Azot grevi kararlılıkla sürüyor

Uğur ÖKDEMİR
Bursa

Mücadelelerini kararlılıkla sürdüren Gemlik Azot işçilerinin grevi 10. gününü geride bıraktı. Destek ziyaretleri devam ederken, işçilerle dayanışmaya gelenler polisin tacizleriyle karşılaşıyor. İşçilerin bu mücadelede yalnız olmadıklarını göstermek için direniş alanında işçilerle birlikte sendika önlüğü giyip nöbet tutanlara “Bu yasal değil önlükleri çıkarın” baskısı yapılıyor. Ayrıca fabrika önünde haber takibi yapan iki muhabirimizin kimlikleri alınarak GBT kontrolü yapıldı.

Özelleştirme sonrası haklarının tek tek ellerinden alındığını söyleyen işçiler, greve çıktıkları için kendilerinden ve sendikadan özür bekleyen patrona emeğimizi sömürenler asıl özür dilesin yanıtını verdi.

‘OLMAYAN ŞEYİ NASIL KAYBETMİŞİZ’

Türkiye’nin amonyak ihtiyacının büyük bir çoğunluğunun bu fabrikanın karşıladığını söyleyen bir işçi; “Bu kadar geniş bir alana sahip şirket işçisine resmen düşman. Pazar payı Türkiye’yle sınırlı değil yurt dışına da mal satıyoruz. Ama burada sadece patron büyüyor biz küçülüyoruz. Hakkımız olanı almak için bugün kapı önünde direniyoruz. Bize bayramdan sonra greve çıksaydınız ikramiyeyi kaçırdınız böyle yaparak diyor patron, sanki ikramiye vardı da kaçırdık. Olmayan şeyi nasıl kaçırabiliriz. Böyle yaparak iyi patronu oynamaya çalışıyor. Fakat grev aşamasında yaptıklarından hiç bahsetmiyor” dedi. İşçi sözlerine şöyle devam etti: “Greve çıkacağımız kesinleştiğinde patrona işyerinin güvenliği için fabrikada kalması gereken işçilerin listesini yapalım dedik fakat işveren bizim bu yaklaşımımıza sürekli biz ayarlarız siz karışmayın dedi. Patronun hazırladığı listede fabrikada 241 işçinin olması gerekiyormuş. Yahu zaten fabrikada 535 işçi çalışıyor. Yani patron bize açıkça greve çıkın ama çalışarak çıkın diyor. Biz böyle bir şeyi kabul etmedik. Sonrasında da patronun bize etmediği hakaret kalmadı. Siz fabrikayı düşünmüyorsunuz, zarar vereceksiniz, burada bir kaza olursa sadece bura değil tüm Bursa zarar görür gibisinden. Madem bu kadar düşünüyorsun her şeyi, haklarımızı ver bu süreç hiç olmasın.”

Patronun gübre satışları olmadığı için bu kadar rahat olduğunu söyleyen bir başka işçi; “Greve çıktığımız için sendikamızdan ve bizden özür bekliyormuş. Böyle bir şey olabilir mi sizce nerede görülmüş böyle bir davranış. Özür dileyin ben bu özrü ailemle değerlendirip tekrar konuşalım diyor. Bizim özürlük bir durumumuz yok. Yıllardır bu fabrikanın her köşesine bıraktığımız alın terimiz, emeğimiz var. Asıl özür dilemesi gerekenler emeğimizi sömürenlerdir. Tehlikeli ortamda çalışıyoruz. Buraya yeni giren bir işçiye uzun bir süre tek başına iş yaptırmıyoruz. Çünkü en ufak bir hatada facia olabilir. Burada bir işçinin her şeye hakim olabilmesi için 5 yılı geçmesi lazım. Tehlikeyi siz düşünün” diye konuştu.

GÜBRE SATIŞLARININ DURMASINI FIRSAT BİLDİLER

Özelleştirme sonrası kazanımların tek tek tırpanlandığını söyleyen Petrol-İş Bursa Şube Başkan Yardımcısı Sedat Özturan, “Artık bıçak kemiğe dayandı. Her seferinde var olan haklarımıza yöneldiler. Biz de buna bir dur dedik artık ve greve çıktık. Bayrama kadar diyalog yollarını kullanacağız o zamana kadar bir sonuç alınmazsa harekete geçip eylemlerimizi artıracağız. Bu bizim iyi niyet göstergemiz umarım bayrama kalmadan masaya otururuz tekrardan” dedi. Özturan şöyle devam etti: “Gübre satışları durdurulduğu için patron biraz rahat ama elbet bu satışlar tekrar başlayacak. Burada grev olduğu için duruş var fakat diğer örgütlü olduğumuz fabrikalarda da gübre satışları olmadığı için yıllık izinler kullandırılıyor. Hatta 2018’in 2019’un yıllık izinleri bile şimdiden kullandırılıyor. Bu durumu patronlar biraz da fırsata çeviriyor, özellikle burası. Ama yarın öbür gün satışlar tekrar başladığında ne olacak hiç düşünüyor mu orasını? Fabrikasını gerçekten düşünüyorsa fabrikayı var eden işçilerin emeklerini vermeli.”

HEP BİZDEN GİTTİ ANLAYACAĞINIZ

Bir başka işçi şunları anlattı: “Burası özelleştikten sonra patronun bir iki yıl içinde masraflarını karşıladığı söyleniyor. Ondan sonraki yıllarda da sürekli büyüdü burası fakat biz hep geri gittik. Haklarımız her yıl tırpanlandı. Hep bizden gitti anlayacağınız.”