17 Şubat 2011 19:51

8 yıldır söylenen yalanların hesabıyla 8 Mart’a!

8 Mart bu yıl, haziran ayında yapılacak seçimleri önceleyen bir süreçte kutlanması nedeniyle ayrıca önem taşıyor. Kadınlar 8 yıllık AKP iktidarında uğradıkları kayıpların muhasebesini yapma, taleplerini daha görünür hale getirme ve alanlarda hesap sorma fırsatını yakalayacaklar.İşleri, ekmekleri ve sendikalaşma hakları i&cced

8 yıldır söylenen yalanların hesabıyla 8 Mart’a!
Paylaş

8 Mart bu yıl, haziran ayında yapılacak seçimleri önceleyen bir süreçte kutlanması nedeniyle ayrıca önem taşıyor. Kadınlar 8 yıllık AKP iktidarında uğradıkları kayıpların muhasebesini yapma, taleplerini daha görünür hale getirme ve alanlarda hesap sorma fırsatını yakalayacaklar.
İşleri, ekmekleri ve sendikalaşma hakları için mücadele eden kadın işçiler ve kamu emekçileri; doğanın ve tarihin yok edilmesine karşı çıkan köylü kadınlar; evinin başına yıkılmasına direnen kentli kadınlar; eğitim ve sağlıktan dışlanan yoksul ve güvencesiz kadınlar; tacize, tecavüze, şiddete karşı sesini yükselten kadınlar; gelecek kaygısı duyan liseli ve üniversiteli kadınlar; ayrımcılığa uğrayan Alevi kadınlar; barış isteyen Türk, Kürt tüm milliyetlerden kadınlar... taleplerini dile getirirken, AKP’nin 8 yıllık iktidarına da “artık yeter” diyecekler.
Bir bakıma seçim atmosferinin meydanlardaki ilk startını, kadınların 8 Mart’ta söyleyeceği sözler verecek.
 Eşitsizlik derinleşiyor 
8 yıl boyunca, iktidarını güçlendirmek için en çok kadınlar üzerinden ve en çok kadınlara yalan söyledi AKP. Yapılan tüm araştırmalar ortada iken AKP yalan söylemeye devam ediyor. Şimdiden “kadınlarla ilgili ne büyük adımlar atıldığı” propagandasına başladı. Yoksulluk ve işsizlik bu kadar büyümüşken, halk üç kuruşluk sadakaya muhtaç hale getirilmişken kadınlarla ilgili iyi olan ne olabilir ki? Ülkede kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söyleyen bir Başbakan varken, kadınlar hangi açıdan daha iyi durumda olabilir ki?
8 yıldır, kadınları üç çocuk doğurmakla görevli sanan, alınıp satılabilen birer cinsel obje olarak gören, şiddete uğramasını olağan karşılayan, eğitim ve sağlık hakkını gasp eden, kadınları işgücüne katmayı bırakın “evdeki işler neyinize yetmiyor” diyen bir iktidarla karşı karşıyayız.
AKP eşitsizliği derinleştiriyor, cinsiyete dayalı ayrımcılığı arttırıyor, emeğimizi sömürerek daha da görünmez kılıyor. Başbakan her gün “3 çocuk doğurun” derken her gün 3 kadın öldürülüyor.
AKP, kadınları her geçen gün daha ucuza, daha kötü koşullar altında, daha güvencesiz çalışmaya mahkûm ediyor. Kadınların işgücüne katılım oranı gitgide azalıyor. Bu, kadınların daha mı az çalıştığı anlamına geliyor? Hayır! Kadınlar hem evde çalışıyor hem dışarda! Bütün yoksul evleri birer fabrikaya dönüşmüş durumda. Kadınlar hem ev işi yapıyor, hem devletin yapması gereken hizmetleri (çocuk, yaşlı, hasta, engelli bakımı) yerine getiriyor, hem de parça başı üretim yapıyor.
Kriz koşullarında ilk işten atılanlar kadınlar oluyor, ama işsiz bile sayılmıyor. Kadın nüfusunun yüzde 50’si ev kadını. Yani hiçbir sosyal hakkı ve güvencesi yok. Üstelik ev içi emeği görülmüyor.
Gerçekler ortadayken AKP; torba yasa ile yine bizi kandırmaya çalışıyor. Neymiş? Doğum sonrası izin şu kadar artmış! Artan, ücretsiz izin. Yani para istemediğin sürece evinde oturabilirsin, ne yiyip ne içtiğin, yeni doğmuş bebeğinin masrafını nasıl karşılayacağın sana kalmış.
Paralı eğitim nedeniyle yaşanan dramların başrolü de yine kadınların! Kayıt parasını ödeyemeyince okulda temizlik yaparken düşüp sakatlanan Diyarbakırlı kadını, çocuğunun dersane parası için cezaevine giren anneyi ve bunu gururuna yediremediği için intihar eden çocuğunu unutmadık... Bir hak olmaktan çıkan eğitimin kapısı en çok kız çocuklarına kapandı. Kadınları eve kapatılması gereken birer cinsel nesneye indirgeyen zihniyet hayatın her kademesinde karşımızda! Kız çocukları eğitimden dışlanmışken bir de okullarda haremlik-selamlık uygulamaları tartışılır oldu.
Artık kanmayalım
Evet! AKP, sağlık ve sosyal güvenlik kapsamında cumhuriyet tarihinde görülmemiş yeniliklere imza atmıştır. Öyle ki her şeyi kökten değiştirmiş, bu değişiklikler kadının sağlık ve sosyal güvenlik hakkını, emeklilik beklentisini elinden almıştır!
Sağlık hizmetini parasız almak için SGK priminin ödenmesi bile yetmez olmuş; muayene, ilaç, her türlü tetkik için katkı payı ödenmesi zorunlu hale gelmiştir. Önceliği çocukların ve babanın sağlığına veren ve zorunlu olmadıkça hastaneye gitmeyen kadınlar, sağlık personeli yerine kadın programlarındaki doktorlardan medet umar haldedir.
AKP’nin en büyük yalanı, “barış ve kardeşlik” vaadiyle gündeme getirdiği Kürt açılımı oldu. Sahte gözyaşlarıyla nutuk atan Erdoğan’ın gözünde barış anaları “terörist” idi ve referandumda Kürt halkına verdiği tek somut vaat daha büyük bir cezaevi oldu. Onlarca Ceylan asker kurşunuyla can verirken “Anaların gözyaşlarını dindireceğiz” diyen Başbakan, toplu mezarlarla ilgili ağzını bile açmıyor.  
AKP ağacımızı, suyumuzu, taşımızı, toprağımızı, tarihimizi yıkıma uğratıyor. Yaşadığımız toprakları kimsenin güvende olmadığı bir cehenneme çeviriyor.
AKP yalan söylüyor!
Artık kanmayalım. Gözümüzü boyamalarına izin vermeyelim. AKP’ye, “benim paramla bana sadaka verip oyumu alamazsın” diyelim. İş, ekmek, barış, eşitlik ve özgürlük için el ele verelim, 8 Mart’ta alanlarda olalım!


