11 Ağustos 2016 11:11

Hanefi Avcı, Hrant Dink duruşmasına mektup gönderdi

Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Hrant Dink cinayetine ilişkin davaya mektup gönderdi.

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin davanın duruşmasına İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuksuz sanıklar  dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Trabzon İstihbarat  amirlerinden Özkan Mumcu, Trabzon İstihbarat Şube amirlerinden Ercan Demir, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat sorumlularından Sabri Uzun ile polis memurları Onur Karakaya ve Mehmet Ayhan, tutuklu sanıklar eski istihbarat daire başkanı Ramazan Akyürek ve eski emniyet amiri Ali Fuat Yılmazer katıldı. Yasin Hayal, Ogün Samast ve Muhittin Zenit ise duruşmaya SEGBİS aracılığı ile katıldı. Duruşmada Dink ailesi avukatları ve sanık avukatları da hazır bulundu.   

'NE OLUR MÜDÜRÜM BENİ TUTUKLATMA'

Duruşmaya, emniyet eski müdürü Hanefi Avcı’nın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne hitaben gönderdiği mektubun okunması ile başlandı. Mahkeme başkanı tarafından okunan mektupta Avcı, “Mahkemenizde görülmekte olan Hrant Dink davası nedeniyle sanık Muhittin Zenit’in mahkemenizce tahliyesinden sonra telefonla beni arayan Sabri Uzun, yanında Zenit olduğunu onun yeniden tutuklanması için çalışma yaptığımı söyledi. Daha sonra telefonu Zenit aldı.  Zenit, ‘Müdürüm yapmayın ben çok zorluk çektim ( cemaat mensubu olarak tutuklanan polisler) önce ajansın dediler, beni tutuklatmayın mağdur oldum’ dedi. O’na bunu nereden çıkardın, bunu kim söylediyse alçaklık yapmıştır. Ben neden senin tutuklanmanı isteyeyim, ben kimim ki böyle bir rolüm olsun, bunu kim nasıl söyler dediğim de, Zenit, ‘Sizin davanın savcısını etkileyerek tahliye kararıma karşı tutuklanmam konusunda 15 Ağır Ceza Mahkemesi'ne savcıya itiraz ettiğinizi söylüyorlar’ dedi. Bunların saçma sapan olduğunu, benim bu dava dosyasında ifadem olduğunu, sanıklar açısından en fazla görevi kötüye kullanma kanaatinde olduğumu söylediğimde, ‘O ifadeyi biliyorum okudum’ dedi. TV’de de benzer şeyleri söyledim dedim. Hatta Zenit’in tutuklu olmasını anlamadığımı belirtmeme rağmen, “Ne olur müdürüm başkanım beni tutuklatmayın ailem çok zor durumda, ben çok zor durumda kaldım” dedi. Birileri neden ona bunu söyletmiş. Anlamadım. Bu iddiaya onu inandırmışlardı. Bunları ona kim söylediyse alçaklık yaptığını kendisinin tutuklanması ile ilgili bir etkim olmadığını, olamayacağını söyledim” dedi.

'DOSYA ÜZERİNDE PROVOKASYON YAPILIYOR'

“Ben kimim ki savcı benim sözümden etkilensin? Sana kim bunları söylediyse beni onlarla konuştur dediysem de o kendisine söyleyenlerin isimlerini söylemedi” diyen Avcı, “Nasıl bu kadar garip bir şey iddia edebilir? Kötü niyetli birileri ortamı bulandırmak istiyordu. Tekrar aradım bu iddiaların doğru olmadığını bunu söyleyenlerle karşı karşıya kalmak istediğini söyledim. O da aynı şeyleri söyledi kişilerin isimlerini vermedi. Dava dosyası üzerinde birileri provokasyon yapmak istiyor. Davanın taraflarına yalan yanlış bilgi vererek etkilemek istiyor.  Gerçeğinin ortaya çıkarılması konusunda diğer kişileri iğfal etmek istiyorlar. Bu anlamda kötü niyetli kişilerin ve yalan yanlış şeyleri yayanların ortaya çıkartılmasını talep ediyorum” diye konuştu.

