07 Temmuz 2016 00:57

Almanya, Ermenilerle tam yüzleşmeli

Almanya Federal Meclisi kararı, her hangi bir ülke Meclis kararı değildir. Almanya, Ermeni Soykırımı’nda doğrudan dahli olan bir ülkedir.

Paylaş

Nevzat ONARAN
nevzatonaran@gmail.com

Almanya devleti, savaş sonrasında Hitler faşizminin Yahudi Soykırımı’yla yüzleşti ve hesaplaştı. 

Almanya, Yahudi Soykırımı fiilinden devlet olarak sorumluydu.

Almanya özür diledi ve sadece özürle yani lafta kalmadı, devamını da getirdi.

Almanya’nın Hitler faşizmiyle hesaplaşması ve böyle bir tavır alması, iki emperyalist dünya savaşının merkezi Avrupa’da barış için önemli bir adımdı.

Ebette hiçbir kimsenin ve toplumun ‘can ve mal kaybının’ karşılığı rakamlaştırılamaz ve karşılanamaz, fakat hayatın devamlılığı zorunlu kılıyor.

Almanya devleti, ‘can ve mal kaybının’ telafisi amacıyla, maddi ve manevi tazminat da ödedi ve Hitler faşizmin kanun ve kararlarıyla gasbedilen Yahudi malı ve mülkünü iade etti.

Almanya, özür, maddi ve manevi tazmin ve mülkün iadesinin devamı olarak toplumsal bilinci geliştirme faaliyetini sürekli hale getiriliyor. Yüzleşmenin ve hesaplaşmanın sözde kalmaması için Yahudi Soykırımı eğitimde ve toplumsal hayatta bilinçlenmenin bir faaliyeti olarak işlendi ve işlenmeye de devam ediliyor.

Demek ki Yahudi Soykırımı’yla yüzleşmek üç aşamalı bir eylemlilikti:

1- Yahudi milletinden özür dilemek, acısını paylaşmak.

2- Maddi ve manevi tazminatla, yaraya merhem olmak ve gasbedilen malı ve mülkü iade etmek.

3- Toplumsal bilinci geliştirmek amacıyla konuyu, eğitimden, etkinliğe bir dizi faaliyetle sürekli işlemek.
Faşist Hitler rejiminin 1930’lar sonundan itibaren Yahudilerin malına-mülküne el koyması sisteminin oluşmasında, 1915’teki İttihat ve Terakki’nin Ermenilerin malına-mülküne el koymasından hayli öğrendiği de tarihsel bir gerçek.

Yahudi Soykırımı’yla yüzleşme ve hesaplaşma deneyiminin sahibi Almanya’nın Federal Meclisi, Ermeni soykırımıyla ilgili önemli bir karar aldı. 

Türkiye’de bildik koro harekete geçti. Her zamanki gibi ırkçı ve şeytanlaştırma kampanyası zirve yaptı!

Almanya Federal Meclisinde Türkiye kökenli mebuslar hakkında, devlet protokolünün zevatları tarafından ‘kan ve süt’ tahlili yapıldı. Süt tahlili yapan da Türkiye’nin adaleti teslim edilmiş bir bakandı. 

Hatta kan tahlili yapan zat, hatırlarsınız daha önce Soma’da 301 madencinin ölümü sonrasındaki protestoda, markete sıkıştırdığı gençle ilgili döl tahlili yapmış ve “İsrail dölü” demişti.

İnsanın aynı düzeyde sorası geliyor, hadi ‘kan ve süt raporunu’ göster?

Tarihi bir konu hakkında bir başka ülke meclisinin karar alması şuymuş-buymuş gibi; koroya AKP Mebusu Markar Esayan da katıldı, katılmasa şaşardım!

Bu türden tartışmayı çok anlamlı bulmuyorum, vakayı geri plana atmaya yönelik bir tür Ankara merkezi resmi faaliyettir.

Ayrıca Almanya Federal Meclisi kararı, her hangi bir ülke Meclis kararı değildir. Almanya, her hangi bir ülke değil, Ermeni Soykırımı’nda doğrudan dahli olan bir ülkedir ve bu ilişki, kararda aynen ifade edilmiştir. Bu anlamda Almanya Federal Meclis kararı* çok önemlidir. 

Hatta çok de geç kalınmış bir karardır.

Meclis kararında 1915 Ermeni Soykırımı’yla ilgili önemli tespitler ve Almanya İmparatorluğu’nun rolüne yönelik saptamalar yapıldı. 