NE İSTİYORUZ

*  Kadının güvencesiz ve kayıtdışı şekilde, düşük ücretle ve örgütsüz olarak çalışması engellensin. Kadınlar için sendikalı, sigortalı, 8 saatlik tam istihdam sağlansın.  
*  Eşit işe eşit ücret ilkesi hayata geçirilsin.
*  Kadınların sırtına yıkılan temizlik, yemek yapımı, çocuk ve yaşlı-hasta bakımı gibi işler toplumsallaştırılsın. Ücretsiz çamaşırhaneler, ücretsiz yemekhaneler açılsın.
*  Eğitim ve öğretim her düzeyde parasız olsun.
*  Yeterli sayıda ücretsiz kreş, etüt merkezleri, anaokulu vb. açılsın.
*  Ücretsiz huzurevleri ve yaşlı bakım yurtları sağlansın.
*  Sağlık hizmeti herkes için parasız, nitelikli ve ulaşılabilir olsun.
*  Ev kadınlarına eşleri ve babalarına bağlı olmaksızın hastalık sigortası ve emeklilik hakkı tanınsın.
*  Çalışanların cinsiyetine bakılmaksızın 50 kişi çalıştıran işyerlerinde kreş açılsın. 50 kişiden az kişinin çalıştığı işyerlerinde ise çalışanlara yakın yerlerdeki kreşlerden yararlanma hakkı sağlansın.
*  Çocuk bakımının paylaşılması için babalar için devredilemez ücretli babalık izni verilsin.
*  Kadın cinayetlerinde tahrik indirimi uygulamasına son verilsin. Özel şiddet biçimi olarak nitelikli cinayet tanımlaması yapılsın.
*  Türkiye nüfusu dikkate alındığında sığınma sayısının 3800 olması gerekiyor. Yıllık planlarla bu açık hızla giderilsin.
*  Anayasa’da kadın-erkek eşitliği ilkesi özel bir madde olarak tanımlansın. Fiili eşitsizliğin giderilmesi için ekonomik, idari, sosyal, kültürel, politik ve hukuksal alanda özel önlemler alınsın.
*  Yerel ve merkezi idarelerin bütçe yapımında, kadınları gözeten bir yaklaşım esas olsun.
*  Kadınların siyasi temsilini güçlendirmek üzere özel önlemler alınsın.

