15 Ağustos 2016 00:41

İşçiye demokrasi yok

Ben Gebze’de metal sektöründe çalışan bir işçiyim. Siz değerli arkadaşlarıma ve okurlara duygu ve düşüncelerimi anlatmak istedim.

Paylaş

Metal İşçisi
Gebze

Ben Gebze’de metal sektöründe çalışan bir işçiyim. Siz değerli arkadaşlarıma ve okurlara duygu ve düşüncelerimi anlatmak istedim. Onun için de böyle bir mektup yazmaya karar verdim ve bu mektubu sizlere Evrensel gazetesinin aracılığıyla göndereceğim.
Malum ülkemizde 15 Temmuz’da olan darbe girişimi sonrası OHAL olaylarını hepiniz gibi ben de takip ediyorum. Şunu belirtmek gerekirse ülkemizde yaşayan her birey gibi ben de darbeye karşıyım ama yalnız darbe değil OHAL ve tek adam diktatörlüğüne de karşıyım. Darbenin ülkeyi en az 50 yıl geri götüreceğini, hiç bilgisi olmayan adama sorsanız size söyler. OHAL denince de aklıma ilk gelen askerlik geliyor ve Güneydoğudaki komutanların havadan operasyon var deyip aldığı paralar geliyor. Peki bu paraları kim kazanıp devlete veriyor. Tabii ki işçiler emekçiler kazanıyor ve çeşitli vergilerle devlete veriyorlar. Yıllardır bu düzen böyle gelmiş böyle gidiyor.
Şimdi ise hükümet yetkilileri darbeyi yapan Fethullah Gülen Cemaatinin devlete sızdığını söyleyerek OHAL ilan edip temizleme çalışmalarını başlattı. Ancak OHAL’in en çok işçi ve emekçileri vurduğunu daha ilk günlerden görüyoruz. Nasıl mı?
Şu an süren 7 bin metal işçilerinin toplu iş sözleşmelerinin OHAL nedeniyle duraksaması ya da sonuçlarının ne olacak kaygısı var. İşçiler OHAL’i istemeyenlerinin darbeci ve vatan haini ilan edilmesi korkusuyla seslerinin çıkaramıyor. Piyasada bir korku yaratıldı ve bu korkunun bedelini ödeyecek olan ise yine işçi ve emekçiler olacaktır. Onun için de fabrikalarda her geçen gün ağırlaşan çalışma koşullarını, hükümetin kiralık işçi büroları ve kıdem tazminatının fona devredilmesini de göz önünde bulundurursak yine bütün film işçilerin ve emekçilerin başına patlayacak.
Hükümet varsın demokrasi mitingleri yapa dursun işçiler ve emekçiler açısından bir hak ve demokrasi olmadığı kesindir. Demokrasinin olduğu yerde işçi ve emekçilerin hakları korunur ve işçi ve emekçiler hak aramak zorunda bırakılmaz. Oysaki ülkemizde başta Renault işçileri olmak üzere Arçelik LG işçileri ve bir çok fabrikalarda ağır çalışma koşulları ve az ücretler nedeniyle sendika değişmek isteyen işçilerin Anayasal hak olan sendika seçme hakkını kullanmak istemesi sonucu işten atıldı. Çekmediği çile kalmayan işçilere demokrasinin var olduğunu söylüyorlar ama 15 bin metal işçilerinin grevinin geçersiz uyduruk nedenlerle ertelenmesini nasıl ve ne yalanlarla anlayacaksınız? Onun içindir ki biz metal işçileri biliyoruz ki sizin demokrasi mitinglerinizde darbelerinizde hepsi birer senaryo oyunundan ibarettir. Demokrasiyi ancak biz işçiler getireceğiz...
Ayrıca bir konuyu da belirtmek isterim çalışmış olduğum fabrikanın piknik gününü de demokrasi mitingi gününe gelmesi sebebiyle patronlar tarafından ertelenmesi ama başarısız olması piknikte mitinge araba kaldırmak isteyişleri ancak fazla katılım olmadığı dikkatimi çekti. Bu da hükümet ve sermayenin ( patronlar) çok iyi anlaştığının ve işçi ve emekçileri de beraber sömürdüğünün açıkça belirtisidir. Dedim ya bu ülkeye demokrasi gelecekse yine biz işçiler ve emekçiler getireceğiz. Gelelim nasıl sorusuna? Kısaca bir sınıf bilinci ile sınıf sendikacılığını ortaya koyarak... Bütün işçi ve emekçi arkadaşlarıma yürekten selamlar, saygılar sunarım...

ÖNCEKİ HABER

Meke Çölü!

SONRAKİ HABER

Beybi Eldiven ne hakla gazetenizi dava edecek!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...