bu alanlarda yaşayanlar açısından kabul edilemez, insan haklarına ve sosyal devlet ilkesine aykırı” olduğunun altını çizen Uyar, “Riskli alanlardaki yapıların tamamında, yapılara elektrik, su ve doğalgaz hizmetlerinin verilmeyeceği, verilen hizmetlerin durdurulacağına ilişkin düzenleme, bu tür yapılarda yaşamak zorunda kalan yoksul kesimler açısından önemli sağlık ve güvenlik sorunlarının ortaya çıkmasına neden olacak” dedi.

SON KAMU ARAZİLERİ DE RANTA KURBAN GİDECEK

Uyar yasanın anti demokratik ve insan haklarına, anayasa aykırı hükümlerini şöyle özetledi:
* Altyapı maliyetlerinin konutları yıktırılanlara ödetilmesi, yoksul kesimlerin borç miktarını büyütecektir ve Anayasanın Hukuk Devleti ve Sosyal Devlet ilkeleri ile çelişmektedir,        
* Yetkinin genel olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmesi, yerleşmelerin asıl sorumlusu olan yerel yönetimleri devre dışı bırakacak,
* Kamunun elinde kalan son araziler de elden çıkarılacak, kamusal fakirleşme yeni bir boyut kazanacak,
* Hazine dışındaki kamu kurumlarına ait taşınmazların da, üstelik bu alanların riskli alanda olma koşulu da aranmadan Bakanlığa tahsis edilmesiyle, kentlerin rantı yükselen merkezi bölgelerindeki kamu tesislerine (okul, hastane vb.) yönelik talan süreci hız kazanacak,
* “Uygulanmayacak mevzuat” başlıklı maddede yapılan düzenleme ile ülkenin sahip olduğu önemli doğal ve kültürel zenginlikleri koruma altına alan yasal kurallardan sınırsız biçimde vazgeçilecek,
* Yasa ile ülkenin tüm kıyılarında, tarım alanlarında, zeytinlik alanlarında, meralarında, orman alanlarında ve hatta sit alanlarında yaygın bir talanın önü açılacak,

RİSK TAŞIMAYAN ALANLAR DA TEHDİT ALTINDA

* Afet riski taşımayan mera alanlarının da devrini ve satışını kolaylaştıran bu düzenleme sonucunda ülkenin hayvancılığı ve korunması gereken doğal değerleri ağır bir darbe daha alacak,
* Yasa ile riskli yapıların bulunduğu alanların yanı sıra, Bakanlık tarafından belirlenecek, yapılaşmamış boş rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici olarak durdurulması öngörülmüştür,
* Planlama kararlarına yönelik “özel” standart belirleme yetkisi, sosyal ve teknik altyapı standartlarının düşürülmesinin önünü açan, yenilenen alanların yaşanabilir alanlar olmaktan uzaklaşmasına neden olabilecektir,
* İmar planlarında kamu yararına kararları üretmesinin temel koşullarını oluşturan yasal kurallara uyulmayacak olması, Kanun kapsamında yapılacak uygulamaların yaşanabilir çevreler üretmesini engelleyecektir.

‘MECLİS’E İADE EDİN’

Yapılan düzenlemenin kentleşme konusunda izlenen “ikiyüzlü” politikayı gözler önüne serdiğine dikkat çeken Uyar, “Bir yandan riskli yapı ilan edilen yapıların yıkıldığı, diğer yandan yeni riskli yapıların üretiminin sürdüğü, afet riski gerekçe gösterilerek tüm kentlerimizin bir rant aktarım alanı haline dönüştürüldüğü, ‘Hukuk Devleti’ ilkesinin yerle bir edildiği bir gerçekliğe doğru yol almak demektir” dedi. Bu düzenlemenin, ülkenin gerçek ihtiyacı olan, kentlerin afetlere karşı duyarlı, sakınım içerikli planlanmasını, denetimsiz ve mühendislik hizmeti almamış yapılaşmanın engellenmesini sağlayacak düzenleme olmaktan oldukça uzak olduğuna vurgu yapan Uyar, yasanın Cumhurbaşkanı tarafından, “yeniden görüşülmek üzere” Meclis’e iade edilmesini istedi. (Ankara/EVRENSEL)


TÜZEL: AFET RİSKİ ADI ALTINDA TALAN

Halkların Demokratik Kongresi (HDK)Yürütme Kurulu üyesi, İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, “afet riski”ni giderme adına çıkarılan yasa  ile kıyı, orman, zeytinlik ve meraların talan edileceğini söyledi. Tüzel yaptığı açıklamada, AKP Hükümeti’nin, Van depreminin nedenleri, sonuçları, sorumlularını sorgulamadan, üzerini kapattığını, yerel seçimler öncesi yeni rant alanları yaratmak için harekete geçtiğini ifade etti. Bu yasa ile afet, risk, kentsel dönüşüm kavramlarının ardına saklanıldığını vurgulayan Tüzel, kentler, zeytinlik, mera, koru ve sit alanları dahil kültürel ve tarihi değerler dahil, tüm toprak ve doğal kaynakların paraya tahvil edilme tehlikesine vurgu yaptı. Bu yasanın ardından belediyelerin elinin kolunun bağlanacağını dile getiren Tüzel, yasayla muhalefet partilerine mensup belediyelere yönelik ayrımcılığın daha da artacağını vurguladı. Tüzel, yasa ile ilgili bakanlığın ve TOKİ’nin sınırsız yetkilendirildiğine, ihale kanunu kapsamına alındığına,  kentin rantı yükselen bölümlerinde yer alan okul, hastane vb. kamu kurumlarına ait alanların Bakanlık, TOKİ ya da belediye aracılığıyla talan edilmesinin önünün sonuna kadar açıldığına dikkat çekti. Riskli yapı olarak tespit edilen yapıların tespit, tahliye ve yıkımı vb. işlemleri engelleyenlerin  cezalandırılacağına, anlaşmayı kabul etmeyenlerin barınma hakkından yoksun bırakılacağına, sosyal donatı ve altyapı maliyetlerinin konutları yıktırılanlara ödetileceğine vurgu yapan Tüzel, “Bu yasa kentsel dönüşüm, barınma sorununu çözmek değil, rant için, talan için yoksul kesimlerin sefaletini büyütecek bir düzenlemedir dedi. Kentleşme konusunda izlenen “ikiyüzlü” politikalardan vazgeçilmesini isteyen Tüzel, “yaşamın gerçek sigortası olan ormanlar, meralar, sulak alanlar, kıyılar, tarım alanları gibi doğal varlıkların talanına olanak sağlayacak, yeni afetlerin oluşmasına neden olacak yaklaşımdan vazgeçilmelidir” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İş cinayetlerinin sorumluları yargılansın!

SONRAKİ HABER

Kocaeli Üniversitesi Anayasadan ne istiyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...