AKP NE DİYOR: KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ ANAYASAYA GİRDİ; KADINLAR POZİTİF AYRIMCILIK KAPSAMINA ALINDI

GERÇEK: Türkiye kadın-erkek eşitliğinde 135 ülke arasında sondan 9. sırada. Ekonomik katılım
ve fırsat eşitliği konusunda ise 131’inci sırada.
Avrupa’da her 100 kadından 59’u çalışırken bu oran Türkiye’de sadece 22.
Kadınların parlamentoda temsil oran sadece yüzde 8.85. Türkiye meclisteki kadın milletvekili oranına göre 188 ülke içerisinde 109. sırada.
Çalışma çağındaki kadınların yüzde 62’si yani
12 milyon kadın ev işleriyle meşgul.
Çalışan her 100 kadından 58’inin hiçbir sosyal güvencesi yok
Bazı sektörlerde aynı işi yapan kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkı yüzde 70’lere çıkıyor.
Evlenme yaşı 12’ye kadar düştü; 186 bin 782 kadının kuması var.

AKP NE DİYOR: SOSYAL YARDIM ALANINDA KADINLARA ÖNCELİK VEREN UYGULAMALARA GİRİLDİ

GERÇEK: Halkın cebinden çıkan paralarla oluşturulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu’nda biriken paralar, AKP adına halka
sadaka olarak dağıtıldı. AKP Hükümeti, iktidara geldiğinden Ekim 2010’a kadar fondan 8 milyar 12 milyon liralık yardım yaptı. 2011’de
verilecek seçim rüşvetleri için (kömür, beyaz
eşya, erzak dağıtımı vb.) fonun kaynağı artırıldı.
AKP sosyal yardım yaparken de kadını eve hapsetmeyi amaçladı. Çocuk yardımı, eğitim yardımı, yaşlı ve özürlü yardımı adı altında
verilen komik paralar için bile “kadının
çalışmıyor olması” şartını getirdi.

AKP NE DİYOR: KADINLARIN EĞİTİMİNE YÖNELİK PEK ÇOK PROJE HAYATA GEÇİRİLDİ

GERÇEK: 4 milyona yakın kadın okuma-yazma bilmiyor; 6-24 yaş grubunda okuma-yazma bilmeyen 220 bin kadın bulunuyor.
110 bini kız 190 bin çocuk, ilköğretim çağında olmalarına rağmen okula kayıtlı değil.
Kız çocuklarının erkeklerle beraber ilkokula başlama oranları yüzde 90’larda ama beşinci sınıftan sonra kız çocukların eğitime devam etme oranı yüzde 40’lara düşüyor.
Çocuk yaşta evlenen kadın sayısı 5 milyon 439 milyon 367.

AKP NE DİYOR: KADININ İŞ HAYATINDA YAŞADIĞI SIKINTILARI GİDERECEK, KADIN İSTİHDAMINI ARTIRACAK PEK ÇOK DÜZENLEME GERÇEKLEŞTİRİLDİ

GERÇEK: Türkiye de kadının iş gücüne katılımı yüzde 26’ya geriledi.
Kadınlarda işsizlik oranı yüzde 14.3’e yükseldi.
Kırsaldaki 100 kadından 84’ü tarım sektöründe ve bunların yüzde 77’si herhangi bir ücret almaksızın ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor.
2008 verilerine göre, toplam kadın istihdamının yüzde 58’i kayıt dışı çalışıyor.
Kentlerde 15 yaş üstündeki 5 kadından sadece 1’ i çalışabiliyor. Türkiye’de 15-19 yaş aralığındaki genç kızların yarısı ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor.
Çalışabilir durumdaki kadınların yüzde 50’si evde.

AKP NE DİYOR: ANALARIN GÖZYAŞLARINI DİNDİRECEĞİZ

GERÇEK: Türkiye dünyada en yüksek askeri harcama yapan iki ülke arasında. 2000’den beri askeri harcamalar yüzde 50 arttı.
2010’ün ilk 3 ayında 1549 kişi gözaltına alındı, 503 kişi tutuklandı.
400’ü aşkın kadın devlet güçleri tarafından cinsel şiddette maruz kaldı.
Faillerin 236’sı polis, 88’si jandarma, asker, 15’i özel tim, 13’ü korucu, 43’ü infaz koruma memuru, 4’ü itirafçı, 1’i gazeteci, 24’ü adli tutuklu, 1’i belediye başkanı, 1’i adliye görevlisi bekçi.
Son 20 yılda savaş nedeni ile bizzat devlet güçleri tarafından öldürülen çocuk sayısı 376.
AKP döneminde anadilde eğitim talebiyle sokağa çıkan kadın ve çocuklar acımasızca şiddete maruz kaldı. Binlerce çocuk TMK mağduru oldu. Karakol ve cezaevlerinde işkenceye maruz kaldı.
Başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere Kürt emekçilerinin anadilde eğitim hakkı tanınmıyor.

