20 Temmuz 2016 00:33

Nice saldırısı üzerine bazı fikirler

Fransa’nın Nice kentinde 84 kişiyi öldüren Bouhel, büyük ihtimalle, 'yalnız kurt' olarak davrandı ve IŞİD ‘in materyallerinden esinlendi.

Paylaş

Abdelbari ATWAN
Rai al Youm

Fransa’nın Nice kentinde geçtiğimiz perşembe meydana gelen terör saldırısını IŞİD -ya da diğer adı ile DAEŞ- üstlendi. Mohammad Lahouaiej Bouhel, 19 tonluk kiralık TIR’ı  kalabalığın üzerine sürerek 10’u çocuk 84 kişiyi öldürdü. Bastille Günü kutlamaları için düzenlenen havai fişek gösterisini izleyen geniş kalabalık, bir çok ulustan oluşuyordu.

IŞİD ile bağlantılı Amaq Ajansı, “IŞİD ile savaşan koalisyonun vatandaşlarını hedef alan saldırı düzenledi” şeklinde tweet attı. Bu arada Bouhel’in aklını kaçırıp tamamen kendi başına davranmış olması, IŞİD’in de bundan faydalanmaya çalışması mümkün. Yine de saldırı, diğer IŞİD saldırılarıyla benzerlik gösteriyor ve daha önce IŞİD ve el Kaide liderlerinin kullandığı taktiği tekrarlıyor: Silahların yokluğunda aracı patlayıcı gibi kullanmak...

Bouhel büyük ihtimalle, “yalnız kurt” olarak davrandı ve IŞİD ‘in internette bile ulaşılabilen materyallerinden esinlendi. Aynı zamanda en az  bir iş birlikçisi olduğundan da şüpheleniliyor.

AVRUPALI RADİKALLER NASIL YARATILIYOR?

Tabii ki cuma günü olan canavarlığı alkışlayan, desteklediğini açıklayan ve IŞİD’e olan bağlılıklarını ifade eden radikal unsurların varlığını inkar etmiyoruz.
Bununla beraber Bouhel gibi insanlar, ya da mart ayında yaşanan Brüksel patlamasını gerçekleştiren gruplar, ruhsal ya da sosyolojik problemler yaşayan bireyler. Birçoğu daha önce suça karışmış, büyük şehirlerin kenar mahallelerinden; dışlanmış, sert ve adil olmayan bir hayattan gelmişler. Öfke bir çok şekilde ortaya çıkabilir, hatta teşhis ve tedavi edilmeyen sosyolojik ve psikolojik problemlerle daha da büyüyebilir.
Bir çok genç insan, politik ve dinsel kimlikleri ile ilgili konularla mücadele ediyor ve kültürel şizofreni onları tövbe et ve geçmişini terörist saldırılarla telafi et diyerek, Facebook ya da Twitter’da asker toplayanlar için kolay hedef haline getiriyor.
Çevrimiçi platformlara ek olarak, bir çok radikalleşme de hapishanelerde oluyor. Müslüman geçmişi olan tutukluların güçlü bir gruba bağlı olma istekleri kullanılarak radikalleşmeleri sağlanılıyor. Tutukluların IŞİD’e katılmasında sosyal ve kimliksel etmenler de elbette etkili.  
Radikallerin kullandıkları dilde Batı, mutlaka savaşılması gereken “Haçlılar” olarak tasvir ediliyor .

BATI DA MASUM DEĞİL

Ortadoğu şu anda kaos ve savaşa batmış durumda. Batı’nın Müslümanlara kendi topraklarında kullandığı ölümcül silah ve bombaları ve yıkıcı siyasetini göz önüne aldığımızda, Batı buradaki payını inkar edemez.   IŞİD gibi grupların mantığı, güç asimetrisinin farkında olarak Batılı hedeflere yönelik ani terör saldırıları uygulama taktiği.  
Batı politikaları ve müdahaleleri direk ya da dolaylı olarak MENA (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) bölgesindeki 5 devletin başarısızlığa uğramasına sebep olurken, aynı zamanda mezhep ve etnik ayrılıkların da önünü açtı. Bu savaşlar devletlerin ve toplumların  parçalanmasını amaçlarken, güçlü Arap kimliğinin ve ordusunun kurulmasına engel oldu.

IŞİD’İ HAFİFE ALMAYA DEVAM EDİYORLAR

İslami terör fikrini çerçevelemek kolay ama kim bu terörizmin geçmişinden bahsetmeye cesaret edebiliyor? Basitçe, Hollande’ın cuma günü yaptığı gibi bunu İslami terörün işi olarak belirtmek, ağrının neden kaynaklandığını bilmeden ağrı kesici almak gibi...
Batı IŞİD’i hafife almaya devam ediyor ve IŞİD’i bombalarıyla yok edebileceğini düşünüyor. Halbuki IŞİD yıkmaya niyetli, nefret ve intikam dolu; fizikselden öte ideolojik bir devlet.

IŞİD, Batı’daki güvenliği, sosyal birliği ve ekonomiyi ölüm tehlikesi yaratarak yıkmaya çalışıyor, ki Nice’te amacına ulaştı.  
IŞİD, Suriye, Irak ve Libya’nın merkezinde Batının uçakları ve silahları tarafından baskı altında tutuluyor. Liderleri, kaybedilen topraklar ve ölen Müslüman sivillerin intikamı için Batıda saldırı düzenlenmesi adına defalarca çağrı yaptı.  
Bu yüzden ABD’de, Türkiye ve Avrupa’da meydana gelen saldırı yağmuruna şaşırmıyoruz. Hatta daha kötüsü bu saldırıların devamının gelmesini bekliyoruz, çünkü IŞİD, terörünü daha önce hiçbir grubun yapmadığı gibi dışarı taşıyor.

İSLAMOFOBİ IŞİD’E YARIYOR

Batılı yetkililerin asıl telaşlanması gereken nokta ise Bouhel’in geçmişte ya da yakın zamanda herhangi bir radikallik göstermemiş olması. Polis tarafından önemsiz suç ve şiddete karışmış olmasıyla biliniyor. IŞİD, Batılı toplumlarda İslamofobiyi kullanarak, bilerek kutuplaşmayı provoke ediyor, ve tıpkı Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı saran kaos ortamı gibi bir atmosfer yaratmaya çalışıyor. Müslümanlara karşı kışkırtılanların aslında IŞİD’e hizmet ediyor olmaları ise korkunç bir ironi.
Sağcılık Avrupa’da ve Amerika’da yeniden diriliyor; cuma günkü gibi saldırılar İslam düşmanlığı yapanların ekmeğine yağ sürüyor. Daha IŞİD saldırıyı üstlenmeden önce bile, Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande bunun İslami radikalizmin bir ürünü olduğunu açıkladı. Avrupa’daki Müslümanların çoğu barışçıl, yasalara saygılı ama yine de giderek daha çok şüphe altındalar ve hem kendi hem ailelerinin hayatı için korku duyuyorlar.

(Çeviren: Elif Özmen Belek)

ÖNCEKİ HABER

Deliliğin kıyılarından Van Gogh

SONRAKİ HABER

‘Hukuk devletinde asamazsınız’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...