02 Ağustos 2016 00:55

OHAL’in işsizlik yüzü: Üniversiteli İşçi Tuncay

OHAL’i gerekçe gösteren patronlar artık işçi de almıyor. Tuzla’da işçilik yapan Tuncay onlardan biri.

Paylaş

Uğur ZENGİN
İstanbul

İşçi havzası Tuzla’da hafta sonları kahvehaneler ağzına kadar dolu olur. İşçiler, işsizler, gençler burada bulunur, vakit geçirir, dertleşir, oyun oynar. Ancak son günlerde bu kalabalık yarı yarıya azalmış. Kahvehaneci de, kahvehanedeki işçi de durumu anlatırken, “OHAL” diyor: “İşçiyi de etkiliyor işsizi de etkiliyor. Her alanda etkiliyor. Bu kahve gece 12’lere kadar açık olurdu. Şimdi kapatıp gidiyor. Normalde cumartesi-pazar buralarda oturacak yer bulamazsın. Şimdi boş. Evden çıkmıyor insanlar. Gece belli bir saaten sonra kimse dışarı çıkmıyor, bir yerlere gitmiyor. Birisi görür bir şey sorar, tartışmaya denk gelir, başına bir şey gelir diye korkuyor.”

KAYMAKAM OLMA HAYALİ...

Bunu söyleyen çok sayıda insan var. Bunlardan biri de Tuzlalı Tuncay, 20’li yaşlarının başında. İşsizliğin OHAL yüzlerinden biri kendisi. Balıkesir Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü mezunu, kısa zaman öncesine kadar metal işçisi, bugün işsiz. Bir zamanlar kaymakamlık hayaliyle girmiş üniversiteye: “Yerel yönetimleri okudum, bitirdim. Sonra DGS’ye (Dikey Geçiş Sınavı) girdim. kamu yönetimine geçtim. Benim amacım kaymakam olmaktı. Veya işte devlet dairesinde bir statüye gelmekti. Amirdir, memurdur, müdürdür gibi bir şey... Devlet memurluğu istiyordum açıkçası. Olmadı...”

- Neden olmadı?
- KPSS’ye girdim. 82 puanla benim atamam yapılmadı ve beklemem gerektiği söylendi. Benimle aynı şartlarda okumuş, aynı bölümü bitirmiş ve diploma puanı benden daha az olan başka birinin 44 puanla ataması yapıldı. Zaten mahkemelik falan olduk sonra. Gerekçeleri tek tercih yapmasıymış. Şahsın seçtiği yeri başka kimse seçmemiş, tek tercih yapan bu olduğu için puan gözetmeksizin direkt memur olarak işe başlatmışlar. Ama şöyle bir şey; milyonlarca insan KPSS’ye girdi. Tamam belki belli bir insan o açığı gördü de istemedi ama milyonlarca insandan nasıl sadece 1 kişi burayı istedi? Mahkeme sonuçlandığı zaman da sistemde belli bir süre o yer açılıyor, tercih yapılıyor, belli bir süre sonra da tercihlerden kaldırılıyor. Ve tek tercihle atanıyor.

- Yani bir ‘iş’ var diyorsun?
- Torpilin olmadı mı olmuyor. Bu ülkenin vatandaşı onca sene okuyor, emek harcıyor, zaman harcıyor, bir şeyler yapmaya çalışıyor ve iyi kötü bir okul okuyor, mezun oluyor. Sürekli sınavlara, bir şeylere tabi tutuluyor ve çoğunlukla başarısız olunuyor.

‘3 AY İÇİNDE OFİSE GEÇECEKSİN’

Tuncay’ın kendi ifadeleriyle, “Ne memurluk oluyor, ne kaymakamlık oluyor, ne bir şey oluyor.” Devlet dairesinde memur olamayınca bu kez özel sektörde ‘beyaz yakalı’ olma çabası devam ediyor, ardından OHAL’le beraber gelen işsizlik onu buluyor. Önce bir metal fabrikasıyla görüşmeye gidiyor, ofiste asistan olarak çalışmak istediğini söylüyor. İstediği beyaz yakayı almak için 3 ay mavi yakalı olması gerektiği söyleniyor, söz veriliyor: “Bana söz vermişlerdi. Bana dedikleri, ‘3 ay işçilik yap, 3 ay içinde ofise geçeceksin’ şeklindeydi. Önce üretim ofisine aldılar. ‘İşi öğren, işi kavra iyice bilgi sahibi ol’ dediler. Hani ilk defa çalıştığım için. Ben orada yaklaşık 6 ayımı devirdim. Ne söz verdikleri maaşı yerine getirdiler, ne de söz verdikleri statüyü yerine getirdiler. O yüzden bir nevi çıkmak zorunda da kaldım yani.”  

