29 Ağustos 2016 12:56

Hukuk örgütlerinden Öcalan’a yönelik tecrit kalksın çağrısı

Hukuk örgütleri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ve OHAL uygulamalarıyla cezaevlerindeki mahpuslara dönük işkenceye ilişkin basın açıklaması yaptı.

Paylaş

Aralarında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Demokrasi İçin Hukukçular (DİH), Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Asrın Hukuk Bürosu, Açılım Hukuk Bürosu, Ezilenlerin Hukuk Bürosu’nun (EHB) bulunduğu hukuk örgütleri, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana haber alınamayan Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ve OHAL uygulamalarıyla cezaevlerindeki mahpuslara dönük işkenceye ilişkin basın açıklaması düzenledi. 

Cezaevlerinin OHAL diktasının işkence merkezleri haline geldiğini ifade eden hukuk örgütleri, Öcalan ile İmralı’da tutulan diğer mahkumlar Veysi Aktaş, Ömer Hayri Konar ve Hamili Yıldırım’ın yaşamından kaygı duyduklarını belirterek tecridin son bulmasını talep ettiler. 

‘ÖCALAN’A TECRİT SAVAŞ HUKUKUNA GÖRE YÜRÜTÜLÜYOR’

“İmralı’dan kara hapishanelerine OHAL uygulamalarına son” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, “Siyasi iktidar Abdullah Öcalan’a yönelik olarak uygulanan 18 yıllık İmralı tecrit politikasını darbeli-darbesiz, OHAL’li-OHAL’siz dönemler fark etmeksizin ‘savaş hukuku’ na göre yürütmüştür” denildi. 

Asrın Hukuk Bürosu’ndan Emran Emekçi’nin okuduğu açıklamada, 27 Temmuz 2011’den bu yana Öcalan ile avukat müvekkil görüşmelerinin engellendiğini söyledi. Emekçi, OHAL uygulamaları ile mutlak tecridin mahkeme kararları ile kalıcı ve sürekli hale getirildiğini kaydetti. Emekçi, “Darbe üzerinden geliştirilen psikolojik ortamda Öcalan’ın can güvenliği üzerinden türlü spekülasyonlar yapılmıştır. Bu ağır ortama rağmen kendisinden haber alınmasına dahi halen izin verilmemeliktedir. Son zamanlarda yaptığımız inceleme ve raporlama çalışmalarında hapishanelerde hukuksuz ve onur kırıcı uygulamaların arttığını, tutsakların hücrelerindeki kitaplara dahi tahammül edemez bir hal olduğunu gözlemledik. 15 Temmuz’dan sonra çıkarılan kararnamelerle hapishaneler denetlenemez, gözlemlenemez bir hal almıştır. Avukat görüşleri fiilen engellenmekte ya da kayda alınmak istenerek tutsakların içinde bulundukları durumu rahatlıkla anlatmaları engellenmektedir. Öcalan’a uygulanan tecridin 15 Temmuz sonrasında tam bir gizlilikle yürütülmesi başvuruların sonuçlanmasını beklenilmez kılan bir durumdur. Bu durum hiçbir hukuk kuralı ve olağan üstü hal rejimi ile açıklanamaz. Hukuk mücadele kurumları olarak İmralı cezaevi hakkında sağlıklı bilgi almak istiyoruz. Öcalan’ın ve diğer tutuklu hükümlülerin avukatları ile görüşü sağlanmalı, ulusal üstü belgelerle dillendirilen hükümlü hakları hayata geçirilmelidir” diye konuştu. 

‘HUKUK TANIMAYAN BİR İKTİDAR TEK BİR YERDE ZALİM DEĞİLDİR’

Açıklamanın ardından konuşan EHB avukatlarından Gülhan Kaya, İmralı’daki tecridin diğer F tiplerindeki tecritleri aştığını ifade etti. Kaya, “Barış özlemi olanlar İmralı’daki tecride ‘hayır’ demelidir” dedi. 

ÇHD İstanbul Şube adına konuşan avukat Gökmen Yeşil, mahpuslara yönelik saldırıların 15 Temmuz’dan sonra tırmandırıldığını kaydederek, “Birçok hapishanede sistematik işkence vakaları ile karşı karşıyayız. Öcalan’a uygulanan tecrit ve hukuksuzluk diğer hapishanelerdeki boyutları aştı. Hukuk tanımayan, yasa tanımayan bir iktidar tek bir yerde zalim değildir” diye konuştu. 
Açılım Hukuk Bürosu avukatlarından Kübra Gündüz de, Öcalan’a uygulanan tecridin Kürt sorununun demokratik çözümünün önüne geçtiğini ve tecritle mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. 

Son olarak konuşan ÖHD’li avukat Sinan Zincir ise, “İmralı’da uygulanan tecrit, Kürt halkına, barış sevenlere uygulanan tecrittir. Tecridin derhal kaldırılmasını ve Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü talep ediyoruz” dedi. 

‘TECRİT DERHAL SON BULMALI’

Açıklamaya katılan HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, birlikte mücadelenin tecridi kaldıracağını ve “Kürt halkını mücadelesinde başarıya ulaştıracağını” söyledi. 

Öcalan’a uygulanan tecridin tutuklandığından beri uygulandığını belirten avukat Eren Keskin, “İmralı, Özel Harp dairesine bağlı, oradan yönetilen bir cezaevi. Türkiye’nin iç hukukuna ve uluslarası sözleşmelere aykırı bir şekilde yönetiliyor İmralı Cezaevi. Öcalan’ı barışçıl çözümlerin dünya tarafından bilinmesini istemeyen, savaş isteyen blok konuşturmuyor” dedi. 

Kolombiya’da 54 yıl süren savaşın ardından barış imzalandığını hatırlatan avukat Ercan Kanar, “AKP iktidarının Dışişleri Bakanı Kolombiya’daki barışı kutlarken Kürt halkı üzerinde Srilanka modelini uygulayarak OHAL ilanı ile her türlü temel hak ve özgürlüğü engelledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’in 3. Maddesine göre işkence insanlık suçudur. Cezaevlerindeki uygulamalarla AİHM’in 3. Maddesi ihlal edilmektedir. Tecrit de işkencenin bir türü olarak 3. Maddenin ihlalidir. Tecrit kaldırılarak kısa sürede son bulmalı. OHAL koşullarını gerektirecek bir durum olmadığı için gereksiz yere ilan edilmiş OHAL son bulmalı, barış için adım atılmalıdır” şeklinde konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)
 

ÖNCEKİ HABER

DİSK: Haramilerin saltanatını yıkacağız!

SONRAKİ HABER

İMO: Şiddetin siyaset aracı olmasını istemiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...