31 Temmuz 2016 04:53

Kadınlar ve mafya: Geleneksel bir kurtuluş mu?

Mafyada erkeğin baskın olması imajının nedenlerinden biri onun kırsal bir toplumda gelişmiş olmasıdır...

Paylaş

Silvia MAZZİNİ

İtalya ve İtalyan mafyası, elbette ki ilerlemeciliğin dayanağı değil. Halkın gözünde İtalya, işgücüne oldukça düşük kadın katılımı nedeniyle hâlâ muhafazakar bir ülke. Ve mafya, hâlâ eskiden kalma “onur” ve “kan” kanunları ile suç faaliyetlerini sürdürüyor.

Film ve dizilerde, mafya ataerkil ve büyük ölçüde “geleneksel” olarak tasvir edilir: belki, iş konusunda yaratıcı ve esnek bir dünya, ama kadın ve erkeklerin, baba ve annelerin, kız ve erkek çocukların rolleri konusunda sert bir dünya görüşü sahip. Bütün babalar ve “askerler”, arkadaşları ve düşmanları hiçbir istisna olmaksızın erkektir.

Mafyanın bu imajının nedenlerinden birisi onun kırsal bir toplumda gelişmiş olmasıdır: kadınlar; mafyanın ideal ve değerlerinin taşıyıcısı olan çocuklara ve eve bakıp itaatkar bir konumda kalırken, “aile babası” karar alıyor ve emir veriyordu.

MAFYADA CİNSİYET ROLLERİ

Kadınlardan, mafya grupları arasındaki mücadelede rehin olmalarına neden olacak bir evliliği kabul etmeleri beklendi. Ancak kadınlar, gerçekte; eş, kardeş ya da akrabadan daha fazlası oldu.  

Kadınlar mahkemede, kocalarının suçlarını reddederek onları savundu. Kocaları resmi tanık, başka bir ifadeyle “tövbekar” ya da pişman olmaya karar verdiklerinde ise “ailelerine” sadık kalmak yerine kocalarını boşadılar. Hatta intihar bile ettiler. Ancak mafyadaki kadınların tarihinin bir başka yönü daha vardır.

20. yüzyılın başlarında, kadınların mafyaya daha kompleks katılımlarının örnekleri söz konusu olmuştur.

Örneğin 1927’de yedi kadın mafya suçlarıyla itham edildi. Bunlardan Maria Grazia Genova (1909-1990) gerçek bir mafya olarak tanımlanabilir. Genova 20’den fazla kez tutuklandı.

Daha yakın zamanlarda “eroin büyükannesi” olarak bilinen Angela Russo –kahraman büyükanne- tutuklandı. Mahkeme onun henüz bir uyuşturucu kuryesi olduğunu, mafyada hayati bir rol oynamadığını düşündü. Russo, böyle basit bir suçla itham edilmekten memnun olmadı. Daha büyük bir güce sahip olduğunu açıkladı. Mafya aktivitelerini etkin bir biçimde koordine eden patron gibi davrandı.

Bir diğer ünlü kadın patron –aslında bir vekil patron- 1998’de kardeşleri tutuklandıktan sonra mafya faaliyetlerini organize eden Giusy Vitale idi. Tutuklanmasından sonra savcılar ile işbirliği yaparak “tövbe” etti, böylece ailesine ve mafya kurallarına ihanet etti.
Kardeşleri, babası ve oğlu ile hapiste olan Giusy, mafya işleriyle ilgilenen kadınlardan biriydi. Çünkü, hapishanedekiler, yalnızca kendilerini temsil eden ve kilit bilgilere sahip olan yakınları, eşleri ya da kız kardeşleri ile görüşebiliyorlardı.

Erkekler hapisteyken kadınların çoğu arka planda kaldı, ancak hepsi değil. Bazıları kocaları öldürüldükten ya da tutuklandıktan sonra patron oldu ve kendi güçlü konumlarını yaratmayı başardı.

MAFYAYA KARŞI SAVAŞAN KADINLAR

Kadınlar İtalya’da organize suçlara karşı mücadelede de büyük bir rol oynadı. Rita Adria (1974-1992) mafya karşıtı harekette önemli bir figür olarak bilinir. Filmlere ve kitaplara ilham verdi. Kardeşinin mafya tarafından öldürülmesinin ardından adalet bakanlığıyla işbirliği yaptı.
Sicilya’da büyük bir mafya soruşturmasına tanık olan Rita Adria mafyanın “sessizlik yasasını” bozdu. Haziran 1992’de mafya karşıtı savcı Paolo Borsellino’nun öldürülmesinin ardından o da intihar etti.
Adria, hakim Paolo Borsellino ile işbirliği yaptı ve ona düzenli bir biçimde yardım etti. Bir hain olarak düşünüldüğünden hayatını tehlikeye attı. Ailesinin, arkadaşlarının ve annesinin bile güvenini kaybetti.
Borsellino mafya tarafından öldürüldükten sonra, Adria intihar etti, çünkü kendisini güvende hissetmedi. Ama o mafyaya karşı kişisel sebepler ya da idealleri için mücadele eden ve etmiş kadınlar için hâlâ önemli bir esin kaynağıdır. İçinde ya da ona karşı, kadınlar Sicilya mafyasında daima aktif bir rol oynadı.
Birçok bakımdan, mafya İtalyan toplumunun  bir sırrı olarak görülebilir.

Al Jazeera’dan kısaltarak çeviren Arif Koşar

ÖNCEKİ HABER

OHAL ve gazetecilik neden suç değil?

SONRAKİ HABER

Emzirme eylemleri üzerine

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa