05 Eylül 2016 00:58

Erdoğan Esad buluşmasına doğru

Cerablus operasyonuyla Suriye krizi yeni bir boyut kazanırken, Arap basınında, Beşar Esad’la Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşme yapacağı ileri sürüldü.

Paylaş

Ali KARATAŞ / Yusuf ERTAŞ

Türkiye’nin Cerablus ile başlayan ve giderek genişleyen askeri operasyonu ile Suriye krizi yeni bir boyut kazandı. Gözlemciler Türkiye’nin askeri müdahalesi ile kartların yeniden karıldığı ve bölgesel denklemler için yeni temellerin atıldığı görüşünde birleşiyor. Arap basınında, Beşar Esad’ın ve iktidarının devrilmesi görüşünün terk edildiğine ve Esad ile görüşme yollarının arandığına vurgu yapılıyor.

ERDOĞAN-ESAD BULUŞMASI

Lübnan’da yayınlanan As Safir gazetesinin yazarı Muhammed Ballut, Esad ile Erdoğan’ın Moskova’da bir araya geleceğini öne sürdü. “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gözetimi altında, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Moskova’da bir araya geliyor” diye yazan Ballut, hazırlıkların 9 Ağustos’ta St. Petersburg’da Putin ile Erdoğan arasında gerçekleştirilen buluşmada başladığını iddia etti.  BBC Arapça da “Türkiye, Mısır ve Suriye ile ilişkileri normalleştirmek için yeni bir girişim başlattığına” dikkat çekti. Ballut, “Moskova ve Cenevre’de yolları kesişen Rus ve Batı diplomatik kaynaklarına göre toplantının kesin tarihini General Ali Memlük önümüzdeki Salı günü gerçekleştireceği Moskova ziyareti sırasında, Rus ve Türk yetkilerle yapılacak istişareler ışığında belirleyecek” diye yazdı.

TÜRKİYE YENİ BİR CEPHE AÇTI

Arap basını, Cerablus’a girmesinin ardından Türkiye’nin, Suriye topraklarındaki operasyonunu genişlettiğine ve sınırda askeri yığınak yapmaya devam ettiğine dikkat çekiyor. Rusya el Youm, “Suriye sınırında Türkiye tarafından büyük askeri yığınak” başlıklı haberinde “Haber kaynaklarına göre, Türkiye, ‘Fırat Kalkanı’ operasyonunun gölgesinde Suriye sınırına askeri takviye güçleri göndermeye devam ediyor” diye yazdı. Bahreyn gazetesi el İttihad’a göre “Türkiye ordusu Halep’e yakın bir kente girdi ve yeni bir cephe açtı”. Middle East haber sitesi de, “Türkiye tanklarla Kuzey Suriye’de yeni bir cephe açtı” başlıklı haberinde “20 tank, 5 zırhlı personel taşıyıcı ve kamyonlar ve diğer zırhlı araçlar sınırdan girdi” diye yazdı.

G20 ZİRVESİ VE SURİYE KRİZİ

Son yılların G20 zirvelerinin ana konusu Suriye olmuştu. Bu yıl da gelenek bozulmadı. Çin’in Hangzhou kentinde bir araya gelen G20 liderleri, ikili üçlü görüşmelerde Suriye krizini görüştüler. Özellikle Suriye topraklarında başlattığı operasyon nedeniyle Türkiye zirvede öne çıktı. Lübnan’da yayınlanan el Bina gazetesi, “20 lider Pekin’e gidiyor… Putin, Obama ve Erdoğan mercek altında” diye yazdı. Londra’da yayınlanan al Arab gazetesi zirveyi “Suriye açmazından çıkmak için büyüklere bir fırsat” olarak değerlendirdi.

ARAP YAZARLAR BİR ARAYA GELİYOR

Öte yandan 4-7 Eylül tarihleri arasında Arap yazar, edebiyatçı, şair ve araştırmacılar Dubai’de bir araya geliyor. Arap Yazarlar Birliği Daimi Bürosunun yapacağı etkinliklere 17 Arap heyet katılacak. Al Bawab News, Sempozyumda üç oturumun yapılacağını aktardı. İlk oturum “Bir Arap Kültür Stratejisine Doğru” başlığı altında gerçekleştirilecek. İkinci oturum “Arap Aydının Rolü” başlığını taşıyor. Üçüncü oturum da “Arap Dünyasında Kültür Politikaları” başlığıyla yapılacak. Middle East, Arap Yazarlar Genel Birliği heyetinin yanı sıra Ürdün, Bahreyn, Tunus, Cezayir, Sudan, Suriye, Irak, Umman, Kuveyt, Lübnan, Fas, Yemen, Moritanya, Filistin, Mısır ve Birleşik Arap Emirliği’nden 57 yazar, edebiyatçı, şair ve araştırmacının toplantılara katılacağını yazdı.


PUTİN, ESAD İLE ERDOĞAN’I BİR ARAYA GETİRİR Mİ?

Muhammed BALLUT
as Safir

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gözetimi altında, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Moskova’da bir araya geliyor. Erdoğan ve Esad arasındaki toplantı için önerilen tarih 18 Eylül’den 22 Eylül’e alındı. Hazırlıklar, 9 Ağustos’ta St. Petersburg’da Putin ile Erdoğan arasında gerçekleştirilen buluşmada başladı. St. Petersburg buluşması ile askeri istihbarat bölümü başkanı, üst düzey bir subay,  bir grup hava kuvvetleri istihbarat subayı,  genel istihbarat müdür yardımcısı ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Tuğgeneral Ali Memluk’un da yer aldığı üst düzey bir Suriye güvenlik heyetinin, Rusya ziyareti aynı zamana denk gelmişti.
Putin-Erdoğan buluşması boyunca heyetin Moskova’da bulunması; en belirgini Suriye olan sorunlu bütün dosyalarda aradaki mesafenin ortadan kaldırılması için kapsamlı görüşmelere işaret etmektedir. Başlangıç aşamasında anlaşma, Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye müdahalesiyle test edilmektedir.
Moskova ve Cenevre’de yolları kesişen Rus ve Batı diplomatik kaynaklarına göre, toplantının kesin tarihini General Ali Memlük önümüzdeki Salı günü gerçekleştireceği Moskova ziyareti sırasında Rus ve Türk yetkilerle yapılacak istişareler ışığında belirleyecek. Gelen bilgilere göre gündem, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın 10-15 Eylül tarihleri arasında gerçekleştireceği Şam ziyaretinde belirlenecek.
Başkan Obama’nın Beyaz Saray’dan ayrılması ile yarışan Ruslar, Clinton hükümetinin Suriye’de kendilerini yıpratıcı bir savaşla karşı karşıya bırakmasından korkuyorlar. Tüm tartışmalı dosyaları hazırlamak için büyük çaba içerisindeler.


SURİYE’YE YENİ DÖNÜŞ

Muhammed NUREDDİN
al Şark

24 Ağustos’tan beri Türkiye’nin yürüttüğü ‘Fırat Kalkanı’ operasyonu, Suriye krizinde geçici bir olay değildir. Savaşı bu yönde değiştiren birçok ara noktası bulunmaktaydı. Örneğin;
-Kürt güvenlik kuvvetlerinin oluşması, Kuzey Suriye’ye hakim olduğunu ilan etmesi sonrasında Rojava Federasyonunu ilan etmesi,
-Rusya’nın 2015 Eylülü’nün sonlarında askeri müdahalesi sonrasında güç dengesindeki değişiklikler,
-Türkiye’nin aynı yılın  24 Kasımı’nda Rus askeri uçağını düşürmesi ve kötüleşen Türk-Rus ilişkileri, gibi...
Fırat Kalkanı operasyonu, Suriye savaşında bir taşla birden çok kuşu vurmayı amaçlayan önemli bir duraktır. Türkiye, Suriye krizinin başından bu yana Beşar Esad’ın gitmesinde baskı yapacağı kartlara sahip olmak için Şam ile ilişkileri kötüleştirdi. Beşar Esad’ın gitmesi Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin baş gündemiydi. Türkiye Suriye iktidarına ve müttefiklerine askeri baskı yapmak için karargah olarak kullanacağı tampon bölge oluşturulmasını istiyordu. Lakin bu hedefi kriz boyunca Rusya, İran ve Suriye’nin reddetmesi ve ABD’den yeşil ışık yakılmaması nedeniyle gerçekleşmedi.
ABD teröre karşı savaşta kendisi açısından öncelik olarak IŞİD’i hedef almaktaydı. Ancak Ankara; Esad’a karşı savaşmanın kendisinin önceliği olduğunu söylüyordu. Teröre karşı savaş için Cidde’de oluşturulan uluslararası bir ittifak mevcuttu. Türkiye bu ittifakın dışında kaldı. Fakat Suriye’deki savaşın gidişatı IŞİD’e karşı savaşın dışında yeni bir yönelime girmekteydi.
Suriye’de yükselen bir güç olan Kürt kuvvetleri Kuzey Suriye’de Kobanê’den Tel Abyad’a kadar alanda başarı kazanıyordu. Son olarak Fırat’ın batısına geçti ve Menbic’e ulaştı. ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde “güvenli bölge” oluşturulmasına muhalefet etmesinin sebepleri arasında Kürt varlığının önünün açılması; Türkiye askeri varlığı ile karşı karşıya gelmemesiydi.
Ancak iki önemli olay beklenmeyen bir yönde Suriye savaşının seyrini değiştirdi.
Birincisi; Kürt kuvvetlerinin Fırat’ın batısına geçmesi ve Menbic’i IŞİD’ten kurtararak hakim olması. Bu gelişme Türkiye’nin endişelerini ve öfkesini ortaya çıkardı. Kürtler eğer durmasa ve Fırat’ın doğusuna çekilmese müdahale ile tehdit etmeye gitti.
İkinci gelişme, Türkiye-ABD ilişkilerini daha önce olmadığı kadar geren başarısız darbe girişimi. ABD kendini, darbeyi kınamada tereddüt etme tutumunu izah edemez bir durumda buldu. Türkiye ve Rusya, İran ile büyüyen ilişkiler ve Türkiye’nin Suriye başkanı ile ilgili tutumunda endişe etmeye başladı. Belki de ABD’nin denklemi, gelişmekte olan Türkiye ilişkilerini durdurmak için Türkiye’ye, Suriye’ye müdahaleye izin vererek askeri darbe dosyasını kısmen kapattı.
Türkiye, uluslararası ittifakın hava desteğiyle birçok hedefini gerçekleştirdi. Bunlardan en önemlisi Kürtlerin koridorlarını tamamlamasını engellemek oldu.
Bütün bunlar, özellikle Türkiye’nin Suriye’deki varlığına Rusya’dan, İran’dan, ABD’den AB’den ve özellikle Fransa’dan itiraz ve uyarıların başladığı şartların ışığında;  Türkiye’nin müdahalesini, Suriye savaşında başka bir yönde önemli bir durak kılmakta. Gelişmeler her yönde her ihtimale açık.


