Şurupçuya kıyak pancarcıya darbe
Nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotasının artırılması ya da tamamen kaldırılmasına yönelik bir yasa düzenlemesi Meclis gündemine getiriliyor.

Sedat BAŞKAVAK
Mersin
Nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotasının artırılması ya da tamamen kaldırılarak başta Cargill olmak üzere NBŞ üreticisi şirketlerin önündeki engellerin kaldırılmasına dönük bir yasa düzenlemesi Meclis gündemine getiriliyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlığı yapılan düzenlemenin adı; “üretim reformu paketi kanun tasarısı taslağı”.
Nişasta bazlı şeker mısırdan elde edildiği için kotasının artırılması şeker pancarından üretilen şekerin ve dolayısıyla şeker pancarı üretiminin azalması anlamına geliyor. Şeker pancarının üretiminin azalması ise hem köylüler hem de şeker fabrikalarında çalışan işçilerin kaybı demek.
Şeker İş Sendikası 2005 yılından bu yana hükümetin NBŞ kotasını artırma çabaları karşısında Danıştay’a açtığı her davayı kazanmış. Danıştay “Gerçekte bir şeker ihtiyacı olup olmadığı belirlenmeden ve NBŞ kota artışlarının mevcut ülke pancar şekeri stoklarına etkisi gözetilmeden, her yıl sürekli ve düzenli bir NBŞ kotası artırmayı” yerinde görmemiş. Bu nedenle her defasında kota artışına hukuki olarak izin vermemiş. Ne pancar üreticisinin ne de şeker fabrikalarında çalışan işçilerin NBŞ ile imtihanı hiç bitmemiş. Bu günde yeniden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı pancar üreticisi ve şeker işçilerine rağmen NBŞ kotasının tamamen kaldırılmasını içeren Üretim Reformu Paketi Kanun Tasarısı taslağını gündemine aldı.
ŞEKER KURUMU NEYİN KURUMU?
Şeker İş Genel Başkanı İsa Gök, “Şeker sektöründe sektörün sorunları” toplantısında Şeker kurumu başkanının “NBŞ’deki glikozun kota kapsamından çıkarılması için hükümetle görüştüklerini ve bakanın ikna olduğunu” söylediğini belirtiyor.
Akıllara şu soru gelebilir: Şeker Kurumu diye bir şey varsa şekerin iyiliğine çalışır neden itiraz ediliyor?
Bunun cevabı da Şeker Kurumunun bileşiminde gizli. Çünkü biri başkan olmak üzere 7 üyeden oluşan Şeker Kurumunda şeker pancarı üreticisi köylüler, pancar ekicileri kooperatifinin belirlediği, 2 kişiyle temsil edilirken geriye kalan üyeler 2 kamu görevlisi, 2 NBŞ üreticisi şirketi temsilcisi bir de başkandan oluşuyor. Üretici temsilcileri dışındaki 5 üye Şeker Kurumunun şirket lehine karar almasında etkili oluyor. Şirketlerin istekleri hükümet onayıyla rahatlıkla Şeker Kurumundan geçiyor.
Bu nedenle, “Şeker Kurumu pancar üreticisi köylülerin değil patronların çıkarını gözeten bir kurum olarak çalışmaktadır” tespiti rahatlıkla yapılabilir.
İşin garibi bu kurum aynı zamanda Türkiye’de A ve B kotalarını yani ne kadar pancar şekeri üretileceğini doğal olarak da ne kadar pancar ekileceğini de belirleyen kurum. Şeker konusunda tüm yetkileri elinde bulunduran kurum olarak Şeker Kurumu NBŞ kotasını artırmak ya da tamamen kaldırmak konusunda bir çalışma yürütüyorsa bu Kurumun pancar şekeri üretimine, pancar ekimine ve şeker pancarı eken köylülere ilişkin bakışının ne olduğunu anlamak zor değil.
CEBE YARAR SAĞLIĞA ZARAR
Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı taslağı bu bakış açısıyla hazırlanmış ve aslında NBŞ üretimini denetim dışı bırakmak üzere de işlev göreceği konuşulmakta. NBŞ’de sıvı ve kurutulmuş bazda glikoz ürünlerinin kota dışı bırakılmasının, merdiven altı üretimine yol açacağı ve denetiminin güçleşeceği vurgulanmakta.
Uzmanlar tarafından bu durumun hem gıda güvenliği hem de halk sağlığı açısından da risk taşıyacağı belirtiliyor. Uzmanlar gıda endüstrisinin NBŞ’deki ısrarının tek sebebinin daha fazla kâr olduğunun altını çiziyorlar. Çünkü mısırdan elde edilen NBŞ ile fruktozu yüksek tatlandırıcı elde edilmiş oluyor. Yani 1 kg. pancar şekerinden birkaç daha fazla tatlandırma özelliğine sahip mısır şurubu (NBŞ) kullanılıyor. Onun için kimi market raflarında neredeyse bedava denecek fiyatlara baklava satılabiliyor. Un, yağ ve en çok şeker kullanılan baklavanın bugünlerde büyük market raflarında 10-13 liraya üstelik cevizli olarak satılmasının sebebi NBŞ’dir.
