Diyelim ki biz öldürdük, ne olacak?

34 köylünün katledildiği olayın üzerinden geçen zamana rağmen failler ortaya çıkarılmazken, Roboski köyündeki koruculara ‘Olayı unutun’ denerek, göreve dönmeleri çağrısı yapılıyor. Köylüler, korucuların Gülyazı Tugay Komutanı Abdullah Paşa tarafından çağrıldığını, toplantıda Paşanın, “Bunu unutun. Kazaydı. Devlet kaza yaptı. Kapatın. Diyelim ki ben yaptım, ne olacak? Siz devlete karşı ne yapabilirsiniz ki?​” dediğini söylediler.

‘GEREKİRSE YİNE ÖLDÜRÜRÜM’

Katliamda yaşamını yitiren Hüseyin Encü’nün babası İslam Encü, olayı şöyle anlatıyor, “Geçen hafta Roboski Korucubaşı Mehmet Şerif Encü aracılığıyla Gülyazı Tugay Komutanı Abdullah Paşa bizlere göreve dönmemizi söylemişti. Bu durumdan rahatsız olduğumuzu ve Korucubaşı Mehmet Şerif Encü’ye failler bulmadığı müddetçe göreve gitmeyeceğimizi söyledik. Bunu duyan Gülyazı Tugay Komutanı Abdullah Paşa, bizleri Gülyazı Tugay Komutanlığına çağırdı. Bize, ‘Ya göreve gidersiniz ya da sizleri görevden alacağız’ dedi. Biz, ‘Silahları bırakmaya hazırız. Roboski Katliamı failleri bulunmadığı müddetçe hiçbir yere gitmeyeceğiz’ dedik. Bizlere, ‘Ben öldürdüm, Roboski’de yaşayan her kim kaçakçılık yaparsa gerekirse bir daha öldürürüm’ dedi.”

Katliam’ın ardından Kaymakama saldırdıkları iddiasıyla yaşanan tutuklamalara dikkat çeken Encü, “Çocuklarımızın katliama tepkisinden dolayı Kaymakama bir tokat atıldı, atılmadı o da meçhul, 74 kişilik liste çıkarıp gözaltına alındılar. Birçoğu halen cezaevinde bulunurken, Roboski Katliamı’nda 34 kişinin yaşamını yitirmesinden 5 ay geçmesine rağmen hiç kimse ne sorgulandı ne de yargı önüne çıkarıldı. Bizlere 1992 yılarında bu silahları zaten zorla vermişlerdi. En kısa zamanda silahları bırakacağız. Bu görevi de failler bulunmadığı müddetçe yapmayacağız” seklinde konuştu.

‘BİZ DEVLETİZ’

Katliamda yaşamını yitiren Cemal Encü’nün babası Süleyman Encü de, 6 kişi ile birlikte Paşa’nın yanına gittiklerini belirterek, “Neden göreve çıkmadığımızı sordu. Biz de söyledik. ‘Bir kazaydı. Bu olayın üzerinde neden duruyorsunuz? Bırakın bu olayı olan biten geçmişte kaldı’ dedi. Ben de kaza olmadığını katliamın bilerek yapıldığını söyledim. Bana verdiği cevap, ‘Farz etki ben öldürdüm. Devletiz biz. Ne yapacaksınız?​’ oldu. ‘Madem siz öldürdünüz ve devletsiniz o zaman biz de sonuna kadar bu olayın peşini bırakmayacağız ve sonuna kadar davamızın arkasında duracağız’ dedim” ifadelerini kullandı. Paşanın, ‘50 milyon için kaçakçılık yapıyordunuz, bakın devlet sizlere 120 bin TL veriyor almıyorsunuz’ dediğini belirten Encü, “Faillerin bulunmasını istiyoruz, para değil. Her gün televizyonların başında acaba çocuklarımızın failleri bulundu mu diye hep bekliyoruz. Bu olayın faili ister Başbakan ister Genelkurmay olsun, failler bunlunca bizim de söyleyecek sözümüz var elbet” dedi.

Katliamda yaşamını yitiren Şerafettin Encü’nün babası Nazmi Encü ise Paşaya, ‘Katliamıı gerçekleştiren ve size telefonda vur emrini veren kişinin ismini istiyoruz’ dediğini belirterek, “Paşa ‘BDP’liler mi göreve gitmeyin diyor’ diye sordu. Hepimiz hayır dedik. Hiç kimse göreve gitmeyin demedi. Bizler bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Vicdanımız elvermiyor o silahı taşımaya’ dedik” dedi.

Katliamda yaşamını yitiren Selam Encü’nün babası Ahmet Encü de, “Madem Abdullah Paşa çocuklarımızı devletin öldürdüğünü söylüyor biz de sonuna kadar bu davamızı sürdüreceğiz. Bu olay çözülmediği müddetçe biz hiçbir şekilde davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Tüm sivil toplum kuruluşlarına başvurmuşuz ve bu olayın adımlatılması için bizlere destek vermelerini istiyoruz. Bize bu zulmün ardından baskılar artarsa burada kalmaya hiç niyetimiz yoktur” dedi. (Şırnak/DİHA)