20 Temmuz 2016 21:23

Fabrikada darbe muhabbetleri

Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesinde çalışan işçiler darbe girişiminin ardından ilk iş gününde bütün gün bu konuyu konuştular

Paylaş

Termikel’den bir işçi
Sincan OSB/Ankara

Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesinde çalışan işçiler darbe girişiminin ardından ilk iş gününde bütün gün bu konuyu konuştular. Birçok işçi darbe girişiminin olduğu gece Sincan’ın merkezi olan Lale Meydanı’na çıktığını söylerken Sincan dışında oturanlardan da kendi ilçe ve semtlerinde eylemlere katılanlar varmış.

Sohbetler sırasında işçilerin genel ruh hali “Darbeyi biz engelledik” şeklindeydi dense herhalde abartı olmayacağı gibi eksik bile kalmış olur. Konuşan işçilerde en çok dikkat çeken şey öz güven! Halkın askerlere müdahalesini gösteren videolar cep telefonlarından izleniyor. Özellikle erkek işçilerin hepsi birer askeri uzman! Tanklara karşı ne yapılması gerektiğinden, askerin elindeki silahı nasıl almak gerektiğine kadar her çeşit askeri muhabbet var. Zaman zaman konu askerlik anılarına gitse de hemen toparlanıyor. Bir kısmı medyadan öğrenildiği belli olan değerlendirmeler olsa da bazı özgün konuşmalar da var. Örneğin “Milletin parasıyla alınan helikopteri…” diye başlayan cümleleri her yerde duyuyorsunuz akşama kadar. Öte yandan “Cumhurbaşkanı askerlerden olacak aslında, o zaman darbe olmaz hiç” diyen zihni sinir projeler de var.

Kadınların muhabbeti daha “derin”. Bakış açısı hangi partiye oy verdiklerine göre değişiyor elbette. “Bu iş kimin işine yaradı şimdi? Tayyip’in. Ne olsa onun işine yarıyor zaten. Nasıl beceriyorsa mutlaka kârlı çıkıyor” diyor mesela bir kadın. Ama burada da öz güven çok somut görülebiliyor. “Bizim adam çıkmayacaktı neredeyse. Dedim sen delirdin herhalde? Memleket elden gidecek, sen evde televizyon mu izleyeceksin. Yürü dedim kolundan tuttum çıkardım” diyor bir kadın işçi. Bir başkası yaşananların gerçek bir darbe girişimi olduğuna pek inanmıyor. “Böyle darbe mi olur” diyor. Hemen alay ediyor diğer işçiler “Sanki her gün darbe görüyon” diye. Yine de ablamız fikrinde ısrarcı; “Yav şaka gibi. Değil mi ama? 3 helikopter 5 uçak darbe yapıyor. Asker? Asker yok!” İki kadın işçiyle de yemekte konuştuk. Burada da sohbet “Nasıl engelledik” diye başladıysa da birden kendiliğinden “Gerçi çıkaramamışlar askeri yoksa zor engellerdik. Çıkamazdık bile dışarı, dümdüz ederlerdi” noktasına geliyor.

Hemen her sohbette askerlerin kafasının kesilmesi konusu açılıyor. “O haber yalanmış” diyenler de var ama genellikle susturuluyorlar. “Ne yalanı be, internette gördüm. Yazık günah, gencecik çocukların ne suçu var” diyenler de var “Bebeler ateş açmamış demek ki halka. Yoksa öldüremezlerdi. Yazık oldu gençlere” diyenler de var. Tersinden konuşanların sayısı çok az olsa da “Darbeye kalkıştın mı kafan kesilir arkadaş. Ne olacaktı, vatandaş teşekkür mü edecekti darbeciye. İyi etmişler” gibi sözler de duyuluyor. Ama genellikle bunlar tepki çekiyor ve daha fazla konuşamıyorlar. 

Bir de işçilerden kimin sokaklara çıktığı kimin çıkmadığı merak ediliyor. Bu haberin yazarı da dahil bir çok işçiye “Sen de çıktın mı” ya da “Sen de çıkmışsındır tabi” türünden sorular soruluyor. “Evet ben de Lale Meydanı’na çıktım” cevabını duyunca seviniyorlar. 

Dışardan bir bakışla sanıldığı gibi eylemlere katılan işçiler yalnızca AKP seçmenleri de değil. MHP ve CHP’li işçilerden de eylemlere katılanlar var. Özellikle MHP seçmeni pek çok işçi cuma akşamı sokaklara çıkmış. “Tayyip’i günahım kadar sevmem. Ama mesele Tayyip-Bahçeli meselesi değil. Eğer biz çıkmasaydık şimdi ülkede darbe olmuştu” diyor örneğin bir kadın işçi. Ne olur darbe olursa? Bizzat yaşayan pek yok ya da yaşamış da olsa hatırlamıyor işçilerin çoğu, yaşları nedeniyle. “Ama anlatılanlardan biliyoruz tabii canım. Memlekette asıl o zaman diktatörlük olur” diyorlar. Bir diğer işçi de “Kardeşim darbe demek oy kullanamayacaksın demek. Yani senin hiçbir hakkın olmuyor” diyor. 

Bu girişimin nedenleri üzerinde çok durulmuyor. FETÖ dendi mi başka soruya gerek yok gibi bir durum var. Ama bu konuda da sohbet ilerledikçe özellikle AKP’ye oy vermemiş işçilerin sesleri daha çok çıkıyor. “Bu hainleri ordunun başına bu hükümet getirmedi mi?” Cevap yok. Bir başka kadın işçi düşük perdeden bir sesle “Kandırmışlar işte Erdoğan’ı” diyor. “Hepimizi kandırmışlar” diyor. Soruyu soran “Kanarsan böyle vatan evlatları ölür işte” diye devam ediyor sıkıştırmaya.

Bir diğer önemli tartışma konusu da idam cezası! Az sayıda işçi idam cezasının uygulanmasına mesafeli ve temkinli. Çoğu ise ya açıktan savunuyor ya da “İdam edeceklermiş”, “İdam cezası geri getirilecekmiş” türünden yorumsuz gibi görünen ama söylenirken gizli bir onaylama hissettiren sözler söylüyor. Ama kimi idam edecekler? Darbenin başında kim var bilen yok ki! “Katılan, yakalanan herkesi assınlar”, “Yok daha neler, mezbahaya döner memleket. Erleri de mi asacan?”, “O iş öyle olmaz, komuta eden, planlayan, emri veren büyük başları asarlar”... Bir işçi ise korktuğunu belli ediyor; “Biz idam görmedik de bizimkiler pek iyi anlatmazlar. İran gibi, Suudi Arabistan gibi olmayalım da” diyor.

Molalar çabuk, çalışma saatleri yavaş geçiyor. Akşam paydosa yakın “Zırhlı birliklerden tanklar çıkmış, yine darbe varmış” söylentisi yayılıyor. “Ben giderim yine” diyen de var “Yalan haberdir” diyen de. Ama dedik ya öz güven; İki gecedir dışarıda olduğunu ve uykusuz kaldığını söyleyen bir erkek işçi güne noktayı koyuyor; “Bugün de başkaları engellesin darbeyi, hep ben mi engelleyecem? Engelleyemezseniz o zaman gelir hallederiz, ben yatacam bu gece.”

ÖNCEKİ HABER

‘Darbeye de diktaya da hayır’

SONRAKİ HABER

OHAL kararı sosyal medyada gündem oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...