Mektubun okunmasının ardından mahkeme heyeti, SEGBİS'le duruşmaya katılan Muhittin Zenit'e mektupta yazılanları sordu. Zenit, Avcı ile telefonda konuştuğunu ancak içeriğinin bu şekilde olmadığını söyledi. Avcı’nın mektubunun gerçeği yansıtmadığını söyleyen Zenit, cezaevinde her yerde cemaat polislerinin tutuklu olduğunu ve onlardan baskı gördüğünü söyledi.

'ZENİT'İ, HANEFİ AVCI GİBİ KİŞİLER YÖNLENDİRDİ'

Daha sonra söz alan dönemin istihbarat sorumlusu Sabri Uzun, “Burada bir örgüt var adını net koyalım. Adı FETÖ’cü terör örgütüdür” dedi. Daha sonra Zenit söz aldı ve, “Cemaatten korkmadığım için onlar benden korktuğu için ben burdayım. Benim korktuğum sakladığım bir şey yok” dedi.
Daha sonra söz alan Ali Fuat Yılmazer de, Zenit’i Hanevi Avcı gibi kişilerin yönlendirdiğini belirterek, dönemin istihbarat sorumlularından Sabri Uzun’un kendisine Gülen cemaatinin lehine raporlar yazması için telkinde bulunduğunu söyledi.
Mahkeme heyeti başkanı “Bu konu anlaşılmıştır” dedi.

'TETİKÇİ SAMAST'IN BİLGİSİNİ VERMEDİĞİM İÇİN ÖRGÜT ÜYESİ İLAN EDİLDİM'

Duruşma, dönemin Trabzon istihbarat amirlerinden Özkan Mumcu’nun savunması ile devam etti. İddianamede yer alan iddialar üzerinden savunmasını sürdüren Mumcu, askerliğini yaptığı sırada Erhan Tuncel'in kendisini arayarak tetikçinin Ogün Samast olacağı bilgisini kendisine verdiğini "Kuyruklu yalan" olarak nitelendirdi.
Mumcu, "Samast'ın tetikçi olacağını bildiğim iddia edilerek bu bilgiyi F4 raporuna aktarmadığım için FETÖ örgütü üyesi olduğum söyleniyor. Devletin resmi kayıtlarında FETÖ üyesi olarak geçiyorum. Samast ismi bana ulaşmış değil, ulaşması mümkün de değil çünkü askerdeydim " dedi.
"FETÖ üyesi" olduğu iddia edilen Mumcu'nun avukatı, darbe girişiminin ardından davadan çekilen avukatlar arasındaydı. Örgüt üyesi olduğu yönündeki iddiaları reddeden Mumcu, "Yaşadığım ve çalıştığım süre içinde hiçbir illegal örgüte girmedim" dedi.

Mumcu, cinayetten 6 ay önce askere gittiğini belirterek, “İddianamede suç tarihinde istihbarat şube müdürlüğünde komser olarak görev  yaptığım söyleniyor” dedi.

Mumcu, kendisinin yazdığı rapordan Dink’in öldürüleceği bilgisinin anlaşılabileceğini belirterek, uzman istihbaratçıların bu yazıyı anlamamasına çok şaşırdığını söyledi.  Mumcu, “Yasin Hayal’in hikayesinden bu eylemi yapabileceği belliydi ve bunu İstanbul’a söyledim. Resmi yazı yazmışım. Fiziki takip ediyorum. Elde ettiğim bilgileri İstanbul’a iletiyorum. Ne amaçla gizliyeyim? Beni bunla suçluyorlar. Trabzon’dan 10 kişi bu konuyu  biliyor. Yazı İstanbul’a gidiyor. Onlar da biliyor. Neredeyse 30 kişinin bildiği bir yazıyı ben nasıl gizleyebilirim?” dedi. Davanın 5. duruşması bugün devam edecek.

ÖNCEKİ HABER

Basın meslek örgütlerinden çağrı

SONRAKİ HABER

Gazeteciler meslektaşlarının gözaltına alınmasına tepkili

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...