04 Ağustos 2016 10:59

OHAL ilk cezaevlerinde başladı

HDP Milletvekil Meral Danış Beştaş, OHAL ile birlikte siyasi mahpusların yaşam alanlarının gittikçe daraltıldığını dile getirdi.

Paylaş

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, OHAL kararı ile birlikte cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair Meclis Genel Kurulu'nda konuştu. 

Beştaş, OHAL'in ilk cezaevlerinde uygulanmaya başladığını belirtti ve şuan cezaevlerinde askeri içtima dayatmalarının yaşandığını, birçok tutsağın da işkenceye maruz kaldığını aktardı. Beştaş, "12 Eylül'de de tutuklulara, hükümlülere askeri içtima dayatılıyordu. Tutuklular duvar dibine yüzleri dönük bir şekilde geçmeye zorlanıyor cezaevlerinde. Yani, bu da darbe dönemlerinin tipik uygulamalarından biri. Bir darbe bastırıldı ama başka bir darbe bütün hızıyla kol geziyor" dedi.

İşkencenin bir insanlık suçu olduğunu Meclis'te muhataplarına hatırlatan Beştaş, "Şu anda Urfa'da açlık grevinde olan iki genç bugün on ikinci gündür gözaltında ve konuştuğum saatlerde de işkence altındalar. Açlık grevinde oldukları halde kendilerine şeker dahi verilmiyor" diye konuştu.

HAK İHLALLERİ

Bektaş, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair şu bilgileri verdi: 

"Telefon görüşme hakkı on beş günde bire düşürüldü. Üçüncü görüşçü yazma hakkı kaldırıldı, sadece birinci derecede yakınlar görüştürülebiliyor. Savunma hakkı ve avukat görüştürülmesi zapturapt altına alındı. Yine, sevk ve sürgünler. Darbecilere yer bulunamadığı için, cezaevleri tıklım tıklım olduğu için sevk ve sürgünler işkenceler eşliğinde bütün Türkiye genelinde devam etmektedir. Gazete, dergi, kitap, televizyon sınırlaması bütün hızıyla devam ettiriliyor. Belirli televizyon kanalları rehberlerden çıkarıldı. Birçok temizlik aracına el konuluyor, kantinlerden alışveriş sınırlanıyor ve keyfi disiplin cezaları bütün hızıyla devam ettiriliyor. Örneğin, sokağa çıkma yasaklarının olduğu illerde ki Şırnak bunlardan biridir. Hala ailelerin 45 derece sıcak altında cezaevine girişinde beklediklerini ve alınmadıklarını da biliyoruz."

Darbe girişimi sonrasında Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde yaşanan sorunlara değinen Bektaş, "Beşer altışarlı gruplar halinde 2 kişilik, 3 kişilik koğuşlara sıkıştırıldıkları, bazen bu sayının diğer cezaevlerinde 15-20'yi bulduğu da bize gelen bilgiler arasında" bilgilerini paylaştı.

‘SAĞ GÖZÜNÜ KAYBETTİ’

Beştaş, Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Heja Algan'ın Nusaybin'deki yasağın ardından 75 sivil ile gözaltına alındığını ve cezaevinde işkence sonrası sağ gözünü kaybettiğini belirtti. Beştaş, Algan'ın sol gözünün de kaybetme riski taşıdığını ve Ankara Numune Hastane'sine sevki çıktığı halde sevk edilmediğini kaydetti. 

AVUKAT GÖRÜŞ ODASINA KAMERA

Malatya E Tipi Cezaevi'nde avukat görüş odasına kamera ve ses kayıt cihazının yerleştirildiği bilgisini de aktaran Bektaş, şöyle devam etti: "Yine, Bakırköy L Tipi Cezaevi'nde geçen hafta basına yansıyan ve bizim de yakından takip ettiğimiz mesele gerçekten vahametin derecesini gözler önüne seriyor. Avukatların bile darp edildiği ve gece yarısı bir tarlaya bırakıldığı bir Türkiye'de yaşıyoruz. Sincan F Tipi Cezaevi'nde ve daha birçok cezaevinde çok ciddi sürgün ve sevklerde yine aynı muameleler, işkenceler ve baskılar bütün hızıyla devam ediyor. Adana Karataş Kapalı Cezaevi'nde 33 siyasi kadın tutsak baskıyla Tarsus'a nakledildi." 

Mahpusların yaşam alanlarının daraltıldığına vurgu yapan Bektaş, şunları söyledi: "Devletin denetimi ve gözetiminde yaşamından, sağlığından, her türlü ihtiyaçlarından sorumlu olduğu alanda en büyük baskı ve işkence yöntemleri uygulanıyor. Bunun, Anayasa'nın 121 ve 122. maddeleriyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu nedenle biz, bu uygulamaların, tutuklu ve hükümlülere yönelik insanlığa karşı suçların bir an önce durdurulmasını talep ediyoruz." (DİHA)
 

ÖNCEKİ HABER

Eğitim Sen: Üyemiz Candan Badem serbest bırakılsın

SONRAKİ HABER

Roboskîli ailelere ölülerini anma yasağı getirildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa