Tutuklu DİHA Muhabiri İmrak, cezaevindeki ihlalleri anlattı
Tutuklu Dicle Haber Ajansı Muhabiri Feyyaz İmrak Antalya L Tipi Kapalı Cezaevinde yaşananları anlattı.
Antalya L Tipi Kapalı Cezaevinde yaşananları anlatan Dicle Haber Ajansı Muhabiri Feyyaz İmrak, 2’si ağır 25 tutuklunun yaralı olduğunu bildirdi. Avukat Hakan Evcin İmrak’ın bileklerinde kelepçe izleri, sağ gözünde şişlik, kafasının arkasında eziklik ve sırtında cop izleri olduğunu aktardı.
GERGİNLİK DEVAM EDİYOR
Cezaevinde tutuklu bulunan Gazeteci Feyyaz İmrak’ın, işkenceye maruz kaldığı yaptığı avukat görüşmesinde ortaya çıktı. İmrak, avukatı aracılığı ile gönderdiği mektubunda da şu ifadelere yer verdi: “Kurum Birinci Müdürü Şeref Tatlı’nın müdahale etmesi sonucunda hepimizi koğuşa getirdiler. Birçok arkadaş ağır yaralıydı. Vücutlarında kırıklar olan arkadaşlar vardı. Revire çıkartmadılar. Daha sonra görüş günü olması dolayısıyla görüşe çıktı. Görüş sırasında koğuşta bize saldıran gardiyanlar, ailelere saldırdılar. Burada da birinci müdür araya girdi ve saldırgan gardiyanlar salondan dışarıya çıkarıldı. Şu anda gerginlik hala devam ediyor. Provokasyon yaratan gardiyanlar var. Lafla, sözle, küfür edip tahrik etmeye çalışıyorlar.
Darbeyi savuşturduk diyerek, demokrasi naraları atan AKP ve Cumhurbaşkanı 12 Eylül uygulamalarını cezaevlerinde sürdürüyor. Baskı ve tahrikle tutsakları provoke etmeye çalışan gardiyanların saldırısı sonrası, F-2 koğuşu savaş sonrası revirleri aratmıyor.”
‘SALDIRI EKİBİYLE ARAMA İÇİN GELİYORLAR’
Tutuklular, Avukat Hakan Evcin aracılığıyla şu bilgileri aktardı: “Üç gündür üst üste koğuşlara ‘hazır kıta’ denilen saldırı ekibiyle arama için geliyorlardı. Her geldiklerinde hakaret edip kendi paramızla aldığımız eşyaları kırıp döküyorlardı. Bugün de (Cuma) sabah koğuşa gelip direk üstümüze saldırdılar. Koğuşta ters kelepçe yapıp, koridorda yüz üstü yatırdılar. Üzerimize tekmeler savurup, yüzümüze defalarca yumruklarla vurdular. Hiçbir şekilde karşılık vermedik. Ama şiddet aralıksız sürdürüldü. Koridordan bizleri alıp adlilerin kaldığı koğuşun avlusuna götürdüler. Burada ayakkabılarımızı çıkarıp, yüzüstü yatırıp copla rastgele sırtımıza, ayaklarımıza vurup, kafamızı duvara ve zemine çarptılar.” (Antalya/DİHA)