AKP NE DİYOR: KADINLARIN ŞİDDET GÖRMELERİNİ ÖNLEMEYE YÖNELİK GEREKEN HER ŞEY YAPILDI

GERÇEK: Her gün en az 3 kadın öldürülüyor.
Son 7 yılda kadın cinayetleri yüzde 1400 arttı. Sadece 2010 yılında  300’ü aşkın kadın öldürüldü.
Kadına yönelik cinsel taciz ve tecavüz olaylarında, son 5 yılda yüzde 30 artış var.  
Eşi veya birlikte olduğu kişi tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalan her 3 kadından biri yaşamına son vermeyi deniyor.
Taciz, tecavüzlerde, kadın cinayeti davalarında suçlulara “haksız tahrik” adı altında ceza indirimleri uygulanıyor.
Nüfusu 50 bini geçen her yerleşim biriminde sığınma evi açılması zorunlu. Ancak  “Kreş eken huzurevi biçer”, “Bizim kadınımız sığınmaz”zihniyeti nedeniyle 70 milyonluk Türkiye’de 70 sığınma evi bile yok.
Şiddet sadece ailemizde değil, her yerde karşımızda. Yalnızca canımızı acıtarak değil, sağlığımızı bozarak, sokağa çıkmamızı engelleyerek, toplumdan dışlanmamıza neden olarak yaşamımızın tümünü etkiliyor.  AKP ise “bunlar münferit olaylardır” diyerek milyonlarca kadının karşı karşıya kaldığı şiddeti görmezden geliyor.

AKP NE DİYOR: SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK KAPSAMINDA CUMHURİYET TARİHİNDE GÖRÜLMEMİŞ YENİLİKLERE İMZA ATILDI

GERÇEK: Ülkemiz sağlık harcamalarında 452 dolar ile dünya ülkeleri arasında son sıralarda yer alıyor. ABD’de bu rakam 5635 dolar.
Kamusal sağlık harcamaları AB ülkelerinde devlet bütçesinin yüzde 6,7 sini oluşturuyor, Türkiye’de ise bu oran 3,9.
Gebeliğe bağlı ölümler gelişmiş ülkelere oranla Türkiye’de 10 kat daha fazla yaşanıyor.
Okumayan ve kayıtlı çalışmayan 18 yaşından büyük kadınların sağlık sigortasından yararlanma hakkı kaldırıldı.
Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların yüzde 99’u herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı değil.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasası ile sağlık hizmeti bütünüyle piyasaya açılırken, emeklilik yaşı yükseltildi.
Devlet bütçesinden sağlık harcamalarına ayrılan payın önemli bir kısmı ilaç tekellerinin ve özel sağlık kuruluşlarının cebine girdi. Özel sağlık hizmetleri veren kurumlar yüzde 12 oranında büyüdü.

AKP NE DİYOR: İNSAN ONURUNA YAKIŞACAK ŞEKİLDE YAŞAMAYI SAĞLAYACAK BİR SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI GELİŞTİRİLDİ

GERÇEK: Sosyal haklar her alanda kesintiye uğradı, kazanımlar gasp edildi.
2011 bütçesinde kreş, sosyal tesis vb. için kaynak ayırmıyor. Bırakalım yenilerini yapmayı var olanlar kapatılıyor.
Ev işleri, çocuk bakımı, hasta bakımı gibi işler tamamen kadının sırtına yıkılarak toplumsal alanda var olabilmelerinin önü kapatılıyor.
Yerel yönetimler bütçelerini düzenlerken kadınların ve çocukların ihtiyaçlarını dikkate almıyor.
Ödediğimiz vergi her geçen gün artarken, bize geri dönen hiçbir hizmet yok. Yol, su, elektrik ise her ay zamlanıyor.
Kentsel dönüşüm adı altında barınma hakkımız elimizden alınıyor. Yaşadığımız topraklar, geleceğimizi besleyen sular patronlara peşkeş çekilirken yürüttüğümüz mücadelede bizlere “çapulcu” damgası vuruluyor.

 
 
ÖNCEKİ HABER

Kadirli’de gün kadın işçilerle başlıyor

SONRAKİ HABER

Yürüyüş okurları tutuklamaları protesto etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...