OHAL’LE GELEN İŞSİZLİK

“Bir şekilde iş buluruz. Hani bir şirket olur, ofis olur bir şey olur diye” diye aklından geçirmiş Tuncay, işten çıkmış. OHAL’e kadar yaptığı iş görüşmelerinin olumlu geçtiğini söylüyor. Onun için iş aramanın OHAL’den öncesi ve sonrası var. “Şu son OHAL zamanına kadar sıkıntı yoktu. Birkaç yere başvuru yaptım. Olumlu geçti. Mülakatlar falan güzel geçti. Şu OHAL’den sonra nereye başvurduysam direkt dedikleri şey şu; ‘Ortalık sıkıntılı, ne olacağı belli değil.’ Eleman almak yerine tam tersi eleman çıkartıp küçülmeye gidiyorlar. Gider maliyetini minimuma indirmeye çalışıyorlar. Çoğu yer böyle. Artık bir yere gidip başvurma gibi bir şeyim de yok. Tersane, metal gibi işlere başvurdum ama hiçbir yerde işçi alımı yok.”

‘OHAL OLACAĞINI BİLSEM İŞTEN ÇIKMAZDIM’

Tuncay’ın ‘şansı’, ‘biraz birikmiş parası’ ve bekar olması. Daha önce çalıştığı fabrikada aldığı tazminatla idare edebiliyor ama “Pek bir şey de kalmadı” diyor: “Kiramı, faturalarımı ödemesi benim için yeterli. OHAL olacağını bilsem işten çıkmazdım. Ya da çıkar çıkmaz başka bir iş bulurdum. OHAL hepimiz için kötü oldu. İşçisine de memuruna da evinde oturana da sıkıntı yarattı. Kimse rahat rahat gezemiyor, rahat rahat dolaşamıyor. Ya da düşüncelerini rahat bir şekilde söyleyemiyor. Şu an millette farklı bir tedirginlik var. Bir şey söylerim de farklı anlaşılır başım belaya girer gibi şeyler var.”

‘BU ŞEKİLDE GİDERSE İNŞAATI DÜŞÜNÜYORUM’

Peki işsizlikle nasıl yaşanacak? OHAL 2.5 aydan fazla devam edecek. İşsizlik nereye kadar gidecek? Soruyorum Tuncay’a, “Tuzla’da günlük, haftalık işlere giden çok insan var. Sen yapar mısın? “Günlük çalışma inşa-atlarda, tersanede oluyor daha çok. Saatlik, günlük, haftalık, aylık olarak çalışıyorlar maaşlarını öyle alıyorlar. Sabit bir maaş yok. Çalıştıkları saat ya da gün üzerinden alıyorlar. Ben inşaata gitmeyi düşünüyorum. 100 lira yevmiye. Sigorta falan da yapıyorlarmış ya. Ömrümde yapmadığım iş yani. Zorunda kalırsam mecburen gideceğim. Gitmem diye bir şey yok. Bu şekilde giderse inşaatı düşünüyorum.”

- Bir yandan da gitmeyi pek istemiyorsun sanki.
Zor bir iş. Gerçekten zor bir iş. Ve amele olarak gittiğin zaman üzerine bayağı bir yükleniyorlar. İş ağır. Ağır sonuçları var. Sıkıntılı. Bir de şöyle bir şey var; onca yıl okudum, okul bittikten sonra böyle boşta geziyoruz. İş yok güç yok. Yani mecbur kaldın mı mecburiyetten gideceğim...

ÖNCEKİ HABER

Neon Şeytan

SONRAKİ HABER

Kabustan Gelen

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...