'Dokuz ışık'lı Başkanlık savunusu

İtalya ziyareti dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkilerin geliştiğine dikkat çekerek, bu ortaklık nedeniyle Türkiye'nin atak helikopterleri yaptığına dikkat çekti. Atak helikopterleri konusunda gelecek yıl sürekli üretime geçildiğini hatırlatan Erdoğan, helikopterlerle ilgili siparişler gelmeye başladığını kaydetti. Türkiye'de İstanbul-İzmir otoyolu gibi birçok projenin konsorsiyumda İtalyan şirketleri bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, AB sürecinde İtalya'nın Türkiye'nin yanında yer alarak destek verdiğini ifade etti.

Açıklamanın ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in ABD ziyareti ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genelkurmay Başkanı’na eleştirileri ile ilgili sorulara, "Bu ziyaret oradan yapılan bir davetti. Davete icabetle bu ziyareti gerçekleştiriyor. Ayrıca NATO zirvesi ABD’de olacak. Genelkurmay Başkanı'nın ABD’ye ziyaretinden daha doğal bir şey olamaz." dedi.

'KILIÇDAROĞLU ELEŞTİRİYLE HAKARET ARASINDAKİ FARKI ANLAYAMADI'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genelkurmay Başkanı'nı eleştirmesi ile ilgili soruya Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu siyasetin edebi yanını, adap yönünü hala anlayamadı. Önce eleştiri ve hakaret kelimelerini iyi öğrenmesi lazım. Eleştiri nedir, hakaret nedir? Kılıçdaroğlu sürekli hakaretle yatıp kalktığı için bu hakaretlere herkesin katlanması gerektiğini zannediyor. Kimsenin kimseyi hakaret yetkisi yok." dedi.

PAŞALAR HAKKINI ARAMALI!

Paşalara yönelik yapılan benzetmeyi de eleştiren Erdoğan, konunun Gazi Mustafa Kemal’e kadar dayandığını hatırlatarak, "Orada yapılan benzetme talihsiz bir benzetme. Bu zat bütün kaleminden pislik akan bir zat olduğu için böyle şeyler yapıyor." dedi. Başkan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na, Genelkurmay sitesinden önceki yıllarda günübirlik yapılan eleştirilere niçin cevap vermediğini sordu. Paşaların hukuki yönde haklarını aramalarını gerektiğini belirten Erdoğan, "Daha önce bir gazete yazmıştı ve tüm paşalar dava açmıştı. Ama burada hakaret var. Orada onbaşılık-generallik vardı. Burada bir köpekle benzetme yapıyor. Bu tür bir hakarete o makamda bulunanların eyvallah etmemeleri lazım. Genelkurmay'dan verilen cevap da gayet kibar. Kelimeler seçilerek kullanılmış. Bu tür şeyler cevapsız kalmamalı. Hakaretle eleştiri aynı değil" açıklamasında bulundu.

BAHÇELİ'YE 'DOKUZ IŞIK'LI CEVAP

Başkanlık sistemine yönelik MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eleştirileri ile ilgili bir soruya Başbakan Erdoğan, "Demokrasinin bir tartışma rejimi olduğunu öğrenmemiz lazım. Nihayetinde bu kararı halk verecek. Şu anda yeni anayasa yapılacak, yapılmasına çalışıyoruz. Yeni anayasa çalışmaları içerisinde başkanlık veye yarı başkanlık tartışılır. Bu yer alır veya almaz. Niye hemen isyan ediyorlar. OImazsa olmazımız demedik ki. Şu anda veriler toplandı yazım dönemine girildi ve bu çalışmalar yapılıyor. Bundan ürkmeye, korkmaya gerek yok. Benim aklıma Alparslan Türkeş‘in eserinde bununla ilgili açıklaması var." dedi.

Başbakan Erdoğan, Türkeş'in eserinde yer alan "Milliyetçi hareket tek başkan tek meclis sitemini savunur" kısmını okudu.

'TEK DİN SÖYLEMİ DİL SÜRÇMESİ'

Tek din söylemi ile ilgili soruya Erdoğan, şöyle cevap verdi: "Dil sürçmesi oldu, eleştiriyi yapanlar haklı. İfadelerimizin temeli tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Söylemde tek vatan yerine tek dini söyledim. Bu dil sürçmesidir. Bizim bunu nasıl söylediğimiz partinin kuruluşundan beri nasıl söylediğimiz bellidir."

28 ŞUBAT'A MÜDAHİL OLACAK MI?

28 Şubat ile ilgili soruşturmanın davaya dönüşmesi halinde davya müdahil olup olmayacağı ile ilgili soruya da Erdoğan, "İddianame kabul edildiğinde hakkını arayanlar hakkını arayacaklardır. Ben de kararımı bu süreç başladığında veririm. Şu an bir şey söylemem doğru olmaz." dedi.

ŞİKE SÜRECİNE DESTEK

Şike ile ilgili verilen kararlar konusundaki soruya Başbakan Erdoğan, tüzel kişiler yerine gerçek kişilerin cezalandırılmasından yana olduğuna vurgu yaparak, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Tüzel kişiler cezalandırılınca milyonlarca kişi cezalandırılıyor. Suçu işleyen varsa onlar cezalandırılsın. Kulüp kapatmalar olursa bu işler nerelere gider onu bilemem. Partiler kapatıldı da ne oldu. Artık bunları birilerinin görmesi lazım."