13 Eylül 2016 00:45

Büyüklerin değil, deplasmancıların haftası

Oynanan dokuz maçın altısında deplasman takımlarının puan aldığı ligimizde bardağın dolu tarafında şimdilik tek bir takım var: Beşiktaş.

Paylaş

Adem ERKOÇAK

Ligimiz de tıpkı ülkemiz gibi, iyi şeyleri az görüyoruz. Nedenlerine bakarsak saha içine sıra çok sonra gelir. İyi yönetilen kurumların parmakla gösterildiği bir coğrafyada, futboldan beklentimiz yüksek olmasın. Eğer bu bir mutluluk oyunu olarak yaşamını sürdürecekse, oyunu sevmeye devam edelim. Zaten bu ülkede sevilen ne var ki?

Oynanan dokuz maçın altısında deplasman takımlarının puan aldığı ligimizde bardağın dolu tarafında şimdilik tek bir takım var: Beşiktaş. Maçları keyifle izlenen yegane takım. Oyuncular da sahada mutlu. Üstelik, bu hafta rezerv takımıyla bile bunu başardılar. Yeni stadyumlarına gelen tribünlerin de haliyle keyfi yerinde. Ama çoğu şeyi Şenol Güneş’e borçlular. Beşiktaş’ın tek rakibi, yine kendisi. Karabük’ün yenildiğine ve toplamda aldığı puana bakmayın. Üç maçın ikisinde İstanbul’un büyükleriyle deplasmanda oynadılar. Igor Tudor, on ikinci oyuncu gibi tüm enerjisini verdiği takımını iyi yönetiyor. 

KALECİ OYUNCULAR

0-0 biten iki maç vardı. Gençlerbirliği, Teknik Direktörü İbrahim Üzülmez’in de söylediği gibi kazanacak kadar oynamadı. Rakip Alanyaspor da saha yerleşimini oyunun akmaması üzerine kurunca, heyecansız bir maç izlemiş olduk. Çalınan doksan dakikamızı kim geri getirecek? Diğer golsüz maçta ise Adanaspor, Antep önünde kazanacak kadar oynadı. Ligin üç yenisi olan Karabük, Alanya ve Adana, Gaziantepspor’dan çok daha iyi oyunlar izletiyorlar. Böyle giderse Antep’in küme düşmesi işten değil. Bu hafta kaleciler hariç gol kurtaran iki savunma oyuncusu izledik. Biri Antepli Bart Van Hintum’du. Adana forveti Magaye topu boş kaleye biraz yavaş yuvarlayınca Hintum tek bir müdahale şansını çok iyi kullandı. Ama esas olay Bursalı Aziz Behich’in yaptığı: Fenerli Volkan Şen’in kaleciyi de geçen sert vuruşunu yaptığı plonjon sonucu ayaklarıyla çıkarmayı başardı. “Sahalarda ender görülen...” klişesini hak eden bir hareketti. Bursaspor, hem yaptığı çok kötü başlangıcı telafi etti, hem de Fenerbahçe’yi 28 maç sonra iç sahada mağlup eden takım oldu. Kadıköy’de maça umutla gelen kalabalık, bu sonuçla birlikte yine kendi futbolcularına homurdanmaya başladı.  

LİDERLİK, PROJE TAKIMINDA

Lig lideri ve üçte üç galibiyet alan tek takımsa, bir proje ekibi olan Başakşehir. Kulüp tarihinde bir ilkmiş başardıkları, ama hangi tarih? Sürekli takımın ve stadyumun ismini değiştirerek tarih yazılabilir mi? Maça giden çok kimse olmadığı için boş tribünleri slogan ve bayraklarla örtmeye çalışan bu takımın, sponsor şampiyonu olması “kayda değer.” Tarih, en nihayetinde bu projenin sona erdiğini not eder olsa olsa. Mağlup ettikleri Kasımpaşa da semt takımı kimliğinden koparılıp projeye dönüşmüştü. Bu sene projenin fonları kesilince, ligden başlamadan kopmuş gibi oldular. Bir diğer proje takımı Osmanlıspor, bir dönem siyasetin göbeğindeki yönetiminin bıraktığı izleri temizlemeye çalışan Trabzon’u, Avni Aker’deki seyircisiz maçta 2-0 yendi. İkinci golde Musa’nın topuğuyla yaptığı asist, görülmeye değerdi. Ersun Yanal, mağlubiyeti “henüz emekliyoruz” diye anlattı. Fakat en iyi o bilmeli ki, futbol koşmalı bir oyun. Koşmak için gerekli bir diğer şeyse, elverişli saha zemini. Taşınacakları Akyazı Stadyumu’nda oynayana kadar emaneten kullandıkları emektar Avni Aker gözden çoktan çıkarılmış. 

TEK SORUN PASSOLİG DEĞİL

Az koşulan bir diğer maçtaysa Kayserispor’la Galatasaray 1-1 berabere kaldı. Galatasaray, ilk iki maçı gibi bu maçta da kötü oynadı ve çekirge üçüncü kez sıçramadı. Art arda Fenerbahçe ve Galatasaray’la oynayıp mağlup olmayan Kayseri’nin, asla dolmayan stadyumuna ne demeli? Ya da hangi takımın tribünü dolu? Sanırım biz futbolu sevmiyoruz. İlgilendiğimiz sadece bahis kuponumuza yazılan maçların sonuçları ya da tuttuğumuz takımın, nasıl oynadığının nazarımızda bir önem taşımayarak alacağı galibiyeti. Suçu sadece Passolig’e atmak, bu anlamda kolaycılık oluyor. 
Antalyaspor, isim sponsorunu değiştiren ama oyunu aynı kalan Konyaspor’a evinde yenildi. Konyaspor, basit ama iş gören planını çok iyi uyguluyor: Geriden boş kanada atılacak çapraz uzun top, bu topun hızlıca içeriye çevrilmesi ve tek vuruşla gelen gol. Sanki bir İngiliz orta sıra takımı gibiler. Bakalım Avrupa’da planlarını uygulayabilecekler mi? Antalyaspor bu sezon, deplasman da dahil, tüm maçlarını evinde oynamasına rağmen gün yüzü görmedi. Tek iyi şey, Eto’o’nun golle dönmesi. Rizespor, evinde Akhisar Belediyeyi yenerken zorlandı. Akhisar herhangi bir takımı zorlayacak gibi durmadığından, Rize’nin bu galibiyeti çok büyütmemesi gerekir. Genç golcüleri Nijeryalı Atiemwen ise, Süper Lig’deki ilk golünü bu maçta atmış oldu.

ÖNCEKİ HABER

3D yazıcıyla insan kemiği üretilecek

SONRAKİ HABER

Yapay haritaların hakiki vartaları; SykesPicot’nun 100. Yılı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa