04 Ağustos 2016 00:59

75 maddelik torba yasayla vatandaş hortumlanacak

Hükümet, darbe girişimin ardından vatandaşa ağır faturalar getirecek düzenlemeleri bir bir Meclise getiriyor.

Paylaş

Ekonomide yaşanabilecek sıkıntıları aşmak adına hükümet, darbe girişimin ardından vatandaşa ağır faturalar getirecek düzenlemeleri bir bir Meclise getiriyor. Hükümet; içerisinde Türkiye varlık fonu kurulmasından, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki alanların Ankara Büyükşehir Belediyesine devredilmesine, cep telefonlarında verginin artırılmasına kadar çok sayıda düzenlemenin yer aldığı 75 maddelik torba tasarıyı Meclise sundu. 
Birçok yasa ve vergiden muaf tutulacak varlık fonu ile Kanal İstanbul, 3. köprü, nükleer santral gibi büyük altyapı projelerine finansman sağlanacak. Fonun kaynakları özelleştirme gelirleri ve işsizlik fonundan gelecek. 3 milyon kişinin işsiz olduğu Türkiye’de işsize aktarılmayan kaynak sermayenin yatırımlarına aktarılacak.

FONA PARA NEREDEN GELECEK?

Tasarıya göre, Başbakanlığa bağlı Türkiye Varlık Yönetimi AŞ kurulacak. 50 milyon TL olan kuruluş sermayesi özelleştirme fonundan karşılanacak. Bu şirket tarafından Türkiye varlık fonu kurulacak. Ayrıca bu fona bağlı alt fonlar da kurulabilecek.
Söz konusu fon kaynağının vatandaş olacağı çok açık. Çünkü bu tür fonların kurulduğu ülkeler ya petrol zengini ya da mal zengini. Örneğin Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Norveç, Rusya gibi ülkeler, petrole ve doğal gaza dayalı varlık fonu oluşturuyor. Çin, Singapur, Hong Kong gibi ülkeler de dış ticaret fazlalarından fonu besliyor. Sistematik bir şekilde cari açık veren, doğal gaz ya da petrol gibi bir doğal kaynak ihracatı olmayan ve bunun da ötesinde tasarruf oranının oldukça düşük Türkiye ekonomisinde vatandaşın cebi dışında bir kaynak gözükmüyor. 

VERGİ DE YOK YASA DA!

Fona getirilecek yasa üstü muafiyetler şöyle:
- Şirket ile fon gelir ve kurumlar vergisinden muaf olacak. Şirket ile fon ayrıca emlak vergisi, tapu bedellerinden de muaf olacak. Damga vergisi, banka ve sigorta vergilerinden de istisna tutulacak. Şirket ile fon kamuya uygulanan mevzuat, uygulama ve kısıtlamalara da tabii olmayacak.
- Aralarında Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası, Devlet Memurları Yasası, Harcırah Yasası, KİT’ler ile Fonların TBMM’ce Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Yasa, Kamu İhale Yasası ile Devlet İhale Yasası’nın da bulunduğu birçok yasa, fon ve şirket ile bu şirket tarafından kurulacak diğer şirketler için uygulanmayacak. Yani şirket ile fon bu yasalardan muaf olacak.
- Şirketin kurduğu varlık kiralama şirketleri de tüm hak, istisna, indirim ve muafiyetlerden yararlanacak.

İŞÇİYE YOK, ŞİRKETE VAR

3 milyon kişinin işsiz olduğu Türkiye’de işsizlik fonunda biriken 100 milyar lira işsizlere verilmezken, fondaki paradan varlık yönetimi fonuna kaynak aktarılacak.  Şirketlerin ihtiyacı halinde para aktarımı olacak. Örneğin, 2008 ekonomik krizinde, otomotiv devi GM’yi batmaktan kurtarmak için ABD Hazinesi 50 milyar dolar aktarmıştı. Şimdi Türkiye de, borç alarak dev projelere (havaalanı, köprü vs.) giren şirketlere kefil olan hükümet kurulacak fonla kefil olduğu şirket ve projelerin sayısını artıracak.

AİLE HEKİMİNE NÖBET, İŞ GÜVENLİĞİNE ERTELEME

Tasarıda, sendikaların meslek odalarının karşı çıktığı birçok düzenleme de yer alıyor.  
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) içerisinde Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından temapark, hayvanat bahçesi, rekreasyon alanları ve ziyaretçiler için ticari alanlar yapılacak. Bu yapılarla ilgili imar planı, proje, ruhsat gibi işlemler Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası ile diğer mevzuatta yer alan kısıtlamalara tabii olmayacak. AOÇ arazileri 29 yıl süre ile bedelsiz Ankara Büyükşehir Belediyesine tahsis edilecek. Belediye buralardaki işletmeleri kiraya verebilecek.

BİNALAR DEVLETE

Orman üzerine yapıldığı belirlenen ve üzerlerinde fabrika ya da ticarethane bulunan yerler, orman olmaktan çıkarılacak. Binalar devlet tarafından kullanılacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının izniyle faaliyet gösteren özel kreş ve gündüz bakımevleri gelir vergisinden ve kurumlar vergisinden istisna tutulacak. Düzenleme 1 Ocak 2017’den itibaren faaliyete başlayacak yerler için geçerli olacak. 

CEPTE VERGİ 160 LİRA OLACAK

Cep telefonlarından alınabilecek özel tüketim vergisi oranı 40 liradan 160 liraya çıkarılacak. 
Şehir içi taksi, dolmuş, minibüs, midibüs, servis, özel halk otobüsü ve belediye otobüsü taşımacılığında kullanılan taşıtlar ile ticari yük taşımacılığındaki ticari araçlar yenilenecek. Terör olayları nedeniyle hasar gören binaların ve altyapının bir an önce yenilenebilmesi için imar ve projelerle ilgili bütün yetkiler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yerine getirilecek. Mal sahiplerinin tespit edilememesi halinde sahiplik bu tespit yapılana kadar Hazine adına yapılacak.

NÖBET VE ERTELEME

Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarına ihtiyaç halinde nöbet verilecek. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın kritik maddeleri ertelenecek. Kamu kurumları ile 1 milyon işyeri ve 4.2 milyon çalışanı kapsayan 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu 1 Temmuz 2017’ye ertelenecek.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ile bu hakkını kaybeden sendikalara 2 yıl daha toplusözleşme imzalama hakkı verilecek.

SERMAYEYE KIYAK

Ekonomi Koordinasyon Kurulunun kararı ile proje bazlı desteklenmesine karar verilen yatırımlara yüzde 100’e kadar indirimli kurumlar vergisi uygulanabilecek. Yatırıma ilişkin enerji tüketim harcamalarının yarısı karşılanabilecek. Yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle KDV istisnası için stratejik yatırım olma şartı kaldırılacak. 500 milyon TL tutarındaki asgari yatırım şartı 50 milyon TL’ye indirilebilecek. (EKONOMİ SERVİSİ)


OCAK ZAMMI BES’E GİDECEK

BU yıl temmuz zammı görmeyen asgari ücret, 2017 ocak ayına da kayıpla başlayacak. Mecliste görüşülmekte olan ve 45 yaş altı çalışanlara zorunlu bireysel emeklilik (BES) getiren kanun tasarısı yasalaşırsa tüm çalışanlardan kesinti yapılacak. Vergi dilimi artışından gelir kaybına uğrayacak olan asgari ücretli bir de BES ödeyince ocak ayında alacağı zammı cebine koyamayacak. 
Plana göre 45 yaş altı ücret karşılığı çalışanlar, işverenleri aracılığıyla otomatik olarak bir emeklilik planına dahil olacak. Maaşın yüzde 3’ü prim olarak kesilecek. Çalışan, 2 ay içinde sözleşmeden cayabilecek. Çalışanın cayma hakkını kullanmaması halinde, sisteme girişte bir defaya mahsus olmak üzere, 1000 TL ilave devlet katkısı sağlanacak. Bakanlar Kurulu, bu tutarı yarısına kadar artırmaya veya yarısına kadar azaltmaya yetkili olacak.

ZORLA TASARRUF NEDEN?

Türkiye’de şu an zorunlu ve kamusal bir sosyal güvenlik sistemi (GSS) ile isteyenler için devlet katkılı özel sigorta sistemleri bulunmasına rağmen bu zorunluluk neden? Sorunun iki cevabı bulunuyor. Birincisi, ülkede yeterince tasarruf olmamasıyla ilgili. Yabancı sermayenin eskisi kadar rahat bulunamadığı ortamda hükümetin kaynak ihtiyacını karşılayacak tasarruflara ihtiyaç duyması.
İkincisi ise daha uzun vadeli! Sosyal güvenlik sisteminin iyice özel hale gelmesinin altyapısını oluşturmak.  

FAKİRDEN AL ZENGİNE VER

Devletin yüzde 25 katkı yaptığı BES sistemi zengine kaynak aktarmanın aracı haline gelmiş durumda. Üst gelir grupları yüksek primler yatırdığı için devletin katkısı yüksek oluyor. Devlet aldığı vergileri böylece orta ve üst gelir gruplarına aktarmış oluyor. 
Zorunlu kesinti riskler barındırıyor. Riskin en somut kanıtı Şili örneği! Ücretli işçiler için zorunluluk esasına, kendi hesabına çalışanlar için gönüllülük esasına dayanan Şili özel emeklilik modelinin yarattığı sorunlar şöyle sıralanabilir. 
- Devlet geçiş masraflarının tamamlanması için şirketlere 40 milyar dolar ödedi, devlet bu ödemeler için kamu harcamalarını kısıp vergileri yükseltti.
- Bir süre sonra kamusal sigorta sistemi tasfiye edildi.
- Sistem işverenlerin iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası dışında prim ödeme yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırdı.
- Bireysel emeklilik sistemi içinde yer alanlar, hastalık, işsizlik, malullük gibi nedenlerle prim ödeyememeleri durumunda emekli olamama ya da düşük emekli geliri elde etme gibi risklerle karşı karşıya kaldı. 
- İnsanların büyük çoğunlukla güvencesiz, yarı zamanlı ya da geçici işlerde çalışmak zorunda olmaları hem primlerin az yatırılmasına hem de bu işlerin yaygınlaşmasına yol açtı. 
- Yüksek enflasyon, kriz ve sürekli durgunluk dönemleri sisteme büyük zarar verdi. Çalışanlar büyük gelir kayıplarına uğradı.
- Şili özel sağlık sistemi modeli ve emeklilik sitemi bireyleri riskler karşısında yalnız bıraktı. Şilililer geçmişte biriktirebildikleri gelire bağlı olarak ortaya çıkan zararı giderebildiler.