SURİYE’DE ‘SARSICI’ GELİŞMELERE GERİ DÖNDÜK

Abdulbari ATWAN
Rai al Youm

En azından yakın gelecekte Suriye krizinin ana konusu olan Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve iktidarının kaderi, artık yok. Ancak Kuzeydoğu Suriye’de Suriyeli silahlı muhalif birimleri tarafından desteklenen Türk askerinin müdahalesi ve Cerablus’u işgal etmesi ile kartları karıştırması ve yeni siyasi ve askeri denklemler için temelleri atması, krizin ömrünü uzatabilir ve çözüm önerilerini aylarca ve yıllarca dondurabilir.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni müttefik Rusya ve eski müttefik ABD dahil herkesi kandırdı. Suriye’deki savaşın öncelikleri hızla değişiyor. Erdoğan belki de Suriye Hükümeti dahil Rusları ve İranlıları aldatmakta başarılı olabilir. Ama kesinlikle Amerikalılar Kürtleri aldatılar ve onları kurban ettiler. Kendi çıkarları için onları Türklere sattılar ya da açıklamaları bunu gösteriyor. Bu bizim için şaşırtıcı değil. Bu aldatmanın kendisini en yakın Arap müttefikleri ile beraber uyguladılar.
Maalesef Araplar gibi Kürtler de tarihten ders almıyor. Her defasında aynı çukura düşüyorlar.


ARAP YAZARLAR VE EDEBİYATÇILAR DUBAİ’DE TOPLANIYOR

İnas HAMİD al Bawab News

Dubai, 4-7 Eylül tarihleri arasında, aralarında Arap Yazarlar Birliği Genel Sekreterliği’nin de yer aldığı 17 Arap heyetinin katılacağı Arap Yazarlar Birliği Daimi Bürosunun yapacağı etkinliklere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Toplantılara ve etkinliklere Arap 57 yazar, edebiyatçı, şair ve araştırmacı katılacak. Açılış toplantısı 4 Eylül Pazar sabah 10’da yapılacak.
Yapılacak olan büyük sempozyum, “Bir Arap Kültür Stratejisine Doğru” başlığı altında gerçekleştirilecek.  Üç oturumda gerçekleştirilecek sempozyumun ilk oturumu Pazar günü akşam saat 5’te Mısır’dan Selva Bakr’ınmoderatörlüğünde Fas’tan Ahmed Şerak ve Hüseyin Muden, Sudan’dan Doktor Ahmed Abdulkadir Saad, Tunus’tan Mecdi Bin İsa, Moritanya’dan Muhammed Emin’in katılımıyla gerçekleşecek.
İkinci oturum ise 5  Eylülde “Arap Aydının Rolü” başlığıyla Bahreyn’den doktor Fahd Hüseyin’in moderatörlüğünde Cezayir’den Doktor el Yemin bin Tuma ve HalidAmr bin Keka, Bahreyn’den Abdulkadir Akil, Kuveyt’ten Telal el Ramayda, Mısır’dan Doktor el Rava’nınkatılımıyla; üçüncü oturum ise 6 Eylülde “Arap Dünyasında Kültür Politikaları” başlığıyla Ürdün’den Rabha Holumnet’in moderatörlüğünde Ürdün’den Abdulrahim Rabaya, Irak’tan Nacah Mamura, Umman’dan Bedir bin Salim bin Hamdan el Abra, BAE’den doktor Seyf el Cabiri ve Doktor Yusuf el Hüseyin’in katılımıyla tamamlanacak.

ÖNCEKİ HABER

Ekvadorlu eski Bakan Acosta: Correa gider, UNE kalır

SONRAKİ HABER

KOÜ öğrencileri: Hocalarımız yalnız değildir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa