15 Mayıs 2012 12:50

Bilimi savunma zamanı

Evrim karşıtları, Marmara Üniversitesinde bugün ve yarın “Bilim, türler arası evrimi neden kabul etmiyor?” başlıklı bir sempozyum düzenliyorlar. Sempozyumun hedefi, duyuru metninde “Yaratılış görüşünün bilimsel olarak ifade edilebildiği daha özgürlükçü bir bilimsel ortamın oluşturulması” o

Bilimi savunma zamanı
Paylaş
Yard. Doç. Dr. Kenan Ateş

SEMPOZYUMUN ADI DA HEDEFİ DE TUHAF

Sempozyumun adı da, hedefi de bir tuhaf. Bilimin türler arası evrimi neden kabul etmediği tartışılacakmış. Sempozyum boyunca, bilimin evrimsel sürecin işleyişini açıklarken hiç söylemediği bir “tezinin” yanlışlığını göstereceklermiş. Bilimin evrim ve türler konusunda söyledikleri açıktır: Evrim kuramı, evrimin türler arasında gidip gelen bir süreç olduğunu iddia etmez. Aksine, koşulların değişmesiyle, uzun zaman dilimleri sonunda evrimsel mekanizma ve süreçlerin yeni türlerin ortaya çıkışını sağladığını söyler, bunun nasıl olduğunu açıklar. “Bilim evrimi reddediyor” yalanı tutmamış olacak ki, yaratılışçılar, bu kez de, tezlerine bilimsel bir süs vermek için evrimin işleyiş mekanizmalarını tartışıyor gibi görünmeye başladılar.

YARATILIŞ GÖRÜŞÜ BİLİMSEL DEĞİL

Sempozyumun hedefi adından da ilginç: “Yaratılış görüşünün bilimsel olarak ifade edilebildiği özgürlükçü bir bilimsel ortam oluşturmak”. Bu mümkün mü, yaratılış görüşü bilimsel olarak ifade edilebilir mi? Elbette ki hayır! Çünkü, yaratılış görüşünün kendisi bilimsel bir görüş değildir. Bir görüşün bilimsel bir görüş olabilmesi, onun “bilimsel olarak ifade edilebilmesi” için, önerdiği tezlerin deneye, gözleme, ölçüme dayalı olması; yeni olgu ve veriler ışığında sınanabilmesi veya sınanabilir olması; “mutlak doğru” veya “dogma” gibi kavramları dışlaması gerekir. Oysa yaratılış görüşü ne denenebilir, ne gözlenebilir, ne de sınanabilir. Yaratılış düşüncesinde, baştan sona, doğaüstü, fizik ötesi, tartışılmaz mutlak bir gücün yapmış oldukları anlatılır. Bunların ne bilimsel yöntemlerle açıklanması mümkündür ne de gösterilmesi. Tek yol bu söylenenlere inanmaktır. Bu yüzden de yaratılış görüşü bilimsel değildir, bir inanç sistemidir; bilimsel olmayan bir görüş de bilimsel olarak ifade edilemez. Olsa olsa, bilim dışı bu görüşler, sürekli bilim ya da bilimsel denilerek; bilim kurumlarında, akademik unvanlı kişiler konuşturularak bilimsel bir görüşmüş gibi sunulmaya çalışılabilir ki, bugün yapılan da odur.

NE YAPMALI

Öyleyse ne yapmalı? “Evrim bilimsel bir kuramdır, yaratılış değildir” demekle mi yetinmeli?  Ya da “Üniversite bir bilim kurumudur, bilim kurumunda bilim dışı görüşler savunulamaz, bu yüzden bu sempozyum yasaklanmalıdır” diye yasakçı bir tutum mu takınmalı? Yaklaşık bir aydır sürdürülen karşı kampanyada değişik platformlar sempozyumun yasaklanmasını istediler; ancak bu hem sempozyumu daha ilgi çekici kıldı hem de bilim yanlılarını akademik özgürlük karşıtıymış gibi gösterdi. Çünkü sempozyumu düzenleyenler, -görünüm olarak da olsa- üniversite içindekiler, üniversitenin öğrencileri. Marmara üniversitesinin, “Marmara Genç Vizyon Kulübü” adındaki bir öğrenci kulübü: Daha sonra düzenleyiciler arasına yine öğrenci kurulları olan doğrudan YÖK’e bağlı “Türkiye Öğrenci Konseyi” ile “Marmara Üniversitesi Öğrenci Konseyi” de katıldı. Sempozyum konuşmacıları da, çoğu alanı biyoloji olan akademisyenler olunca, üniversite rektörlüğü, sempozyumun yasaklanmasını isteyenlerin taleplerini, “bilimsel özgürlüğü savunduğu”, yapılanın bilimsel bir etkinlik olduğu gerekçesiyle reddetti.