SORU İŞARETLERİ UYANDIRAN İLİŞKİLER!
Yıllar içinde pancar üreticisi köylüler ve şeker fabrikası işçilerinin itirazlarına rağmen NBŞ kotası bugün 265 bin tona kadar yükseldi. Fakat burada da bir sorun var. Türkiye’de mısırdan NBŞ üreten fabrikaların bilinen üretim kapasitesi 1 milyon 350 bin tondur. Kota ile üretim kapasitesi arasında 5 kat fark var. Başka bir ifade ile 1 milyon 85 bin ton kapasite fazlası var.
İşte Şeker Kurumu ve Hükümet burada devreye giriyor ve kotanın çok çok üstünde kapasite de üretim yapmak üzere kurulan başta Cargill olmak üzere tatlandırıcı şirketlerinin sorununa çare arıyor.
Bu arada ister istemez bazı ilişkiler de sorgulanıyor. Cargill’in ülkemizdeki ortağının Ülker olması... Ülker’in içecek dağıtımını, Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan’ın yapıyor olması vb.
Birisi işçi diğeri üretici köylülerin sendikaları olan Şeker İş ve Tüm Köy Sen bu sürecin bir oldu bittiye getirilmek istendiği ve 15 temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’in (olağanüstü hal) yarattığı ortamdan da faydalanıldığını belirtiyorlar. “Darbecilerle mücadele bahanesiyle araya bir de NBŞ sıkıştırıyorlar” diyorlar.
PANCAR ÜRETİMİ GERİLİYOR
1998 yılında 450 çiftçi 22 milyon ton şeker pancarı üretirken 2014 yılında çiftçi sayısı 130 bine üretilen şeker pancarı ise 17 milyon tona gerilemiş. Dünyada en fazla şekerin Brezilya, Hindistan, Çin, Tayland ve ABD üretiyor. Türkiye 15. sırada. Tüketimde ise en fazla şekeri Hindistan, AB, Çin, Brezilya ve ABD tüketiyor, Türkiye 11 sırada. Ziraat Mühendisleri Odasının raporuna göre Türkiye 2012 yılında 2 milyon 315 bin ton şeker üretirken 2013 yılında 2 milyon 300 bin ton şeker tüketmiş. Bu verilere bakarak şunu söyleyebiliriz üretilen şeker tüketiliyor ve ayrıca da yüzde 65’lik Ortadoğu şeker pazarında söz sahibi.
NBŞ başta bisküvi olmak üzere, çikolata, gazlı içecekler, pastalar, unlu mamuller, hamburger etleri, sosis, yoğurt, reçeller, ketçap, mayonez ve salata sosları neredeyse tüm gıda ürünlerine girmekte. Bu nedenle de NBŞ üretimindeki her artış Türkiye şeker pancarı üretiminde azalışa ve şeker pancarı eken köylülerinde sayısının düşmesine sebep olmakta.
PANCARCIYA DÜŞMAN DA MISIRCIYA DOST DEĞİL
Üretilen şeker tüketiliyor ve hem de Ortadoğu şeker pazarına giriyor, ‘Peki sorun nerede, neden NBŞ’nin önünün açılmasına karşı çıkılıyor?’ sorumuza kendisi de pancar üreticisi olan Tüm Üretici Köylüler Sendikası Genel Başkanı Sadık Turan şu cevabı veriyor: Sorun mısır ithalatı ve NBŞ üretiminin artışında.
İster glikozlu ister früktozlu ne şekilde olursa olsun NBŞ kotasının artırılmasının pancar şekerinin kullanım alanının daralması anlamına geleceğini belirten Turan şunları söylüyor: Üstelik NBŞ mısırdan, mısırda ithalattan karşılanmaktadır. Yani biz kendi köylümüzün ürettiği şeker pancarından üretilen şeker yerine endüstriyel üretimde patronlar daha çok kâr edecek diye ithal, genetiği değiştirilmiş mısırdan elde edilen tatlandırıcıyı kullanacağız. Biz de buna itiraz ediyoruz. ‘Sen de, pancar ekme mısır ek’ denilebilir ama mesele o da değil. Tarımda destekler azaltılıyor. İthalatta gümrük vergisi düşük, başka ülkeler çiftçisini destekliyor biz de ise destekler bir bir azaltılıyor. Geçen sene kiloda 4 kuruş prim desteği verilen mısırda bu yıl prim desteği 2 kuruşa indirildi. Prim desteği yüzde 50 azalan bir üründen bahsediyoruz. İşte o zaman sormak lazım ne oldu mazot mu ucuzladı yaksa gübre, ilaç mı? Hangi girdi fiyatı ucuzladı ki prim desteği yarıya düştü. Yani hükümet pancar üreticisine düşman ama mısır üreticisine de dost değil. 1milyon 200 bin ton mısır ithal edilmiş, 266 milyon dolar para başka ülkelerin ekonomisine ve çiftçisine verilmiş. Kendi çiftçisine ise verdiği 4 kuruş prim desteğinin yarısını kesiyor. Öncekiler gibi bu hükümet de ithalatçı seviyor”.
