29 Ağustos 2016 00:45

Bir yönetim aracı olarak güvencesizlik

Otonom Yayıncılık’tan çıkan 'Kırılganların Yönetimi' kitabı güvencesizliğin neoliberal yönetimselliğin dayanağı olduğunu ileri sürüyor.

Paylaş

Arif KOŞAR
İstanbul

Gerçekten de güvencesizlik, siyasi yönetimin asli unsurlarından birisi haline geldi. Ya da geliyor. Bir işte çalışıp orta vadede geleceği öngörebilmenin bile oldukça zorlaştığı günümüzde, sadece iş değil sağlık, güvenlik ve tüm yaşamsal faaliyetlerimiz bir belirsizlikle kuşatılmış durumda. Hele de Türkiye’de yaşıyorsak!

Otonom Yayıncılık’tan çıkan Isabell Lorey’in “Kırılganların Yönetimi” kitabı güvencesizliğin neoliberal yönetimselliğin dayanağı olduğunu ileri sürüyor. Lorey’e göre, “Kırılganlaşma, güvencesiz işlerden, ücretli istihdam ile sağlanan güvence yokluğundan daha fazla anlam taşır. Bir güvencesizlik ve tehlikeye açık olma hali olan kırılganlık, tüm varoluşu, bedeni, özneleşme biçimlerini ihtiva eder. Yeni yaşama ve çalışma olasılıklarını mümkün kılsa da, bir tehdit ve baskıdır. Kırılganlaşma beklenmeyenle, tesadüfle birlikte yaşamak anlamına gelir.”

Neoliberal dünyada, sosyal devletin sağladığı güvencelerin gevşemesiyle hızla yayılan güvencesizlik, Lorey’e göre artık bir kısım ötekinin sorunu olmaktan çıktı.

GÜVENCESİZLİK NORMALLEŞİYOR

Burjuva liberal ve muhafazakar devlet/toplum teorilerinin temelinde; bireylerin güvenli bir yaşam için haklarının bir bölümünü egemene devretmesi vardır. Hobbes’a göre, egemen gücün olmadığı (hayali) doğa durumunda güçlü olan güçsüz olanı ezer, yok eder: “İnsan insanın kurdudur” düstürü. İşte Hobbes’un devleti, bunu engelleyerek bireylere “güvenlik” vadeder. Lorey’e göre, devlet tahakkümü, “tehdit olan” “öteki”lerden, vatandaşı korumak için varoluşsal kırılganlık halini kaygıya dönüştürür. Devletin bu tahakkümü; aynı zamanda sınıfsal, cinsel, ırksal olarak kırılganlık hallerini hiyerarşik hale getirir.

Lorey, bu noktada liberal yönetimsellik ile neoliberal yönetimsellik arasındaki bir farklılığa dikkat çekmek ister. Liberal yönetme biçimi de kırılganlık/güvencesizlik üretir. Misal sosyal devlet; bir toplumsal “öteki” yaratır ve onun dışlanması ve kalanların güvenceye alınması üzerinden toplumun yönetilmesini organize eder. Neoliberalizmde ise kırılganlık, küçük bir “öteki” grubundan toplumun merkezine yerleşir, artık güvencesizlik normal olandır; herkes güvencesizdir. İşte neoliberal yönetimsellik bu güvencesizlik durumunu hiyerarşikleştirerek yönetir.

KENDİ KENDİNİ YÖNETME YANILGISI

Neoliberal yönetimsellikle yönetme işlevi sadece baskı ile olmaz. Güvencesiz ve bireyselleştirilmiş özne, “kendi kendini yönetme” iddiasındadır. Eylemini özgür iradesinin sonucu olarak görür. Böylece güvencesiz koşullarda yaşayan ve kaygı duyan birey, hiyerarşikleştirilmiş kırılganlıklar dünyasının kendi kendini yöneten ve yönetilen bir parçası olmuştur. Hobbes’un öznelerin itaat etmesi gereken korkulan egemeni “kendi kendini düzenleme biçimi olarak eyleyen özneler düzeyinde yoluna devam ediyor.” (Lorey, 2016: 93)

Lorey’e göre; güvencesizlik sadece bir kötülük değil, aynı zamanda alternatif bir politika ve demokrasi deneyimi için yeni bir olanaktır. Tahakküm ilişkilerinin tersine çevrilmesi için sağladığı fırsat değerlendirilebilirse yeni bir kolektif çıkış olanağı sağlar. Bunun başlangıcı ise itaatsizliktir. Yazar, özellikle Paolo Virno’ya atıf yaparak, Negri ve Hardt’ın da üzerinde epeyce durduğu “çıkış” kavramı öne sürüyor. Böylece mevcut tahakküm ilişkilerini tersine çevirecek yeni bir kolektif eylem ve politik demokrasiyi kurmaya çağırıyor.

BİRAZ DA ELEŞTİRİ

Tanıtımın yanında yazara katılmadığım bir kaç nokta. Özetin özeti: Bir; yönetimsellik boyutunda ele alınırken güvencesizliğin bir virüs gibi yayılmasına neden olan ekonomi-politik dayanaklar, atıf yapılmakla birlikte analizde fazlaca ikincil kalıyor. İki; geçmiş “güvence” sağlayan kimi kazanımlar, kazanım olarak görülmeyip liberal yönetimselliğin gereği olarak tanımlanıyor. Bu kazanımlar üzerinden kapitalist tahakkümün kendini yenilediği konusunda hak verilebilir ancak bu haklar “bir de böyle yönetelim” diye verilmedi, mücadele ile kazanıldı. Üç; neoliberal yönetimselliği, sadece kırılganlık/güvencesizlik temelinde tanımlayarak fazlaca indirgemeci davranıyor. Dört; alternatifi kapitalizm içinden çıkamayan bir “çıkış” önerisi oluyor.

Kırılganların Yönetimi
Isabell Lorey
Çeviren: Nurhayat Köklü
Otonom Yayıncılık
2016, İstanbul
134 sayfa

ÖNCEKİ HABER

Gözaltındaki muhabirlerimiz 5 gün sonra avukatla görüştü

SONRAKİ HABER

İlaç fiyatına yüzde 461, şirket müdürüne yüzde 671 zam!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...