01 Ağustos 2016 00:55

Mısır Gülen’i koz olarak mı kullanacak?

Mısır’ın beklenmedik bir anda “Fetullah Gülen’in iltica talep etmesi halinde durumun değerlendirileceğini” açıklaması Arap basınında tartışıldı.

Paylaş

Türkiye’deki darbe girişimi, Arap basınında geniş yer almaya devam ediyor. Bu kez Mısır’ın beklenmedik bir anda “Fetullah Gülen’in iltica talep etmesi halinde durumun değerlendirileceğini” açıklaması, Türkiye basınında olduğu gibi Arap basınında da tartışıldı. “Mısır başbakanının iltica talebi başvurusunu değerlendirmeye hazır olması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ciddi bir mesaj” diyen Rai Al Youm gazetesi, “Mısır hükümeti belki de Gülen’e çağrıyı Erdoğan’la pazarlık konusu yapmak istiyor” diye yazdı. Gazetedeki başyazıda, “Vaiz Gülen sırtında yüklü çantasıyla Mısır’a giderse bölge tarihinin en sorunlu siyasi mültecisi olacaktır” yorumuna yer verildi. 

Öte yandan darbe girişimi nedeni ile gerilen ABD-Türkiye ilişkileri de Arap basınında gündemin ön sıralarında yer alıyor. Suudi sermayeli al Hayat gazetesi “Ankara, Washington’u darbecilerin arkasında durmakla suçluyor” diye yazdı.

SURİYE ORDUSU’NUN HALEP KUŞATMASI

Suriye rejim güçlerinin Halep’teki ilerleyişi de sürüyor. Hükümet, Halep’in tamamen Suriye ordusunun kontrolü altında olduğu yönünde açıklamalar yapıyor. BBC Arapça, Suriye devlet medyasının, Halep’in kuşatma altında tutulan doğu kesimindeki onlarca ailenin, açılan insani koridordan bölgeyi terk ettiğini duyurduğunu aktardı. Rusya, siviller ve silahlarını bırakan muhalif savaşçılar için üç, silahlı muhalifler içinse bir koridor açılacağını açıklamıştı.

NUSRA, “ŞAM FETİH CEPHESİ” OLDU

ABD’nin terör örgütleri listesinde yer alan el Nusra Cephesi, el Kaide’den ayrıldığını ilan ederek ismini Şam Fetih Cephesi olarak değiştirdiğini duyurdu. Gözlemciler Suriye rejim güçlerinin Halep’i kuşatması, ana ikmal yollarının Suriye ordusunun kontrolüne geçmesi, Türkiye sınırının kapanması ve ABD ile Rusya’nın baskısının, el Nusra’yı bu kararı almaya ittiği görüşünde birleşiyor. Rai al Youm yazarı Abdulbari Atwan, “İki büyük güç Amerika ve Rusya, Cenevre’de en fazla üç hafta içinde başlayacak görüşmelere başlangıç olarak IŞİD ve el Nusra’nın tasfiyesi konusunda anlaşmıştır” diyerek Nusra’nın isim değiştirmesinin nedenlerinden birisinin, “el Nusra eğer el Kaide’yi terk ederse bombalanmayacağı vaat edilmiş” olabileceğini öne sürdü. 

Atwan, bundan sonra, “Nusra cephesinden liderlerin ve militanlarının bölünmesi ve özellikle kökten dincilerin IŞİD’e katılması uzak bir ihtimal değildir” değerlendirmesi de yaptı. 


MISIR GÜLEN’İ NİÇİN İSTİYOR?

Başyazı 
Rai al Youm 

Türkiye’deki başarısız darbeden sonra askeri liderleri ve gazetecileri kapsayan tutuklama kampanyasının yanı sıra binlerce öğretmen işten atıldı. Gazeteler ve okullar kapatıldı. Lakin daha sıcak sorun belki de darbenin arkasında durma konusunda esas suçlanan Fetullah Gülen’in ne olacağı. ABD, Recep Tayip Erdoğan’ın iade etme talebine yanıt verirse yargının karşısına çıkar veya Türk müttefikle “topu dolaştırarak” dolaylı dolambaçlı bir yol izler. 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Perşembe günü Gülen’in Amerika’dan Avusturalya’ya, Meksika’ya veya Kanada’ya, Güney Afrika’ya veya Mısır’a kaçma ihtimali olduğuna yönelik bilgiler var dediğinde bizi şaşırttı. Ülkesinin Gülen’in Türkiye’ye iadesi için dört dosya ilettiğini ifade etti. Bu, Amerikalıların bu konudaki istekliliğine işaret etmektedir. 

