23 Temmuz 2016 01:14

Eskiye mi dönecek yoksa eskiden beter günler mi gelecek?

Kayseri'den Çelik-İş üyesi bir işçi yazdığı mektupta darbe girişimi ve sonrasında hayatında yaşanacak değişiklikleri sordu.

Paylaş

Kayseri’den Çelik-İş Üyesi Bir İşçi

Merhaba evrensel okuyucuları;

14 Temmuz’dan önce konuştuğumuz konular neydi kısaca hatırlayalım: “Türkiye nereye gidiyor?” diye konuştuğumuz iki seçim tartıştık ve biz işçilere verilen vaatlerin iktidar tarafından gerçekleşmediğini gördük. Asgari ücret için 1300 lira net dediler ama 1170 lirayı bize reva gördüler. Oysa iktidar şöyle diyordu: İlk üç aylık seçim vaatlerinin arasında asgari ücretliye verdiğimiz sözü tuttuk. 

İşçileri emekçileri doğrudan ilgilendiren konuları bir bir hayata geçirmeye başladılar. Neydi bunlar kiralık işçilik, istihdam bürolarını 6 Mayıs gecesi Meclisten geçirerek yasalaştırdılar. Bitti mi? Bitmez. İşçilere yönelik saldırılar her seçim öncesi gündemde olmayan fakat ne hikmetse seçim biter bitmez tartışılmaya başlanır. Kıdem tazminatı meselesi ve son olarak da bireysel emeklilik meselesi var. Bir de toplumun içinde bulunduğu durumlar var. Kürt halkının içinde bulunduğu durum, savaş politikalarının verdiği sonuçlar, her gün ölüm haberleri biz işçileri derinden etkilemektedir. Akademisyenlere yapılanlar, dokunulmazlıkların ortadan kaldırılması, seçilmiş belediyelere kayyım atanması, patlayan bombalar ve bunlardan doğan istihbarat zafiyeti, gerçek laiklik meselesi... Bütün bunlar 14 Temmuz’a kadar konuştuklarımız.

Birden bütün bu olup biten yetmezmiş gibi 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi ve onun çıkardığı tablo, askerin gözü dönmüş durumu. Kendi sivil halkına tankıyla, uçağıyla saldırması ve yine gelen ölümler.

Konuşmalar ve ortak kanaat darbenin bizi çok geriye atacağı gerçeğiydi. Meydana çıkma çağrısı genel olarak vardı. Sonrası yaşananları işçiler şöyle değerlendirdi: Darbenin başarısız olma nedeni, 1­ Teknoloji kullanımı 2­ Halkın sokakta oluşu 3­ Genelkurmay Başkanının bildiriyi imzalamaması 4­ Darbe planının deşifre olması. Darbenin bu yüzden başarısız olduğu düşünüldü.

Konuştuğum AKP’li bir işçinin 15 Temmuz gecesi sabah 10’a kadar alanda durup uykusuz kalıp evine giderek yatması ve o gün işe gelmemesi sonucu devamsız sayılabileceğini duyması sonucu şu sözleri sarf etti: Benim asıl düşmanlarım patronlar.

Bu konuşmayı içinde bulunduğu durumdan kaynaklı olup olmadığını sorduğumda ise hayır cevabını aldım. Ben de kendisine kendi haklarımız için de meydanlarda olma temennisinde bulundum.

Sonraki yaşanan günlerde açığa alınan kamu görevlisi meselesi ortaya çıktı. “Madem biliniyordu niçin bu gün beklendi?” sorusu gündeme geldi. İlk günler düzmece oyun diyenler azımsanmayacak kadar vardı. Yemek yerken şöyle diyorlardı: Madem devletin tepesi bunu temizleyecek, o zaman başkanlık sistemine geçilmesi artık gereksiz. Bütün bu yaşadıklarımız konuşulurken 20 Temmuz gecesi yaşanan açıklamada olağanüstü hal açıklamasında farklı tartışma yarattı. Destekleyenler de var karşı çıkarak tedirgin olanlar da...

En başa dönecek olursam... Bugün ülkede yaşananlar dünle birlikte ele alınmalıdır. İşçi ve emekçiler için ne değişti? Ne değişecek? Bu sorulara işçilerin geleceği açısından cevap verilmesi gereklidir. Biz durup düşünelim, işçi ve emekçiler sorunlarını çözebilecek mi? Evet, darbeyi engelledi bu büyük bir başarı peki yaa sonra... Eskiye mi dönecek yoksa eskiden beter günler mi gelecek? Şimdi işçiler ne yapacak biraz da onu tartışalım!

ÖNCEKİ HABER

Miting için bant bant dolaştılar

SONRAKİ HABER

OHAL işçinin çıkarına değil

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...