Bu makale kapsamında hem kararı özetleyerek aktaracağım hem de Almanya’nın tarihsel sorumluluğuyla ilgili hatırlatmada bulunacağım ve karardaki eksikliğe dikkat çekeceğim.

‘1 MİLYONU AŞKIN ERMENİ KURBAN EDİLDİ’

Almanya Federal Meclisinin kabul ettiği kararın gerekçesini özetliyorum, maddeleştirdim:

* Ermenilerin binlerce yıllık tarihinin en büyük felaketiydi ve bir milyonu aşkın Ermeni kurban edildi. Ermenilerin yaşadığı soykırımdı. 

* Federal Meclis, bu olayı güncel hatırlatma edimi çerçevesinde ele almaktadır.

* Osmanlı İmparatorluğu’nun temel askeri müttefiki Alman İmparatorluğu, Ermenilerin katlini bildiği halde, bir şey yapmadı.

* Federal Meclis, yüzleşmeyi teşvik etme sorumluluğunu hissetmektedir.

* Türkiye, Osmanlı yönetimi arzusu dahilinde Ermenileri sürgün, zulüm ve cinayetlerin planlı yapıldığını inkar etmektedir. 

* 2009’da Ermenistan ve Türkiye bakanlarının imzaladığı protokol parlamentolarda kabul edilmedi.

* Federal Meclis, Türkiye’de iki halkın barışmasına ve katliamların araştırılmasına yönelik girişimlerin desteklenmesini memnuniyetle karşılamaktadır.

* Osmanlı İmparatorluğu’nun başmüttefiki Alman İmparatorluğu, bu sürece derinden dahildir ve baştan beri olanlar hakkında bilgilidir.

* Protestan Din Adamı Dr. Johannes Lepsius’in, 5. Ekim 1915’te Almanya Parlamentosuna sunduğu rapor sansürlendi.

* Alman yönetimi, Osmanlı İmparatorluğu üzerinde etkili bir baskı kurmadı.

* Osmanlı İmparatorluğu’nda görev yapmış Alman büyükelçi ve konsolos raporlarına dayanan evraklar, katliam ve tehcirin planlı uygulandığını belgelemektedir. Bu evrakların kopyası Ermenistan ve Türkiye’ye verildi. 

Almanya Federal Meclisi kararının gerekçesini üç madde halinde özetlemek mümkün:

1- 1 milyonu aşkın Ermeni planlı bir devlet faaliyetiyle kurban edildi.

2- Ermenilerin yaşadığı soykırımdır.

3- Osmanlı İmparatorluğu’nun başmüttefiki Almanya İmparatorluğu, Ermeni Soykırım sürecine dahildir, sorumludur.

‘ALMANYA İMPARATORLUĞU SUÇ ORTAĞIDIR’ 

Gerekçesi böyle yazılan Almanya Federal Meclisi, kararında ‘I. Almanya Federal Meclisi şu noktaları saptar’ başlığı altında bir dizi tespitte bulundu. Bu kısmı özetleyerek maddeleştirdim ve alıntıladığım kısmı tırnak içinde aktardım:

* Federal Meclis, Jöntürk yönetiminin Ermenilerin neredeyse tamamen yok edilmesine sebebiyet veren eylemlerinin yasını tutar.

* Jöntürk yönetiminin emriyle 24 Nisan 1915’te bir milyonu aşkın Ermeni’nin planlı sürgün ve yok ediliş süreci başladı. Bu, “kitlesel imha, etnik temizlik, tehcir ve evet soykırımlar tarihi açısından örnek teşkil” eder. 

* Diğer Hristiyan azınlıklar Süryani ve Keldaniler de benzer politikaların kurbanı oldu.

* Almanya’nın suçlu ve sorumlu olduğu Holokost’un biricikliğinin de bilincindeyiz.

* Federal Meclis, Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri baş müttefiki Alman İmparatorluğu, Ermenilerin organize bir şekilde yok edilmesi hakkında bilgilendiği halde “Bu cürmü durdurmaya çalışmayarak oynadığı yüz kızartıcı rolden ötürü” üzgündür.

* 24 Nisan 2015’de yapılan 100. yıl anmasında, Almanya Cumhurbaşkanı, Almanya Federal Meclisi, bütün parti konuşmacıları Ermeni Soykırımı’nı lanetlemiş ve kurbanları anmıştır.

* “Alman İmparatorluğu’nun da bu olaylarda suç ortaklığı vardır.” 

* “Federal Meclis, Almanya’nın özel tarihi sorumluluğunu kabul eder.” Türklerin ve Ermenilerin barışmasını desteklemek bu sorumluluğun bir parçasıdır. 

