13 Temmuz 2016 00:55

Avrupa  Birliği ve sol

Junge Welt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Arnold Schölzel'in Avrupa Birliği'ndeki kriz ve sol partilerin tutumlarını yazdı

Paylaş

Arnold SCHÖLZEL *

Avrupa Birliği nedir? Emperyalist programlı bir devletler tekeli mekanizmasıdır. Öncül organizasyonlarının kuruluşunda Avrupa’nın sosyalist ülkeleriyle çatışmayı esas almıştı. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra ABD ile birlikte dünyada giderek artan agresif bir rol oynuyor. Alman emperyalizmi AB içinde düzeni sağlayan ve liderlik yapan bir güç oldu. Doğu Avrupa ülkelerini arka bahçesi yaptı, güneydeki üye ülkelere diktasının önünde boyun eğdirdi ve AB’yi dünya çapında etki alanlarını,  yer altı kaynaklarına sahip olmasını arttırmak için kullanıyor. Böylece Almanya tarihinde Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana egemen sınıfın sürekli olarak tekrarladığı bir programı Avrupa programı olarak gerçekleştiriyor.

Fransa ve Büyük Britanya, Almanya’nın önderlik pozisyonunu püskürtmek için devamlı çaba harcadılar. Diğer taraftan AB, kuruluşundan bu yana AB içindeki emperyalistler arası çelişkilerin düzenlenmesi mekanizmasıydı. Büyük Britanya’nın ayrılmasıyla AB, bu fonksiyonunu yitirdi. Fransa’da da Birleşik Krallık’daki gibi bir referandum yapılsa, ülkelerinin AB’den ayrılmasını isteyenlerin oranı daha fazla olurdu. AB, temel fonksiyonlarından birini kaybetti. Bu, Alman emperyalizmi açısından da geçerli. 

AB’nin krizi 2008 ekonomik krizinden çok önce başladı. Almanya, bu krizi önderlik rolünü güçlendirmek için kullandı. Fransa’yı ekonomik olarak çok gerisinde bıraktı, İngiltere’yle karşılaştırıldığında da güçlendi. Bu nedenle Birleşik Krallık’ta ortaya çıkan AB’ye karşı tavır aslında Berlin’e de karşı. 

AB’nin krizi ve krizin şimdiki artışı uluslararası güçler dengesinde çok kutupluluk olarak nitelendirilebilecek bir değişimin gözlendiği koşullarda gerçekleşiyor. Küresel kapitalizmin ağırlık noktaları Asya’ya kayıyor. Şimdiki kapitalizmin belirleyici gidişatı olarak yeni bloklar ortaya çıkıyor. 

Bunların içinde en önemlisi kendilerini BRICS-Devletleri olarak niteleyen Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan ve Güney Afrika’dan oluşan birliktir. Eğer AB parçalanırsa büyük ekonomik bloklardan biri yarıştan ayrılacak. Bu Avrupalı emperyalistler arasında rekabeti arttıracaktır. Bu, bu ülkelerin veya devlet gruplarının tekellerinin dünyanın yani için verdikleri mücadelenin hızlanması anlamına geliyor. Savaş tehlikesi yükseliyor. 

AB içindeki sol partilerin bu konudaki yaklaşımları farklı farklı. Örneğin Almanya’daki Sol Parti 2 Temmuz’da bir yönetim kurulu ‘Krizden çıkmak için altı madde- Kısıtlama dayatma politikasına hayır ve Avrupa’nın sosyal ve demokratik olarak yeniden kurulması’ başlıklı bir açıklama yayımladı. Açıklamada AB’nin ekonomik temelleri ve savaşın sürdürülmesi (şu sıralar dünya çapında 17 askeri ve polisiye misyonlarda aktif) konusunda bir şey söylenmiyor.  Tekellerin ve onların egemenliklerinin alt edilmesinden de söz edilmiyor. Talepler sosyal liberalizm çerçevesinde kalıyor ve hayalci görünüyor. 

AB içindeki bazı  ülkelerin komünist partileri, analizlerinde birliğin emperyalist karakterine dikkat çekerek ayrılmayı talep ediyorlar. DKP Başkan Yardımcısı Hans-Peter Brenner, şubat ayındaki bir parti konferansında AB’nin, emperyalizmin doğurduğu bir hilkat garibesi olduğunu söyleyerek; “AB’nin reforme edilebileceği hayallerine son vermeliyiz” dedi. Bu isabetli bir açıklama. Gerçekçi olan, AB konusunun kısa sürede güncel hale gelmeyeceği ya da başka bir deyişle tamamen farklı bir Alman karakteri alacağıdır. İşte o zaman soruların yeniden sorulması gerekecek. 

* Junge Welt Gazetesi 
Genel Yayın Yönetmeni

ÖNCEKİ HABER

Ortadoğu jeopolitiğinde gaz üzerine iktidar oyunları

SONRAKİ HABER

Tarım işçileri sürekli yoksulluk nöbetinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...