ABD’nin zor ve utanç verici bu konuda muhtemelen atmayı tercih edeceği adım ona güvenli bir sığınma sağlayacak üçüncü bir ülkeye gitmesini talep etmektir. Lakin burada soru; bu hangi devlet olacaktır? Ve Amerika bu görevi neden seçecektir? 

Mısır Başbakanı Şerif İsmail, Mısır resmi ajansına  yaptığı dikkatli açıklamada Fetullah Gülen’in Mısır’a iltica talep ettiği ile ilgili herhangi bir bilgisi olduğunu yalanladı. Böyle bir talep olması durumunda Kahire’nin değerlendireceğini ifade etti. Bildiğimiz kadarıyla kimse Mısır’a bu konuyla ilgili soru sormadı. Yani soru da cevap da bir arada. 

Mısır Hükümeti, belki de Gülen’e çağrıyı Erdoğan’la pazarlık konusu yapmak istemektedir: Siz en başta İhvan olmak üzere muhaliflerimize hoşgeldiniz diyorsunuz, televizyon kanallarını açıyorsunuz ve topraklarınızda bize karşı faaliyetlerine güçlü bir şekilde izin veriyorsunuz, istikrarımızı bozuyorsunuz; biz de Gülen’e çağrıda bulunarak ve onun heyetini kabul ederek aynı şeyi yapıyoruz. 

Biz burada ihtimallerle ilgili kehanette bulunuyoruz. Çatışmalar ve savaşlarla ilgili gelecekte bölgemizde ortaya çıkabilecek resmi göstermeye çalışıyoruz. 

Vaiz Gülen, sırtında yüklü çantasıyla Mısır’a giderse -ki bu her durumda göz ardı edilecek bir durum değildir- bölge tarihinin en sorunlu siyasi mültecisi olacaktır. 

Kahire’yi İstanbul’a karşı bir sıçrama tahtası olarak kullanacaktır. İmam Humeyni’nin Paris’i Tahran’a sıçrama tahtası olarak kullanması gibi. Mısır başbakanının iltica talebi başvurusunu değerlendirmeye hazır olması Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ciddi bir mesajdır. 


EL NUSRA AD DEĞİŞTİRDİ

Abdulbari Atwan
Rai al Youm

Nihayet…Yaklaşık bir buçuk yıl süren tereddütten sora… el Nusra Cephesi’nin Lideri Abu Muhammed Culani, el Kaide ile ilişkisini kesmek için sesiyle ve suretiyle el Cezire kanalında gözüktü. Onunla ve mirasıyla bütün ilişkisini kesti. Bundan daha da ileriye gitti. İsmi “Cephet Fetih el Şam (Şam Fetih Cephesi) olarak değiştirildi. 

Culani, beyaz bir türban takarak, Usame bin Ladin’in 2011’de Amerikan komandoları tarafından suikasta uğramadan önce giydiği elbiseyle tamamen uyumlu, askeri bir elbiseyle ve genç bir yüzle gözüktü. 

Culani’nin ağzından çıkan resmi açıklamada bu adımı haklı göstermek için, “Şam ehlinin isteklerini yerine getirecek ve liderleri bir el Kaide kolu olan Nusra Cephesi’ni vurma bahanesiyle acımasızca Müslüman Şam halkını vuran ve onları yerlerinden eden, ABD ve Rusya’dan oluşan uluslararası toplumun aldatmacalarını ortaya çıkartacak bir birleşik vücut meydana getirmeyi umuyoruz. Dile getirilen bu sebepler doğrultusunda, Nusra Cephesi adı altında yapılan tüm operasyonların tamamen durdurulduğunu ilan ediyor ve Cephet Feth el Şam adı altında yeni bir grubun teşkil edildiğini ilan ediyoruz” dedi. Bu yeni grubun herhangi bir dış yapı ile bağı olmadığını da vurguladı.

BU ADIMIN SEBEPLERİ

Bu önemli adımın bu zamanda atılması, aşağıdaki sebepler nedeniyledir. 

Birincisi; özellikle silahlı grupların kalesi olan Halep’in doğusunun çoğunluğunun ve Beni Zid mahallesinin düşmesiyle aynı zamana denk gelmiştir. Suriye ordusu güçleri tarafından desteklenen tek arter hattı olan Kastilu yolu kapanmıştır. 

İkincisi; iki büyük güç Amerika ve Rusya, Cenevre’de en fazla üç hafta içinde başlayacak görüşmelere başlangıç olarak IŞİD ve el Nusra’nın tasfiyesi konusunda anlaşmıştır. El Nusra eğer el Kaideyi terk ederse bombalanmayacağı vaat edilmiştir.

Üçüncüsü, Suriye’deki ve özellikle körfezdeki silahlı muhalefetteki müttefiklerini terk etmek istemiştir. 