* Almanya Federal Meclisi, o dönemde Ermeni kadın, çocuk ve erkeklerin kurtarılması için mücadele eden insanları da saygıyla anar.

* Almanya’nın eğitim sistemi ders programına Ermeni sürgün ve yok edilişi dahil edilmelidir. 

* Federal Meclis, Türkiye’de Ermeni-Türk barışmasını hedefleyen bütün girişim ve katkıyı memnuniyetle karşılamaktadır.

* Federal Meclis, kendi hükümetini Ermenilere yönelik tehcir ve katliamların araştırılmasını konusuna dikkatini yöneltmeye teşvik eder ve sorunun çözümüne yardım ve destek sağlayan her türlü girişimi memnunlukla karşılar.

* Faillerin suçları ile bugün yaşayanların sorumluluğu arasında ayrım yapmak gerekir.

* Almanya, Ermenistan ve Türkiye yakınlaşmasını desteklemelidir.

Almanya Federal Meclisinin kararında ‘I. Almanya Federal Meclisi şu noktaları saptar’ başlığı altında yaptığı saptamaları beş madde halinde özetlemek mümkündür:

1- Ermenilerin planlı sürgün ve yok edilişi, diğer bir ifadeyle Ermeni soykırımı, “kitlesel imha, etnik temizlik” tarihinde örnek bir vakadır.

2- Diğer Hıristiyan azınlıklar Süryaniler ve Keldaniler de benzer politikanın kurbanı oldu.

3- Osmanlı İmparatorluğu’nun başmüttefiki Alman İmparatorluğu’nun “bu olaylarda suç ortaklığı” vardır.

4- Federal Meclis, “Almanya’nın özel tarihi sorumluluğunu kabul eder.” 1915’te Almanya, Ermenilere ne yapıldığını biliyordu.

5- Federal Meclis, Türkiye’de Ermeni-Türk barışmasını hedefleyen bütün girişim ve katkıyı memnuniyetle karşılamaktadır. Ayrıca Almanya, Ermenistan ve Türkiye yakınlaşmasını desteklemektedir.

Almanya Federal Meclisinin tespitiyle, İttihat ve Terakki’nin planlı devlet faaliyeti 1915’te Ermeni Soykırımı’nda Almanya İmparatorluğu suç ortağıdır ve özel tarihi sorumluluğu vardır. 

Soykırımın planlı bir cürüm olması, kasıt unsurunu da içerir. Bu halde, kasıtlı olarak soykırım yapmaktan Almanya ve Osmanlı devletleri birlikte sorumludur.

‘TÜRKİYE’Yİ BARIŞA TEŞVİK ETMELİYİZ’

Almanya Federal Meclisi, kararında ‘II. Federal Meclis, hükümeti şu noktalarda göreve çağırmaktadır’ başlığı altında Alman hükümetini görevlendirdi, özetliyorum: 

* Alman İmparatorluğu’nun rolü konusunda geniş ve kamuya açık bir yüzleşmeye katkı sağlamak.

* Türkiye tarafını yüzleşmeye teşvik etmek.

* Türkler ve Ermeniler arasında yakınlaşma ve barışma konusunda çalışmak.

* Türkiye ve Ermenistan’daki etkinlikleri desteklemek ve katkı sağlamaya devam etmek.

* Tarihi olaylarla yüzleşmeyi aktif bir şekilde desteklemek ve bunun için bilim insanlarına burs sağlamak.

* Türkiye ile Ermenistan’ı, ilişkinin normalleşmesi ve sınırın açılması konusunda teşvik etmek.

* Almanya’da yüzleşmeyi konu eden girişim ve projeleri mali imkânlar çerçevesinde desteklemeye devam etmek.

Almanya Federal Meclisinin kararında ‘II. Federal Meclis, hükümeti şu noktalarda göreve çağırmaktadır’ başlığı altında yaptığı görevlendirmeyi, esas olarak Türkiye’nin yüzleşmesi üzerinde yoğunlaştırdı. 

SONUÇ: YÜZLEŞME TAM OLMALI

İki emperyalist kampın Birinci Paylaşım Savaşı’nda bir kampın lideri Almanya İmparatorluğu ve onun güdümündeki müttefiki Osmanlı İmparatorluğu idi. Bu ilişkiye atıf yapılan Federal Meclis kararında, Almanya İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri başmüttefiki olarak tanımlandı.

İlişki bu kadar netleştirilince, devamında da, Ermeni Soykırımı’nda ve diğer Hıristiyan azınlıkların Keldanilerin ve Süryanilerin benzer politikayla kurban edilmesinde, “Alman İmparatorluğu’nun da bu olaylarda suç ortaklığı” ve “özel tarihi sorumluluğu” vardır tespiti yapıldı.

