15 Mayıs 2012 12:28

Yedi kadın Yedi zafer

Şehir Tiyatroları’na ilişkin yönetmelik değişikliği ile başlayan, “muhafazakar sanat” ve “özgür sanat/tiyatro” tartışmalarının hararetinde başladı 18. Tiyatro Festivali. Sahnelerin sanatçılara kapatılmak istendiği, tiyatroların halktan koparılmak istendiği günlerde festival, sanatçıları izleyicilerle bir tiyatr

Yedi kadın Yedi zafer
Paylaş
Ayşen Güven / İsmail Afacan

Festival bugün de oldukça önemli bir belgesel tiyatro okumasına ev sahipliği yapıyor. Dünyanın yedi ayrı ülkesinden yedi kadın aktivistle, kadınlara karşı uygulanan şiddetle mücadeleyle ilgili yapılan röportajlara dayanan “Yedi” adlı oyun, Türkiye’de de bu akşam yedi önemli isim tarafından okunacak.
Festival kapsamında metinlerin okumaları, Oyuncu Ayça Damgacı, Gazeteci Can Dündar, Oyuncu Derya Alabora, Sinema ve Tiyatro Sanatçısı Meral Çetinkaya ile Zeliha Berksoy, Gazeteci Mehveş Evin ve Oyuncu Esra Dermancıoğlu tarafından yapılıyor. Ayrıca dün sabah saatlerinde kapılarını basına açan oyunun genel provasına, metinlerin yazarı kadınlar da katıldılar.

TÜM KADINLARI CESARETLENDIRECEK KÜÇÜK ZAFERLER

Afganistan’dan Guatemala’ya, Rusya’dan Nijerya’ya, dünyanın başka başka yerlerinde kadınların yaşamları, acıları ve mücadeleleri arasındaki bağı görmek adına “Yedi” önemli bir köşe tutuyor. Savaşa, şiddete, tacize, tecavüze ve kadınların yasal haklarına yönelik mücadele yürütmüş yedi kadının hikayesindeki, küçük zaferler tüm kadınları cesaretlendirecek cinsten. 2007 yılında ödül sahibi yedi oyun yazarının yaptığı  bu kadınlarla yaptıkları röportajlara dayanan “Yedi”, bu isimlerin kendi toplumlarında kadınlara karşı uygulanan şiddetle mücadeleleri ve toplumsal alanda yarattıkları değişimi “sıra sizde” dercesine anlatıyor bizlere.

BU AKŞAM KENTER TİYATROSUNDA

2007 yılında Ruth Margraff, Anna Deveare-Smith, Susan Yankowitz, Carol K. Mack, Paula Cizmar, Catherine Filloux ve Gail Kriegel tarafından yazılan “Yedi” bugüne dek 8 ülkede sahnelendi, 60’ın üzerinde uluslararası örgüt ve kurum aktif olarak olarak rol aldı ve 300’ü aşkın politikacı, aktivist ve oyuncu tarafından okundu. 2010 yılında İstanbul’da Muammer Karaca Tiyatrosunda başka katılımlarla gerçekleştirilen “Yedi” bu akşam saat 18.30’da Kenter Tiyatrosu’nda sahnelenecek.

İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında gerçekleştirilecek ”Yedi”deki okumaların içeriği şöyle:
Nijerya’da ’Demokrasi için Hafsat Abiola Kudret İnisiyatifini kuran Hafsat Abiola’nın metinleri Oyuncu Ayça Damgacı, Rusya’da aile içi şiddet kurbanlarına yardım veren ilk telefonla yardım hattını kuran Marina Pisklakova-Parker’ın okumalarını ise tek erkek katılımcı olan Gazeteci Can Dündar yapıyor. Pakistan’da ’namus’ suçu işlediği gerekçesiyle grup tecavüzüyle cezalandırılan Muhtar Mai’in okumaları Derya Alabora,  Guatemala’da fakirlerin özellikle de kadın ve yerel halkın hakları için yürüttüğü mücadele yüzünden ölümle tehdit edilen Annabella De Leon Meral Çetinkaya, Kuzey İrlanda’da kadın ve insan ve hakları için mücadele veren aktivist Inez Mc Cormack Zeliha Berksoy, Kamboçya ve Tayland’da insan ticareti ve seks köleliğine karşı yürüttüğü çalışmalar üzerine  Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Mu Sochua Mehveş Evin, Taliban rejimince yönetilen Afganistan’da kadınlara yönelik baskıya karşı mücadele veren Farida Azizi’nin röportaj metinlerini ise Esra Dermancıoğlu okuyor. (İstanbul/EVRENSEL)


ŞİDDETİ ÜRETEN ERKEKLER ADINA BİR ÖZÜR

Can Dündar: Türkiye gibi kadına şiddetin çok yoğun yaşandığı bir ülkede oyunun çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda sorunun global ölçekte yaşandığını da kanıtlıyor. O yüzden böyle bir teklif geldiğinde heyecanla kabul ettim. Bir kadın rolünü seslendiriyorum. Bu durum bana anlamlı geliyor. Sonuçta bu şiddeti üreten erkekler, bir anlamda empati denemesi bu. Erkekler adına bir kadını seslendirmek o şiddeti hissetmek, dışa vurmak  bir özür anlamına da gelebilir.

TÜRKİYELİ KADINLAR BU OYUNU İZLEMELİ

Meral Çetinkaya: Böyle mücadele vererek sıfırdan bir yere gelmişler, çünkü yok ola da bilirlerdi. Bütün bu sorunları mücadeleyle aşıp gelmişler. Benim seslendirdiğim mecliste kadın milletvekili. Onların yolculuklarını, inançları ve mücadelelerinden kısa kısa kesitler aktarabilme görevi verilmesi beni çok heyecanlandırdı. Türkiyeli kadınların bu oyunu izleme olanağının olmasını isterim. Bugün kadınların sıkıntılarından birisi bunları izleme olanağı bulamamalarıdır. Son yaşadığımız tiyatro tartışmalarında siz kimsiniz dendiği ortamda, özellikle kadınların yaşam ve kimlik mücadelesini paylaşabilme ortamının olması biraz zor gibi gözüküyor.

ÇOK ETKİLEYİCİ HİKAYELER

Ayça Damgacı: Şiddete ve adaletsizliğe maruz kalmış kadınların diğer kadınlara birlikte kendi içlerindeki aktivizm süreçlerini anlatıyor hikaye. Hangi olaylarla nasıl dönüştüklerini görüyoruz. Benim oynadığım karakter, Harvard’da okuyan Nijeryalı genç, annesinin ve babasının zehirlenerek öldürüldüğünü okulda öğreniyor. Kendisi daha üst seviyede bulunsa da tüm Afrikalı kadınlara yardım etmek için, yoksullukla savaşmak için onu siyasi kişilik haline getiriyor. Ya da tam tersi Pakistanlı Muhtar, komşu dört erkek tarafından tecavüz ediliyor. Okuma yazma bilmeyen kadın intihar etmesi beklenirken, tüm kadınlara yardım eden bir kişiliğe dönüşüyor. Bunlar çok etkileyici hikayeler. Bütün bu krizler yaşanırken, mekanlar elimizden alınmışken, tiyatro yapacak salon bulunamıyorken bu uygulamalar tekrar taze bir kan pompaladı.

ÖNCEKİ HABER

‘Sanata parayı verirsin de eleştirilirsin de!’

SONRAKİ HABER

Fabrika için zeytin katliamı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...