26 Ağustos 2016 00:29

Salazar'ın 3. F'si: Fatima

Hilal Ünlü, Portekiz’in kutsal mekanı Fatima'yı yazdı.

Paylaş

Hilal ÜNLÜ
Gijon

Dünyanın en önemli Meryem Ana ibadethanelerinden biri olan Fatima İbadethanesi, Portekiz’in Ouerem kentine 11 kilometre ve Lizbon’a 120 kilometre uzaklıkta bulunan Fatima kentinde.

Fatima kentinin adı Arapça’dan geliyor ve Hz.Muhammed’in kızının adı. Söylenceye göre Endülüs döneminde İber yarımadasındaki Hristiyanların, Müslümanların yarımadadaki varlıklarını ortadan kaldırmak için Reconquista döneminde (Yeniden fetih-1492 yılında son Endülüs devletinin yıkılmasıyla başarıya ulaşmıştır) Fatima isimli bir Arap prensesi, Hristiyanlar tarafından kaçırılır ve Qurem kontu ile evlendirilir. Hristiyanlığı kabul eden Fatima, Oriana adıyla vaftiz edilir; bölgeye de atalarının anısına Fatima adı verilir.
3 küçük çobanın bakire Fatima’nın hayaletini gördüklerini ileri sürene kadar sıradan bir köy olan Fatima 1997 yılında il olur.

FATİMA EFSANESİ

13 Mayıs 1917 tarihinde üç küçük çoban, Lucía dos Santos (10 yaşında-98 yaşında ölmüş), Francisco (9 yaşında-10 yaşında ölmüş), Jacinta Marto (6 yaşında-9 yaşında ölmüş) İria mağarası olarak bilinen bir yerde koyunlarını otlatırlarken parıltılar içinde, beyazlar giyinmiş elinde tespih olan bir kadın gördüklerini iddia ederler. Bu kadının onlara art arda 5 ay boyunca her ayın 13’ünde ve aynı saatte buraya gelmelerini istediğini söylerler. Çocuklardan Francisco, bu kadınla konuşmadığını ve onun konuştuğunu da duymadığını ancak onu gördüğünü söyler. Çocuklardan Lucia’nın ifadesiyle bu barış meleği aynı zamanda kutsal Maria’nın hayaletidir. Kutsal Maria onlardan, insanlığın işlediği günahlar için pişmanlık göstermelerini, dua etmelerini, Hristiyanlığa insan kazandırmalarını ve kefaret ödemelerini, her gün çile çekme pratiklerinde bulunmalarını öğütler. Tüm dünyanın ve tüm günahkarların Hristiyanlaşması için tespihle dua etmenin önemini vurgular; şu anki Fatima İbadethanesi’nin başlangıcını oluşturan küçük bir kilise (şapel) inşa edilmesini ister. Tek yaşayan çocuk olan ve diğer iki çocuğun aklına bunları sokmakla suçlanan Lucia’nın anlatımlarına göre en son 13 Ekim 1917 tarihinde görülen kutsal Maria’nın, 13 Mayıs’ta göründüğünde onlara Fatima’nın sırrı adı altında 3 sır verir. Birinci sır I. ve II. Dünya Savaşı’nın olacağı; ikinci sır SSCB’nin yıkılacağı, üçüncü sırsa dünyada bir felaketin olacağıydı. Kardinal Joseph Ratzinger 13 Mayıs 2000 tarihinde, bu felaketin 13 Mayıs 1981 tarihinde M.Ali Ağca tarafından Juan Pablo II’ye düzenlenen suikast olduğunu açıkladı.  

7 TON BRONZDAN TAÇ

İbadet alanında çobanların bakireyi gördüğünü iddia ettiği yerdeki ağacın yanında içinde bakirenin heykelinin bulunduğu bir küçük kilise (şapel), tepesinde 7 ton bronzdan yapılmış bir taç olan ve üç çobanın mezarlarının yer aldığı bir bazilika, bazilikayı yanındaki yapılarla birleştiren 200 sütundan oluşan üzerinde çeşitli Portekiz azizlerinin heykeli bulunan 14 adet de sunak, bazilikanın önünde 2007 yılında açılışı yapılan Santisima Trinidad Kilisesi, avluda yaklaşık 30 metre yüksekliğindeki Fatima haçı, yine avluda kutsal İsa bronz heykeli ve altında bir su kaynağı bulunuyor.

YILDA 4 MİLYON KİŞİ ZİYARET EDİYOR

20. yy başından bu yana Katolik Hristiyanların hac merkezi olarak kullanılan Fatima İbadethanesi her yıl, 4 milyondan fazla turist ve hacı adayı ziyaret eder. Portekiz’e yılda, ülkenin turizm gelirinin yüzde 10’una tekabül eden yaklaşık 700 milyon avroluk bir gelir sağlar.

