04 Eylül 2016 06:30

Akil İnsanlar'dan 'Çözüm mözüm yok' sözüne tepki

Çözüm sürecinde oluşturulan ve Türkiye'nin 7 bölge 81 ilini dolaşan Akil İnsanlar, Başbakan Yıldırım'ın, "Çözüm mözüm yok" sözlerine tepki gösterdi.

Paylaş

Türkiye toplumunun yüzde 70 oranında destek verdiği çözüm süreci, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından daha önce "buzdolabına" kaldırılmıştı. En son Başbakan Binali Yıldırım'ın, "Çözüm mözüm yok, o fırsatı kaçırdılar" sözleri, yürürlükte olan çözüm yasasına rağmen hükümet tarafından çözüm sürecinin resmi olarak bitirilmesi olarak değerlendiriliyor. Temmuz 2015 tarihinden beri yürütülen savaş konsepti ile çözümü fiili olarak bitirdiğini gösteren AKP hükümetinin çözümü resmi olarak bitirmesi, toplumun çözüm umuduna da darbe vurdu. 

Çözüm süreci döneminde yürütülen müzakerelerle oluşan ve Türkiye'nin 81 il 7 bölgesini dolaşan Akil İnsanlar, yaptıkları görüşmelerde toplumun çözümün istediğinin ortaya çıktığını belirterek, "bitirilmiş olan meselenin toplumun çözüm umudu" olduğuna dikkat çekti. 

CAN: ÇÖZÜM YOK DEMEK ÜLKENİN SAVAŞA MAHKUM EDİLMESİ DEMEK

Akil İnsanlar İç Anadolu Bölgesi üyesi Celalettin Can: "Bu görüşü biliyoruz, çözüm yok denmesi, bu ülkenin savaşa mahkum edilmesi anlamına gelir. Halkların kardeşliğinin ülkemizdeki farklı eğilimlerin ve diğer milliyetlerin ortak bir yaşam alanında beraber yaşama koşullarının dinamitlenmesi anlamına gelir. 2013'te İç Anadolu'yu dolaştık, genel olarak toplum, barış ve bir arada yaşamak istiyordu. Raporlarda ortaya çıkan sonuç bu oldu. Bu ülke bölünmesin parçalanmasın diye çözüm istiyorlardı. 

'6 BİN İNSANLA GÖRÜŞTÜK ÇOĞUNLU BARIŞ İSTEDİ'

Hükümet yetkilileri tarafından "çözümü en çok kabul etmeyen" bölge olarak lanse edilen İç Anadolu'da 6 bin kişi ile görüştük. Büyük bir çoğunluk, barışın, kardeşliğin ve çözümün olmasını istiyordu. Sadece ülkenin bölünmesine karşıydılar. Halk çözümden yana tavır takınıyordu. Karadeniz, Akdeniz, Ege bölgesinde de çözüm talebi ağır bastı. Silahlar sussun barış, çözüm olsun talebi en temel talepti. Tek kaygıları, ülke parçalanmasın kaygısıydı. Raporlarımız ağırlıkla bu yöndeydi. 110 sayfalık bir rapor hazırladık, çözüm talebini içeren talepler ortaya çıkınca bu raporlar kabul edilmedi. Bu raporlar ciddiye alınmadı. Bu raporların sonuçları açıklanmadı; oysa bu raporlar açıklanacak, yol haritası hazırlanacaktı. Bu hükümet olumlu bir şey gördüğü zaman yok sayıyordu. Demek ki bu insanlar bize alan çalışması yaptırırken savaş kararı çıkmasını bekliyordu. Böyle olmayınca reddedildi. 

'SÖZ VERDİLER AMA AÇIKLAMADILAR'

Raporları kamuoyuna açıklamadılar. Bütün akil insanlara söylüyoruz, raporlarına sahip çıksınlar, barışa sahip çıksınlar. 19 Ekim'de son bir toplantı yapıldı. Başbakan Davutoğlu, istihbarattan insanlar gelmişti. Bu raporlar neden açıklanmıyor' diye sorduğumuzda, 'ben bilmiyorum' dedi. Sonra 'söz veriyorum bu raporları açıklayacağız' dediler. Ama açıklamadılar. 

En son 6-8 Eylül olaylarında çatışmaların en yoğun olduğu Esenyurt'ta 78'liler olarak özel bir çalışma yaptık. Orada halk bir birine karşı silahlandırılmıştı. Çatışmalarda yaşandı. Ama Türkiye halkı ve toplumu Kürtlerle karşı karşıya gelmedi. Genel iç savaş çıkaramadılar. O dönem bile orada görüştüğümüzde barış talebi öndeydi. Halkın genelinde barış eğilimi vardır. 

Bunlar savaş istiyorlar çünkü savaşa ihtiyaçları var. Türkiye'yi yeniden kurmaya çalışırlarken insanların dikkatlerini savaşa yöneltmek istiyorlar. Ama bu savaşın da kontrollerinde olmasını istiyorlar. Fakat bu savaşın kontrolden çıkma ihtimali var ve bu büyük bir tehlikedir. Türkiye toplumu kaosa sürükler." 

KORKUT: SÜREÇLER KESİNTİYE UĞRASA DA ÇÖZÜM YERİ MASADIR

Akil İnsanlar Marmara Heyeti Sekretaryası Levent Korkut: "Siyasetçiler günün şartlarına göre siyasi açıklamalar yaparlar. Ama Türkiye'de de dünyada da bu tür çatışma çözümleri kesintiye uğramıştır. Bazen zikzaklar çizmiştir. Örneğin Kolombiya'da en az 6 kez bu iş kesintiye uğradı; ama sonunda iş masa başında çözüldü. Türkiye'de çözüm süreci ilk değildi. Daha önce de benzer süreçler yaşandı, ateşkesler, işte Oslo süreci yaşandı. Ama işte bu tür durumlar yaşanabiliyor. Bazen dip noktalarını buluyor ama en nihayetinde bu işin gelip çözüleceği yer masadır. Bu tür açıklamalar elbette toplumun çözüm umudunu zedeliyor. Her toplum gibi Türkiye toplumu da istikrar istiyor. Umarım bu çatışmalar çok derinleşmeden bu döneme geri dönülür." (DİHA)
 

ÖNCEKİ HABER

Batan teknedeki kayıp 2 yolcu aranıyor

SONRAKİ HABER

CHP'li Sağlar'dan kayyım tepkisi: Asıl darbe şimdi yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...