İki sonuç çıkartabiliriz:

Bir, ortada bir planlı cürüm, yani bir suç var; bu, Ermeni Soykırımı.

İki, kasıt içeren bu fiilin iki faili, yani iki suçlusu var; biri Osmanlı İmparatorluğu ve diğeri Almanya İmparatorluğu.

Özetle, Almanya İmparatorluğu, Osmanlı’nın Ermeni Soykırımı fiilinde suç ortağıdır. 

Gerek iki emperyalist kampın Birinci Paylaşım Savaşı gerekse Ermeni Soykırımı özelinde Almanya ve Osmanlı ilişkisi hep sıradan iki müttefik ülke ilişkisinin ötesinde olduğuna yönelik tespitin kararda yer alması önemlidir, dönemin mevcut gerçekliğine işaret edilmiştir.

Aslında Osmanlı, Almanya güdümündeydi. O kadar ki Başkumandan Vekili Enver, Alman-Osmanlı İttifak Antlaşmasının imzalanmasında, Osmanlı’da seferberlik ilanında, Alman iki savaş gemisi Breslav ve Goben’in Çanakkale’den girmesinde, bu gemilerin Karadeniz’de Rusya’yı vurmasında, Bulgaristan’ın Osmanlı-Alman safında savaşması için Osmanlı’nın Dimetoka vilayetinin hibe edilmesinde tam bir Alman subayı gibi davranmıştı. İlişki bu düzeydeydi; Osmanlı’ya Enverland denmesi boşuna değildi.

Enver’in Almancı olmasından gayrı, aslında Osmanlı ordusu Alman generaline/subayına teslim edilmişti. Osmanlı Genelkurmay Başkanının Alman Tuğgeneral Bronzart von Chellendraffe olup, Osmanlı’nın merkezi karargahı yönetimi de Alman subayların kontrolündedir. Karargahta 2. İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Kâzım Karabekir ve 1. Harekat Şubesi Müdür Yardımcısı Binbaşı İsmet (İnönü) anıları, Alman subayların rolü hakkında hayli bilgilendiricidir. İlişki o kadar ki, Alman subaylar Teşkilât-ı Mahsusa’da da görevlidir. Bir tanesini biliyoruz, Kafkas Cephesinde Alman Subay Yüzbaşı Stange’nin kod adı İbrahim’dir. İki ordu ilişki bu düzeydedir. Bunun için boşa söylenmedi, “Osmanlı cihadı, Alman patentlidir” diye.

Diğer bir ifadeyle, Osmanlı ordusu Alman subaylarına teslimdi.

Osmanlı maliyesi de Alman markına teslimdi. Maliye Nazırı Cavit, 21 Şubat 1918’de Meclisi Mebusan’da yaptığı konuşmada, Osmanlı’da harbin finansmanı hakkında bilgi verdi. Buna göre, 1854-1914 döneminde sadece 155 milyon lira olan Osmanlı dış borcu, Şubat 1918’de 356 milyon lirayı aştı. Yani 1914-Şubat 1918 döneminde Osmanlı, yaklaşık 202 milyon lira borçlandı, bunun 2 milyonu Avusturya’dan 200 milyonu da Almanya’dan idi. Savaşın ardından bu borcun Almanya’ya ödendiği hakkında her hangi bir kayıttan bahis yok, niye?

Osmanlı ordusu ve maliyesi bu denli Almanya’ya teslimdi.

Alman Federal Meclisin ifadesi de bu gerçekliğin tespitidir. 

Bunun için Federal Meclis, İttihat ve Terakki hükümetinin Ermenileri planlı yok edişi fiilinde suç ortağı Alman İmparatorluğu’nun rolünü, sadece ‘kurbanların yasını tutmakla’ diğer ifadeyle bir tür özürle geçiştiremez, Holokost’ta gösterdiği tavırda, yani tam yüzleşmenin gereğini yapmalıdır!

*   ‘CDU/CSU, SPD ve Birlik 90/Yeşiller’in Alman Meclis’ine sunduğu tasarı önergesi, 1915-1916 döneminde Ermenilere ve diğer Hıristiyan azınlıklara dönük soykırımı hatırlama ve anma’, Karin Karakaşlı’nın çevirisi için bakınız, AGOS-2.6.2016,

ÖNCEKİ HABER

AKP şirket gibi işliyor CV’lere bakılıyor

SONRAKİ HABER

İşçi pazarına bayram gelmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...