Selma Gürkan, Gezi'de yitirilenlerin ailelerini ziyaret etti

Halil İMREK
Hatay

Kimi 19 yaşındaydı, kimi 20, kimi 22. Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan ve Abdullah Cömert. Gezi direnişi sırasında yaşamını yitiren üç genç, Antakyalıların yüreğinde ve demokrasi mücadelesinde yaşıyor.

Ali İsmail Korkmaz, Eskişehir’de polisler ve eli sopalı esnaf tarafından dövülerek öldürülmüştü. Antakya’da polisler tarafından gaz bombası kapsülüyle vurularak öldürülen 22 yaşındaki Abdullah Cömert, yine Antakya’da ODTÜ’ye destek eylemlerinde başından vurularak öldürülen ama çatıdan düştü denilen Ahmet Atakan… Üçü Antakya’da Gezi'de ve sonrasında yaşamını yitirenlerle birlikte ölümlerinin üçüncü yıl dönümlerinde bir kez daha anıldılar.

Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert’in katilleri yargılandı “Emri ben verdim” denilen bir ortamda az da olsa cezalar aldılar. Ancak Ahmet Atakan’ın ölümü hâlâ aydınlatılamadı ve davası üç yıl olmasına rağmen bir türlü açılmadı.

Abdullah Cömert'in ölümüyle ilgili dava, Antakya'dan Balıkesir'e alınmış, Eskişehir’de polis ve siviller tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz davası da Kayseri’ye nakledilmişti.

Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz ve Ahmet Atakan’ın ailelerini Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan bir kez daha ziyaret etti.

Gürkan, Abdullah Cömert’in evinde annesi ve kardeşi ile görüştü. Ahmet Atakan’ın evinde ise anne ve babasını ziyaret etti. EMEP Genel Başkanı, Ali İsmail Korkmaz için kurulan vakfa da gitti.

Üç gencin ailesi de ellerinden alınan, katledilen çocuklarını anlattı ve ölümlerin son olmasını, başka gençlerin ölmemesini istedi.

Üç ailede de kaybedilen gençler evin her yerinde hissediliyor. Odaları adeta bir müzeye dönüşmüş. Resimler, gazete kupürleri, heykeller onları anlatan ne varsa….

Bütün bunlar unutmaya karşı birlikte bir direnç göstermek için.

'PENCERENİN ÖNÜNDEN KALKMIYORUM'

İlk olarak Abdullah Cömert’in evine gidiyoruz. Bizi Annesi Hatice Cömert ve kardeşi Ahmet karşılıyor. Anne ilk günkü gibi halen gözyaşlarını tutamıyor. Yanımızda Antakyalı Arap arkadaşlar var. Anadilinde onlarla rahatça konuşurken Türkçe konuşmakta zorlanıyor. "Oğlumu elimden aldılar. Pencerenin önünden kalkmıyorum. Sanki çıkıp gelecek” diyor. Gözyaşlarını tutamıyor. EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, gözyaşlarını siliyor, "yeter artık ağlanma" diyor. Gürkan’a tekrar geldiği için teşekkür ediyor.

Ziyaretlerden memnun, bize oğlunu anlatıyor. "O barış istiyordu, yaşamı savunuyordu. Kimse ölmesin diyordu. Ama oğlumu öldürdüler” diyor.

Abdullah Cömert'i öldüren polisin ceza aldığını ama halen görev yaptığını hatırlatan anne Cömert, dava sürecini, davanın Balıkesir’e gönderilmesini anlatıyor. Selma Gürkan, çocuklarının unutulmayacağını, onarlın demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesinde yaşayacağını söylüyor.

'ÜÇ YIL OLDU DAVA AÇILMADI'

Daha sonra Ahmet Atakan’ın ailesine gidiyoruz. Bizi anne ve babası Emsal ve Ali Korkmaz karşılıyor. Üç yıl geçmesine rağmen Atakan’ın davası halen açılmamış. Bunun üzerine konuşuluyor. Bir de baba Atakan,  ülkedeki gidişatı durduracak bir halk cephesinin neden kurulamadığını soruyor. Gürkan, bu yönde süren çalışma ve çabaları anlatıyor. "Emek Partisi olarak en geniş birlik için uğraşıyoruz. Erdoğan-AKP eliyle uygulanan sermaye politikalarından zarar gören herkesin bu birliğe katılması gerekiyor" diyor. Baba Atakan da benzer şeyler söylüyor, kimsenin kendisini dayatmamamsı gerektiğine vurgu yapıyor.

Özellikle Atakan’ın katillerinin yargılanması için açılmayan davanın bir an önce açılması için kamuoyu oluşturması konusunda destek istiyorlar.

ALİ İSMAİL KORKMAZ VAKFI

Daha sonra Ali İsmail Korkmaz için kurulan vakfa ziyarete gidiyoruz. Burası ev ortamından farklı. Oluşturulan kütüphane, derslikler, film gösterimi için sinema salonu ve gelen gençler burayı daha canlı kılıyor. Anne Emel Korkmaz ve avukat olan ağabeyi Gürkan Korkmaz ile sohbet ediyoruz. Heyetimizde bulunan Eskişehirli Avukat Heval Yıldız ve eşi Yücel Karasu aileyi yakından tanıyor. Heval aynı zamanda Ali İsmail Korkmaz’ın avukatlığını da üstlenmiş. O dönem ailenin Eskişehir’e gidip gelmesi esnasında sık sık görüşmüş ve misafir etmişler.

Anne Emel Korkmaz, kendilerinin canının, yüreğinin halen yandığını başka anaların ağlamaması için çaba sarf ettiklerini söylüyor. Vakfın da Ali İsmail’i yaşatmak için bir imkan olduğunu düşünüyor.

Abi Gürkan Korkmaz, vakıf hakkında bilgi veriyor: “Biz Ali İsmail’in anısını, onun hayat felsefesiyle, barışla aydınlık bir dünya hayaliyle devam ettirmeye çalışıyoruz. Düşlerinde özgür dünya olan Ali İsmail, bu düşlerini gerçekleştirmek için birçok faaliyet yapmıştı ve toplum için yenilerini yapmayı planlıyordu. Hatta bu kapsamda yaptığı ve yapmayı planladığı etkinlikleri raporluyor ve günlüğüne yazıyordu. Ali İsmail şu an yaşıyor olsaydı da muhtemelen toplum yararına çalışmalar yapıyor ve bu çalışmalarına kurumsal bir kimlik kazandırmayı hedefliyordu. Biz ailesi olarak, Ali İsmail’in bu hayallerini bir vasiyet olarak gördük ve onun yarım kalan düşlerini hayata geçirmek için Ali İsmail Korkmaz Vakfı’nı kurduk” diyor.

Selma Gürkan, Gezi eylemlerinin bir özgürlük ve demokrasi arayışı olduğunu, polisin bu dönemde çok sayıda genci katlettiğini, halen gençlerin öldürüldüğünü söylüyor. Suruç, Ankara katliamları ve bölgede süren çatışmalarda yaşamını yitirenleri hatırlatıyor. Hiç kimsenin ölmediği, barışın, demokrasinin ve özgürlüklerin olduğu bir ülke mücadelesini sürdüreceklerini söylüyor.