Pancar Üreticileri Kooperatifinin de sessiz kalmaması gerektiğini belirten Turan , NBŞ kotasının artırılmasına da Üretim Reformu Paketi Kanun Tasarısı Taslağına da “hayır” dediklerini vurguluyor.
CARGİİL’E KIYAK ABD’YE KIYAKTIR
TÜM KÖY SEN Genel Eğitim Sekreteri Yusuf Gürsucu AKP hükümetinin iktidara geldiği günden bu yana Cargill için tüm kolaylığı sağladığına dikkat çekiyor. “Birinci sınıf tarım arazisine kurulan NBŞ tesisinin 18 kez durdurulmasına rağmen tekrar açılması bunun kanıtıdır” diyor.
Gürsucu, “Bir zamanlar ABD Başkanı BUSH’un Cargill’e yardımcı olunması isteği basına bile yansımıştı. Üretilen NBŞ ithal edilen mısırdan elde edilmektedir. Başta ABD olmak üzere çevre ülkelerinde (genetiği değiştirilmiş organizmalı) GDO’lu mısır üretilmektedir. Amerika’nın ekilebilir arazilerinin büyük bir bölümünde mısır üretilmekte ve 343 milyon ton üretimle dünyanın da en büyük üreticisidir. Bu nedenle de okyanus ötesine gemilerle sadece GDO’lu mısır ve pirinç değil aynı zamanda zehir taşıyarak halkları zehirlerken geleneksel tarımlarını da yok ederek kendi toprağında köle haline getiriyor” diyerek NBŞ kotasının arka planının gıda güvenliği, halk sağlığı ve bağımsızlık olduğuna vurgu yapıyor.
NBŞ NEDİR, ZARARLARI NELERDİR?
MISIRDAN elde edilen şekerdir. Mısırdan elde edilen glikoz kimyasal işlemle yüksek ‘füruktoz’lu mısır şurubu elde ediliyor. Gıdaların daha ucuza mal edilmesi, yüksek oranda tatlılık içermesi nedeniyle pancar şekerine göre daha az kullanılması ve endüstriyel üretim açısından gıdaların raf ömrünü uzatması açısından tercih ediliyor.
Pankreas ve karaciğer kanserine yol açtığı bilgisi kanıtlanmadı sadece hayvanlarda ve laboratuvar araştırmalarında pankreas kanserine rastlandı diye savunulsa da bu konuda pek çok itirazlar var. Uzmanlar yüksek füruktozlu mısır şurubunun içerisindeki füroktoz nedeniyle insan metabolizmasına uygun olmadığını belirtiyor.
Şekeri düzenleyen insülin salgısını etkilemediği için doyum hissi oluşmadığından çok yemeye ve kilo almaya sebep olduğu vurgulanıyor.
Şeker hastalığının artışı, siroz, karaciğer kanseri ve ameliyatlarının artışında etken olduğu söyleniyor. Bir çok uzman NBŞ’nin pankreas kanseri başta olmak üzere kanser vakalarını tetiklediği tezini savunuyor.
CARGİLL ELEŞTİRENLERİ SUÇLADI
CARGİLL Türkiye’den yapılan yazılı açıklamada, şeker sektörüne yönelik yasal düzenlemeler mısır üreticisi üzerinden savunuldu. Açıklamada düzenlemeyi eleştirenler şu sözlerle mısır üreticisin hiçe saymakla itham edildi: Pancar çiftçisini koruduğunu iddia edenlerin mısır çiftçisinin emeğini ayaklar altına alması içler acısı bir durumdur.
Şeker üretimi pazarında serbest piyasa şartlarının ve düzgün rekabetin oluşmasını savunduklarını bunun tüketicilere de fayda sağlayacağını iddia eden Cargill açıklamasında suçlayıcı ifadeler kullandı: “Uzun yıllar boyu halkımızı dünyanın en pahalı şekerine mahkum ederek, asılsız haberlerle, bilimsel ve teknolojik temellerden tamamıyla uzak hamasi sağlık söylemleriyle kamuoyu kandırılmaya çalışılmıştır. Bu uğraşların yıllar boyu yüksek şeker fiyatlarıyla edinilen haksız kazanımların kaybedilme korkusuyla ortaya konulan tepkiler olduğuna inanıyoruz. Bu anlamda şeker sektörüne yönelik yasal düzenlemeler ve reformlarda sektör temsilcilerimizle üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğimizi ifade ediyoruz.”
Evrensel'i Takip Et