MÜFTÜOĞLU: SOSYAL GÜVENLİK, ZORAKİ ÖZELE AKTARILIYOR

Akademisyen Özgür Müftüoğlu tasarıyı sosyal güvenliğin zoraki özele aktarılması olarak tanımladı. Bireysel emeklilik sisteminin yıllardır devlet teşviki ile yaygınlaştırılmaya çalışıldığını hatırlatan Müftüoğlu, ancak her şeye rağmen çalışanların bu sisteme itibar etmediğini söyledi. AKP Hükümetinin bu tasarı ile devletin sağladığı sosyal güvenliği piyasaya açmanın son aşamasını hayata geçirdiğine dikkat çeken Müftüoğlu, çalışanların zaten az olan gelirlerinin bir bölümünün zorla özel şirketlere aktarılacağını ifade etti. 

BATARSA PARASINI YİNE ÇALIŞANLAR ÖDEYECEK

Tasarının çalışanlar için birçok risk taşıdığı uyarısında bulunan Müftüoğlu, “Zorla olmasının yanı sıra bireysel emekliliğin bir garantisi yok. İnsanların geleceklerini güvence altına almak için yatırdıkları paralar özel fonlarda değerlendirilecek. Yarın bir gün yatırılan bankalar ya da şirketler batarsa paralar yok olacak. Bu sistemi uygulayan Şili, ABD gibi ülkelerde bunun örneklerini gördük. Devlet güvencesi altında olması bir şeyi değiştirmiyor. Mesela Orhangazi Köprüsü’nde gördük. Belirlenen sayıda araç geçmemesi halinde şirketin zararı devlet tarafından karşılanıyor. Yani çalışanların ödediği vergilerle karşılanacak. Sonuç olarak banka ya da şirket batarsa parasını gene biz ödeyeceğiz. Kârı özel şirkete kalacak zarar olursa biz ödeyeceğiz” diye konuştu. 
Tasarıda, istenmeyen çalışanların 2 ay sonra paralarını geri alarak sistemden çıkabileceğinin yer aldığını söyleyen Müftüoğlu, “İnsanların gelirleri zaten düşük. Bir de bireysel emeklilik için pay ayırmak insanların bütçelerini zorlayacak. 2 ay sonra çıkmak istediğinde bir sürü şeyle uğraşacak. Maden serbest piyasa, niye insanları zorla dahil ediyorsunuz. Anlatırsınız, reklam yaparsınız isteyen girer, isteyen girmez” dedi. 
Türkiye’deki sosyal güvenliğin 1960’tan beri olabildiğince liberal bir sistem olduğunu, her çalışanın ödediği pirimin bir havuzda toplandığını bunun devlet ve sendikalar tarafından  çalışanların emeklilik sağlık gibi sosyal haklarını için kullanıldığını hatırlatan Müftüoğlu, bu sistemin AKP tarafından ‘Açık veriyor, genel bütçeye yük oluyor’ denilerek bozulduğunu dile getirdi.  2008’de emeklilik yaşının yükseltildiğini, prim ödeme gün sayısının artırıldığını, emekli maaşlarının düşürüldüğünü ve  sağlık hakkından yararlanma şartlarının değiştirildiğini belirtti. Müftüoğlu, emekçilerin sosyal güvencesinin, sosyal devletin gereği olarak devlet ve tarafından güvence altına alınması gerektiğini vurguladı. 

OHAL FIRSATA DÖNÜŞTÜ

Darbe girişimi ve ONAL’in ardından kamu emekçilerinin iş güvencesinin ortadan kaldıracak değişiklikler yapıldığına, kara para düzenlemesinin yasalaştığına, sermayeye yeni teşvikler getirildiğine, yeni saldırı yasalarının Meclis gündeminde olduğuna dikkat çeken Müftüoğlu, emekçilerin tepkisini çekecek, Mecliste muhalefetin karşı çıkacağı yasaların OHAL fırsata çevrilerek teker teker yasalaştığını ifade etti. (EKONOMİ SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

2016 Rio Olimpiyatları krizle başlıyor

SONRAKİ HABER

Polis, IŞİD Emiri Yunus Durmaz'ı ifadesini alıp bırakmış

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...