EVRİMİN REDDİ PROPAGANDA EDİLİYOR

Günümüzde evrim kuramı değil ilköğretimde, üniversite eğitiminde bile okutulmuyor. Daha ötesi, müfredatlara yaratılış görüşü eklenmeye başlandı. Üniversitelerde evrim kuramının lafzı dahi edilmeyerek üstü kapatılıp unutturulmaya çalışılıyor. Toplumun neredeyse her kesiminde sürekli bilimin evrimi reddettiği propagandası yapılıyor. Bu yaygın propagandanın etkisiyle, öğrencilerin önemli bir kısmı evrim kuramının yanlışlığı yanılgısı içinde üniversiteye geliyorlar. Bu yüzdendir ki, başta biyoloji ve tıp olmak üzere doğa bilimlerinin değişik alanlarında okuyan üniversite öğrencilerinin önemli bir kısmı bile evrimi reddedip yaratılışı doğru buluyor, ya da en azından ikisine de eşit mesafede yaklaşıyor. Durum böyleyken, üniversitelerde evrim kuramı konuşulmuyor, tartışılmıyor, derslerde işlenmiyor. Bilim ve evrim kuramından yana öğretim üyeleri bile, çok sınırlı bir kesim dışında, ya korktuğundan ya da en masum ifadeyle tatsızlık çıkmasın kaygısıyla konuyu dile getirmiyor. Oysa yaratılış yanlıları konuşmaya, tartışmaya, evrim ve bilim karşıtlığına devam ediyorlar. Evrim kuramının konuşulup tartışılmaması sonuçta yaratılış görüşünün daha da yaygınlaşmasını getiriyor.

TARTIŞMA PLATFORMU DOĞDU

Hazır bir fırsat çıkmıştır. Evrim ve bilimin tartışılacağı bir platform doğmuştur. Yaratılış konuşulacak diye konuyu kapatmak yerine, kendi aramızda, “Evrim bilimsel bir kuramdır, yaratılış değildir” demekle yetinip marjinalleşmek yerine, tartışmaya balıklama dalmak için bir olanak doğmuştur. Bundan yararlanmak gerekir. Başta Marmara Üniversitesinde olmak üzere, üniversitelerde, madem “akademik özgürlük” var, madem “bilimsel özgürlük”ten söz ediliyor, haydi tartışalım deyip tartışma platformları yaratmalı. Üniversite yönetimlerinden böyle tartışmalar için salonlarını açmaları istenmeli. Ancak bu tartışmalarda, sadece, “evrim doğru, yaratılış yanlış” demekle yetinilen kısır söylem mutlaka aşılmalıdır. Yaratılışçı düşünce yanlıları kendi söylemlerinin bilimsel olduğunu iddia ediyorlarsa işe öncelikle neyin bilim neyin bilim olmadığının tartışılmasıyla başlanmalıdır. Sonra arkası getirilmelidir.
Bu tartışmada, yararlanılacak kaynak Türkçe’de hiç de az değil. Bu kaynaklara yakında bir yenisi daha ekleniyor. Yakın zamanda Evrensel Basım Yayın tarafından yayınlanacak olan ve yaratılışçılığın görüşlerinin tek tek işlendiği yeni bir kitap bu konuda çok daha yardımcı olabilir. Bundan yararlanmak gerek.
Öyleyse, haydi göreve, haydi bilimi savunmaya.

ÖNCEKİ HABER

'Katalunya İspanya değildir'

SONRAKİ HABER

Evlilik okulunda kadına kölelik dersleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...