SALAZAR VE YENİ DEVLET (ESTADO NOVO)

İşçi mücadeleleri, ayaklanmalar, isyanlar, siyasi cinayetler ve ekonomik kriz ile siyasi istikrarsızlık, birkaç yıl sonra, I. Dünya Savaşına katılım ile şiddetlenen sorunlar sonrası 1926’da Portekiz’de Antonio de Oliveira Salazar önderliğindeki ordu darbe ile iktidarı ele geçirdi. 1933 yılında Salazar, yeni anayasa ile, devlet kontrolünün geniş yetkilerle donatılan yürütmeye verildiği milliyetçi rejim (korporatif) olan, bireysel özgürlüğün milli menfaatler, milli birlik kavramlarına feda edildiği Yeni Devleti (Estado Novo) kurdu.
Salazar, Portekiz’in Antihristiyanlığa, antimilliyetçiliğe gömüleceği söylemleriyle Hıristiyanlığın restorasyonu için elinden geleni yaptı. Papa Pío XII ruhani çabalarıyla milli birliği restore ettiği için Salazar’a teşekkür etti.
Salazar’ın Yeni Devleti, yeniden inşa ve yeni restorasyon sürecinde merkezine Hristiyanlık karşıtı bir sistem olarak tanımladığı komünizmi ve özgürlükleri koydu. Salazar ulusa şöyle seslendi: “Rus devrimi medeniyet karşıtı, Hristiyanlık karşıtı bir sistem. Günümüzün büyük sapkınlığı. Biz komünizme, sosyalizme ve özgürlükçü sendikacılığa, ailenin bölünmesine, çözülmesine neden olan her şeyin karşısındayız. Sınıf mücadelesine, enternasyonalizme. Biz antiparlementaristiz, antidemokratız, antiliberaliz... Biz korporatif bir devlet inşa etmek istiyoruz. Özgürlükten yana değiliz; çünkü özgürlük yalnızca medeniyetimizin (Hristiyanlık) temellerini baltalamaya yarar bir kavramdır.”

SALAZAR’IN YENİ DEVLETİNİN TEMELİ 3F

3F, Futbol, Fado, Fatima, Salazar diktatörlüğünün (1926-1974) simgesi olmuş bir kavram. Salazar, futboldan hoşlanmamasına, fadoyu depresif ve gayriahlaki bulmasına rağmen diktatörlüğünü pekiştirmek için, rejimi 3F ile anılıncaya dek bunları geliştirme yolunda elinden geleni yaptı. Katolikliğin en büyük ruhani merkezine dönüşen Fatima ise komünizmin karşısına dini koyan, İsviçreli Tarihçi ve Yazar Gonzague de Reynold sözleriyle, iktidarını “haç’ını taşıyan bir Hristiyan gibi” yürüten Salazar’ın tek adam diktatörlüğünün ve Yeni Devleti’nin (Estado Novo) vazgeçilmez dayanaklarından biri oldu.

FRANKO VE FATİMA

İspanya’da Cumhuriyetçiler ile başlarında Fransisko Franko’nun bulunduğu isyancı ordu mensupları arasında geçen iç savaşın bitişinden yalnızca 9 yıl sonra, 22 Mayıs 1948 tarihinde bakire Fatima’nın büstü Portekiz’deki ibadethaneden aynı isimle çıkış yaptı. Bu işin gerçekleştirilmesi işini bizzat Franko’nun kendisi üstlendi. Franko ve yakın arkadaşları, böylesi “dini bir mucize” eyleminin, İspanyol kamuoyu karşısında diktatörlüğünün meşrulaştırılmasında oldukça etkili olacağını biliyordu.
O dönemde Portekiz de, İspanya’daki mevcut cumhuriyetçi potansiyelinden korkan, kendini de etkileyeceği için bu ülkede bir rejim değişikliği istemeyen ve “kardeş” bir rejimin sürmesini isteyen Oliveira Salazar’ın diktatörlüğü altındaydı. Bu nedenle Salazar Frankizm davasına destek olması için diktatörlüğünün simgelerinden biri olan Fatima imgesinin kullanımına olur verdi. Bakire Fatima, Franko ve İspanya ile birlikteydi artık. İletişim organlarının halklara aktarması gereken mesaj buydu. Geriye “Meryem Ana”nın hastalar için aracılık etmesi kalmıştı. Yani medyanın, diktatörün isteği olan, hastaların mucizevi bir şekilde tedavi edildiği görünümünün oluşmasına yardımcı olacak dini bir coşku atmosferi yaratması gerekiyordu. En önemli medya organları en fazla yerin bu konuya ayrılması ve buna dikkat çekilmesi konusunda komut aldılar. Elbette talimatlar sorgusuzca yerine getirildi.
Kutsal sembol, en son Madrid’e varmadan önce insanların coşkulu inanç gösterileri yaptığı çeşitli kent ve köylerde dolaştırıldı. Kalabalıklar “Bakire Fatima” çığlıklarıyla sokaklara döküldü; ordu mensupları ikon simgenin üzerine tonlarca çiçekler döktü. Basının ortamı kızıştırmakta kullandığı “ilk mucize tedaviler” gerçekleşmiş, “Fatima Operasyonu” hedefini vurmuştu.

ÖNCEKİ HABER

ÖSYM, ek yerleştirme kararı aldı

SONRAKİ HABER

İHD: Saldırı farklı seslerin varlığına yöneliktir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...