Dördüncüsü; askeri ve maddi desteğin durması ve el Nusra’nın, sivil Suriyelilerin bulunduğu İdlib ve Halep’te çıkması veya el Kaide ile bağlarını kesmesi için baskının artmasıdır. Bu ayrılma gerçekleşirse iki müttefik tarafından gerçekleştirilen bombardımanın son bulmasına neden olacaktır. 

Beşincisi; Türkiye’nin Suriye ile olan sınırını tamamen kapatması ve bombardımandan ve onlarcasının katledilmesinden dolayı sızmak isteyenlere ateş açılmasıdır.

BUNDAN SONRA NE OLUR?

Soru el Nusra’nın bu şaşırtan adımdan sonra geleceğinin ve diğer muhalif gurupların yanıtlarının ne olacağı. Görünmeyeni okumamız zor olur. Lakin öyle ya da böyle gelişmelerle ilgili bir tahminde bulunmayı deneyebiliriz.

Birincisi; el Nusra liderlerinin ve militanlarının bölünmesi ve özellikle kökten dincilerin IŞİD’e katılması uzak bir ihtimal değildir. 

İkincisi; önceden el Nusra’ya şimdilerde ise Şam Fetih Cephesi’nin müttefik kuvvetlerine, sonrasında Özgür Suriye Ordusuna katılma; terörist örgüt olması hasebiyle Amerikan, Fransız ve Rus belki de Suriye kuvvetleriyle beraber IŞİD’e savaş ilan etme baskıları artacaktır.

Üçüncüsü; Körfez ülkelerinden özellikle Katar ve Suudi Arabistan’dan yeniden mali yardımların akması. Yeni formatıyla, merkezi Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad olan ve Riyad Hicab’ın liderliğindeki yüksek istişare konseyine katılmak üzere delegeler gönderilecek ve sonrasında istişare konseyinin şemsiyesinde Cenevre görüşmelerine katılması istenecektir.


HALEP KUŞATMA ALTINDA

BBC Arapça

Suriye devlet medyası, Halep’in kuşatma altında tutulan doğu kesimindeki onlarca ailenin açılan insani koridordan bölgeyi terk ettiğini duyurdu. Suriye resmi haber ajansı Sana, sivillerin otobüslere bindirilerek geçici olarak barınacakları tesislere götürüldüğünü bildirdi. 

Bazı silahlı muhaliflerin de hükümet güçlerine teslim oldukları duyuruldu. 

Suriye yönetiminin müttefiki Rusya, önceki gün sivillerin ve muhalif güçlerin çıkışı için dört koridor açılacağını duyurmuştu. 

ABD ise, planın sivillerin ve muhalif güçlerin zorla tahliyesi girişimi olabileceğini belirtmişti. 

Dün de BM’nin Suriye özel temsilcisi Rusya’dan tahliye koridorlarını BM’nin kontrol etmesini istemişti. 

Sana’nın haberinde “Onlarca aile, doğu mahallelerinde terör örgütlerinin kuşatması altındaki vatandaşların çıkışı için belirlenen koridorlardan tahliye edildi. Ordu mensupları tarafından karşılandılar ve geçici barınaklara götürüldüler” denildi. 

Haberde ayrıca bazı muhalif güçlerin de silahlarını bırakıp, teslim oldukları kaydedildi. 

Suriye lideri Beşar Esad, üç ay içinde silah bırakarak teslim olan muhaliflerin affedileceğini söylemişti 

MUHALEFET: HALEP’İ ELE GEÇİRMEK İÇİN OYUN

Sana Ajansı ayrıca çoğu kadın ve çocuk sivillerin, askerleri geçerek otobüslere bindirildikleri fotoğraflar yayımladı. 

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de sivillerin Selahaddin Mahallesi’ndeki koridor aracılığıyla Doğu Halep’i terk ettiklerini duyurdu. 

Rusya, siviller ve silahlarını bırakan muhalif savaşçılar için üç, silahlı muhalifler içinse bir koridor açılacağını açıklamıştı. 

Ancak Suriye muhalefeti koridorların hükümetin Halep’in tümünü ele geçirmek için sahnelediği bir oyun olduğunu savundu. 

Yüksek Müzakere Heyeti’nden Basma Kodmani, “Bu koridorlar içeri yardım sokmak için değil, insanları tahliye etmek için. Burada halkımıza verilen zalimane mesaj: Ya gidin, ya da açlıktan ölün” dedi. 

2012’nin ortalarından bu yana Halep’in doğusu muhaliflerin, batısı da hükümetin kontrolünde.

ÖNCEKİ HABER

Çocuk mülteciler yalnız ve korumasız

SONRAKİ HABER

Milli irade demek demokrasi için yetmiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa