20'si gazeteci 22 kişi serbest bırakıldı

Özgür Gündem gazetesine yapılan polis baskınında gözaltına alınan 20'si gazeteci 22 kişi ifadelerinin alınması sonrası serbest bırakıldı. Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve Gazete Yazarı Aslı Erdoğan'ın ise götürüldükleri İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube'deki sorguları sürüyor.

Özgür Gündem gazetesine yapılan polis baskınında gözaltına alınanlardan ifade işlemleri tamamlanan 22'si, savcılık sorguları için Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Darbedilerek gözaltına alınan gazeteciler Basın Savcılığı'nda "polise mukavemet" iddiasıyla ifade verdi.

Özgür Gündem gazetesinin geçici olarak kapatılması kararının ardından özel harekat polisleri gazete binasına baskın düzenlemiş, baskın ve sonrasında toplam 25 kişi gözaltına alınmıştı. Darbedilerek gözaltına alınan gazeteciler götürüldükleri Kasımpaşa, Karaköy ve Taksim Polis Merkezleri'nde "polise mukavemet" iddiasıyla ifade verdi.

'HAKARET VE DARBA MARUZ KALDIM'

Gözaltına alınan gazetecilerden Basın Savcısı Umut Tepe'ye ifade veren Özgür Paksoy ifadesinde, DİHA muhabiri olduğunu ve gazetenin kapatılması bilgisinin ardından haber takibi yapmak üzere Özgür Gündem gazetesinin merkezine gittiğini söyledi. Saat 16.30-17.00 sıralarında kalaşnikoflu ve maskeli güvenlik güçlerinin gazeteye girerek arama yapacaklarını söylediğini aktaran Paksoy, "Bu sırda avukatlarla görüşme halindeydiler. Kesinlikle ne ben, ne gazete içerisinde bulunan diğer kişiler tarafından güvenlik güçlerine mukavemette bulunulmadı" dedi. Neden gözaltına alındığını anlamadığını ifade eden Paksoy,  gözaltına alındıktan sonraki süreçte hakaret ve darba maruz kaldığını dile getirdi. Paksoy ifadesinde, Kürt olmayan ve gözaltına alınan kişilere “Sizin bunlarla ne işiniz var” denilerek hakaret edildiğini, kadınlara kötü muamele yapıldığını söyledi.

'POLİSE MUKAVEMET YOK'

İfadesi tamamlanan Özgür Gündem Ekonomi Yazarı Ender Öndeş de, polis baskını sırasında ufak çaplı bir iki tartışma haricinde herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını söyledi.  Öndeş, "Otobüse bindirilip nezarete alınıncaya kadar tahminime göre 34 saatlik zaman diliminde sürekli darba ve hakarete maruz kaldım. Kesinlikle üzerime atılı suçlamaları kabul etmem. Hiçbir sebep yokken beni gözaltına alan, beni darbeden ve hakaret eden polis memurlarından şikayetçiyim. Cezalandırılmalarını talep ediyorum" dedi.

GÖZALTINDAKİ MUHABİRE TECAVÜZ TEHDİDİ

İMC TV muhabiri Gülfem Karataş ifadesinde, önce kameraman Gökhan Çetin’in kamerasının kapatılarak gözaltına almaya çalıştıklarını söyledi.

Karataş, ülkücü bıyığına benzer bir bıyığı olan mavi tişörtlü, uzun boylu ve siyah saçlı bir polisin kendisini "S... seni burada a... k... çocuğu" sözleriyle tecavüzle tehdit ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Ardından kırmızı tişörtlü bir polis bana merdivenlerden indiğimiz sırada sırtıma zincirle vurduğu için yaralandım. Bu sırada gözlüğüm kırıldı. Ayrıca burada beni ters kelepçelediler. Yedi saat kelepçeyle bekletildim. Bu yüzden el bileklerim hala yaralı vaziyettedir. Polis aracına bindirildiğimde yine yüzüme vurularak darbedildim. Bunların hepsini doktor raporunda bulabilirsiniz. Bize 'vatan haini, Ermeni dölü, Yahudi dölü' gibi sözler söylendi. Üç hilal bilekliği olan bir polis bunu bize göstererek 'Bunun anlamını biliyor musunuz, or..lar, kahpeler' diyerek hakaret etti."

