13 Temmuz 2016 07:26

AYM'ye 10 Ekim katliamı başvurusu

Ankara Katliamı’nda önlem almadıkları ortaya çıkan kamu görevlileri hakkındaki suç duyuruları işleme konulmayan mağdur avukatları, AYM’ye başvurdu.

Paylaş

Kamu görevlileri hakkında cezai işlem başlatılsın

Mülkiye müfettişleri raporuyla 10 Ekim Ankara Katliamı’nda önlem almadıkları ortaya çıkan kamu görevlileri hakkındaki suç duyuruları işleme konulmayan mağdur avukatları, AYM’ye başvuruda bulundu. 

11 Temmuz Pazartesi günü AYM’ye başvuran 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan 10 Ekim Katliamı iddianamesinin iadesini talep etti. Ankara Katliamı’nı gerçekleştiren canlı bombalar ve onlara yardım eden örgüt üyelerinin tamamının istihbarat örgütleri tarafından önceden bilinmesine karşın katliamın önlenmediğini söyleyen mağdur avukatları, buna rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "başka soruşturma dosyalarında verilen işleme konulmama kararları”nı  gerekçe göstererek "dilekçenin işleme konulmaması" kararı verdiğini belirtti. Ancak yaptıkları suç duyurusunda, daha önceki süreçlerde savcılık tarafından incelenmeyen veya diğer soruşturma sürecinde gündeme getirilmeyen pek çok veri yer aldığını belirten avukatlar, savcının şikayetlerine ilişkin hiçbir değerlendirme yapmadan bu kararı verdiğini, itiraz yolu dahi öngörülmediği için hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ifade ettiler. 

CEZAİ SORUŞTURMA BAŞLATILSIN

Açıklamada, “Sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında ceza soruşturması başlatılmasının sağlanması” talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunduklarını dile getiren avukatlar, “Katliamda sorumluluğu bulunan tüm kamu görevlileri açısından Türk Ceza Kanunu madde 83’te düzenlenen ihmali davranışla kasten ölüme sebebiyet verme suçundan soruşturulmaları gerekirken, iddianame ile kapsam dışında bırakıldıkları; İddianamede sözkonusu kamu görevlileri hakkında hukuka aykırı bir nitelendirme ile ‘görevi ihmal’ suçu ile soruşturmaları gerekebileceği belirtilerek ayırma kararı verildiği ve devamında da haklarında hiçbir delil toplanmadan ve ortaya dökülen kanıtlar yok sayılarak işleme koymama kararları verildiği, kamu görevlilerinin katliamdaki sorumluluklarını açığa çıkarmayan iddianamenin hukuka aykırı içeriği nedeniyle kabul edilmemesi gerektiği  belirtilerek, iddianamenin iadesine karar verilmesini talep edilmiştir” denildi. 

ADIM ADIM ANLATILDI

Dilekçede ihmaller tek tek anlatıldı:

*Yasal bir miting öncesi alınması gerekli güvenlik önlemlerini alması gereken emniyet görevlilerince; “mitinge yönelik olarak birden fazla canlı bomba eylemi yapılacağı” istihbaratı dikkate alınmadı. Alınan istihbarat TEM Şube Müdürlüğü C Büro Amiri tarafından Ankara Emniyet Müdürlüğünde mitingle ilgili güvenlik tedbirlerini alan yetkililere ve miting tertip komitesine iletilmedi. 

*Miting öncesinde en kritik dönem olan 24:00  - 09:00 saatleri arasında Ankara girişinde yol uygulamasına ara verildi ve canlı bombalar bu sayede Ankara’ya saat 08.30 civarında giriş yaptı. 

*Mitingin toplanma alanı olan Gar meydanında, Mahkemece verilen genel nitelikli arama kararına karşın arama yapılmadı ve arama noktası oluşturulmadı.

*Miting öncesi Emniyet Müdürlüğü tarafından açıklanan tedbir açıklamasında “canlı bombalara” karşı duyarlı olunması istenmesine karşın, mitinge katılanların can güvenliklerinin sağlanması için hiçbir önlem alınmadı.

*Tertip komitesinin miting için talep ettiği başlama saati değiştirilerek, sabah saatlerinde toplanacağı bilinen on binlerce kişinin güvenliği tehlikeye atıldı. Tertip Komitesi tarafından Miting için 08.30-16.00 saatleri arasında izin istenmesine rağmen “8 saat trafiğin kapalı olmasının vatandaşların tepkisine neden olabileceği” gerekçesiyle iznin 12.00-16.00 olarak  belirlendi. Böylece toplanma alanı olarak ilan edilen ve sabah saatlerinden itibaren şehir dışından gelenlerin çoğunlukta olduğu 10 bin kişinin toplandığı Ankara Gar alanı korumasız hale getirildi. 

*Katliamı gerçekleştiren İŞİD üyeleri istihbarat ve güvenlik örgütleri tarafından teknik olarak izlenmesine karşın katliam önlenmedi.

* Patlama sonrası olay yeri önlemleri yaralıların yaşam hakkını koruyacak bir biçimde alınmadığı gibi kimyasal gaz kullanımı ve polis müdahalesi yaralanmaları ağırlaştıran, can kaybını arttıran bir unsur oldu. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Uykusuz'dan Başbakan'a 'Acil servis' göndermesi

SONRAKİ HABER

Cezaevinde yazılan kitap yazara verilmedi!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...