Çözümün gelişmesi için Öcalan ile görüşülmeli

Hasan AKBAŞ
Diyarbakır

Diyarbakır’da Kürt siyasetçiler ve yurttaşların katılımıyla İmralı Ada’sında tutulan ve kendisinden uzun süredir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşme sağlanması talebiyle yapılacak olan süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi bugün başlıyor. Açlık greviyle görüşme sağlanması ve müzakere sürecinin oluştuğu bir ortama gelinmesi çabasının sürdürüleceğini kaydeden siyasetçiler ve hukukçular hükümetin bu noktadan sonra adım atması gerektiğini ifade etti.

DTK, HDP, DBP, KJA, HDK’nin çağrısı ve öncülüğünde 15 Temmuz’dan bu yana sağlığı ve yaşamı hakkında kaygıların arttığı Öcalan’la görüşme sağlanması için açlık grevi kararı alınmıştı. Açlık grevi bugün DBP Diyarbakır İl binasında başlayacak. 50 kişinin katılacağı açlık grevi süresiz ve dönüşümsüz olacak. 50 kişilik liste içerisinde siyasi parti yöneticileri, Kürt siyasetçiler ve vatandaşların da olacağı bildirildi.

‘ÖCALAN’IN SAĞLIĞI KONUSUNDA KAYGILIYIZ’

Neden açlık grevi noktasına gelindiğini DTK Başkanlık Divanı üyesi Hilmi Aydoğdu gazetemize değerlendirdi. Aydoğdu, “Sayın Öcalan’ın sağlık durumuyla, yaşamıyla ilgili Kürt kurumları, Kürt halkı ve Türkiye demokrasi güçleri olarak ciddi bir kaygı taşıyoruz. 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu. Darbe bastırıldı ama İmralı Adası’nda dış güvenlikten sorumlu komutan darbeciydi ve orada görev yapan tutuklanan subaylar da oldu. Durum buyken sayın Öcalan’ın yaşamıyla ilgili ciddi kaygılar oluşmaya başladı. Aradan neredeyse iki aya yakın bir zaman geçiyor. Bütün çağrılara rağmen devlet, Adalet Bakanlığı çağrılarımıza yanıt vermedi. Sayın Öcalan’ın sağlık durumunun iyi olduğuna dair bazı açıklamalar yaptılar fakat biz bu açıklamalara fazla inanamıyoruz ve güvenemiyoruz. Dolayısıyla biz bağımsız bir heyet, ailesi, avukatları kendisiyle yüz yüze görüşmelidir. Bu durum oluştuğunda ancak biz inanabiliriz” diye konuştu.

‘BİR HALKIN GELECEĞİ SÖZ KONUSU’

Öcalan’ın Kürt halkı açısından nasıl bir önemde olduğunu devletin de kamuoyunun da bildiğini, Kürt halkının Öcalan’ı önder olarak gördüğünü, bunun da 6 milyonun üzerinde toplanan imzalarla ortaya konduğunu ifade eden Aydoğdu, “Sayın Öcalan hem Kürdistan’da hem Ortadoğu’da barışın tesisi için ciddi emekler vermiş, ciddi roller üstlenmiş bir şahsiyettir. Dolayısıyla açlık grevinin gündeme gelmesi de bu yüzdendir” dedi. Yeniden barış ve çözüm için adımların, çabaların atılması gerektiğini ve bu yüzden de sürecin buna evirilmesi için de çaba gösterdiklerini belirten Aydoğdu, “Yani bir halkın geleceği ve kaderidir söz konusu olan. Kürt halkı sayın Öcalan’ın özgürlüğünü ve yaşamını kendi özgürlüğünün temel güvencesi olarak görüyor. Açlık grevi süresiz bir şekilde devam edecek. Sayın Öcalan’ın kendisiyle bir görüşme sağlanana kadar sürdürülecek” dedi.

‘ÇÖZÜM YOKSA NEYİ ARIYORSUNUZ?’

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar da, “Öcalan Kürt halkı ve Kürt hareketi açısından yeri ve önemi bellidir. 15 Temmuz’un ardından bugüne kendisinden haber alınamaması bu haklı talepleri ortaya çıkarır. Öcalan’la ailesinin, avukatlarının görüştürülmemesi insan hakkı ihlalidir. Sağlık durumu ve hayatta olup olmadığına ilişkin ciddi bir kaygı var. Bu kaygı da  haklı bir kaygıdır. O nedenle talep haklı bir taleptir. Ancak bu durum keşke açlık grevi noktasına gelmemiş olsaydı. Çünkü kendi bedenleri üzerinde eziyet yapmak suretiyle bir protesto biçimi yapılıyor. Ama hükümete düşen şey bir an önce bu kaygıyı ortadan kaldıracak yolu açmaktır. O da nedir; ailesi avukatıyla görüşmesinin yolunu açmak. Bu durumun sürmesi toplumda hem gerilimi hem çatışmayı derinleştirir. En son Başbakan ‘çözüm mözüm yok’ dedi. Çözüm aramıyorsanız neyi arıyorsunuz? Bir şeyi çözmüyorsanız yıkarsınız. Umarım uzamadan büyümeden bir açıklama gelir. Ötesi çözümsüzlükten başka bir şey getirmez” diye belirtti.

‘BARIŞ İÇİN YENİ BİR FIRSAT’

HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da açlık grevinin yeniden çözüm sürecine girilmesi için bir fırsat olduğunu dile getirerek şunları kaydetti: “Bu durum sayın Öcalan’la görüştürülmeme ve çözümsüzlüğün derinleşmesinden kaynaklı bu noktaya gelmiştir. Özellikle 15 Temmuz sonrası sayın Öcalan’ın sağlığı konusunda ciddi endişeler oluşmaya başladı. Bu açlık grevinin ana gündemi sayın Öcalan’ın sağlık durumu hakkında bilgi alınması ve görüşme sağlanmasıdır. Öte yandan bu eylemle birlikte süren çatışma ortamı ve çözümlüğün sona erdirilmesi isteğidir.  Çok sayıda asker, polis, sivil yurttaş ve gerilla yaşamını yitirdi. Bu nedenle hızla çözüm ve barış sürecine dönülmesi gerekiyor. Bu sürecin başlamasının önünü açacak olan da sayın Öcalan’dır. Bu eylemin önemi bu açıdan önemlidir. Hükümet de bir an önce karşılık vererek yeni ölümlerin önüne geçmek için çabalamalıdır. Bu süreçten sonra çözüm masasına gelinmesi gerektiğinin altını özellikle çizmek gerekiyor.”