Gazetecilerin tamamı ifade işlemleri sonrası serbest bırakıldı.

KAYA, KIZILKAYA VE ERDOĞAN'IN SORGULARI SÜRÜYOR

Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve Gazete Yazarı Aslı Erdoğan'ın ise sorguları sürüyor.

Öte yandan kapatılmasının ardından evine baskın yapılarak gözaltına alınan Özgür Gündem Yayın Danışma Kurulu üyesi ve yazarları Aslı Erdoğan, gözaltına alınmasının sağlığı açısından uygun olup olmadığının belirlenmesi için hastaneye kaldırıldı. Doktorun "Gözaltına alınması sağlığı açısından tehlike arzetmez" şeklinde rapor düzenlemesi sonrası tekrar Esenler Atışalanı Emniyet Amirliği'ndeki nezarethaneye gönderildi.

Erdoğan'ın durumunun iyi olduğu öğrenilirken, avukatlarıyla ise henüz görüştürülmedi.

'ARKADAŞLARIMIZI ALMAYA GELDİK'

Gazetecilere destek olmak üzere adliyeye gelinmesi için çağrı yapan Ben Gazeteciyim İnisiyatifi, DİSK Basın İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Özgür Gazeteciler Cemiyeti basın açıklaması yaptı. Açıklamada DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, TGS Genel Başkanı Uğur Güç ve ÖGC Başkanı Hakkı Boltan konuştu.

“Meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz, arkadaşlarımızı almaya geldik” diyen Eren’in ardından Güç “Fikir basın özgürlüğünün olmadığı yerde demokrasi olmaz. Darbelerin sebebi baskı ortamlarıdır” dedi. Boltan ise “Gazetecilik adına kimsenin hapiste kalmamasını, meslektaşlarımıza açılan davaların düşürülmesini istiyoruz” dedi.

KAPATMA KARARINA İTİRAZ EDİLDİ

Mahkeme kararıyla geçtiğimiz gün geçici olarak kapatılan ve çalışanları yaka paça gözaltına alınan Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasına ve gözaltılara itiraz edildi. İtiraz dilekçesinde kararın “Hukuki ve yasal gerekçeden yoksun”, süresinin belirsiz olması olmasının ise “sansür” niteliği taşıdığı, usul ve yasaya, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve temel hukuk kurallarına aykırı olması nedeniyle kaldırılması talep edildi. Dilekçede kapatmaya gerekçe gösterilen Anayasa’nın 28. maddesinde kapatma kararı verilebilmesi için yayımlanan haberlerden dolayı hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararının varlığının arandığı vurgulandı. Kapatma kararına başlatılan soruşturmanın gerekçe gösterildiği belirtilerek, bunun Anayasa’nın 28. Maddesinde belirlenen kurala aykırı, hukuki ve yasal açıdan temelsiz olduğu savunularak kararın kaldırılması gerektiği aktarıldı.

Dilekçede karar ile bir gazete hakkında, henüz yayımlanmamış ve yayımlanacak olan sayıları için satış, dağıtım ve yayın yasağı konulmasının açıkça ‘sansür’ niteliği taşıdığının altı çizildi. Kararın basın, yayın ve ifade özgürlüğünü, haber, bilgi alma ve edinme hakkını ortadan kaldıran bir uygulama olduğu vurgulandı. Dilekçede, gözaltına alınan gazetecilerin emniyet güçlerine zorluk çıkardığı, direndiği ve saldırdığı iddiasının doğru olmadığı ifade edilerek, gazetecilerin ne olduğunu dahi anlamadan, yaka paça, darp edilerek polis otobüslerine götürüldüğü aktarıldı. 100’ün üzerinde polisin gazete binasına girmesiyle saldırı ve darpın bir anda gerçekleştiği savunularak, gazetecilerin haksız yere özgürlüklerinden yoksun bırakıldığı kaydedildi. Dilekçede, itirazın kabul edilmemesi durumunda ise karar verilmek üzere dosyanın bir üst mahkeme olan İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilmesi talep edildi.