THY, kan kokusu geçmeden çalışmaya ve gülmeye zorladı

Sinem UĞURLU
İstanbul

Türk Hava Yolları (THY) yönetimi, IŞİD’in Atatürk Havalimanında gerçekleştirdiği bombalı terör saldırısının sabahında çalışanları, kan kokuları ve yıkıntılar arasında çalışmaya zorladı. Olayın şokunu bile henüz üzerinden atamayan hosteslerden de şirket politikası gereği denilerek gülümseyerek hizmet etmesi istendi. İşyeri Hekimi Uzman Doktor Gökmen Özceylan, çalışanların en az 15 gün dinlendirilmeleri gerektiğini, böyle bir travma altında uçuş güvenliğinin sağlanamayacağı uyarısında bulundu.

PATLAMA SONRASI ÇALIŞMA DAYATMASI

Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinde 28 Haziran gecesi gerçekleşen bombalı saldırının ardından 45 kişi yaşamını yitirmiş, 230’u aşkın kişi de yaralanmıştı. Ancak, bu katliamın sabahında bile uçuşlar devam etti, THY çalışanlarına çalışma dayatması yapıldı. Patlamanın gerçekleştiği gece sabaha karşı saat 06.12’de THY’den çalışanlarına gönderilen şu mesajla çalışanlar uçuşa çağrıldı: “Atatürk Havalimanında uçuş operasyonunun normale dönmesi nedeniyle ekip planlama başkanlığı tarafından herhangi bir görev değişikliği tebliğ edilmeyen ekiplerimizin planlı görevlerini gerçekleştirmek üzere zamanında görev başı yapmaları gerekmektedir.”

‘KAN KOKUSU ARASINDA UÇUŞA GİTTİK’

Gazetemize konuşan bir THY kabin memuru, sabah saatlerinde uçuş için gittiği havalimanındaki atmosferi şu sözlerle anlattı: “Gittiğimde her yer yıkılmış, camlar kırılmıştı. Savaş alanı gibiydi. Kan kokusu vardı havada. O kokunun ve bu atmosferin içinden geçerek uçuşa gittik.”

THY: YOLA DEVAM EDİYORUZ

Görüştüğümüz kabin memuru, çalışanlar ekip odasındayken THY yönetim kurulu üye ve yetkililerinin gelip,  “Sizinle gurur duyuyoruz, saatler sonra bile gelip çalıştınız. Yola devam ediyoruz. Brüksel patlamasından sonra uçuşlara ara verilmişti. Ama biz profesyoneliz. THY dünyanın en iyi markaları arasında” dediğini iddia etti ve bu sözlerin ardından uçuşa gitmelerinin istendiğini söyledi.

‘ZANGIR ZANGIR TİTREYEREK GİTTİM GELDİM UÇUŞA’

Uçağa bindiklerinde herkesin suratının buz gibi olduğunu ama kendilerinden mutlaka gülmelerini ve güler yüzlü bir şekilde hizmet vermelerinin istendiğini öne süren kabin memuru, “Zaten sabaha kadar haberleri izledik. Çünkü patlamanın olduğu yer bizim de en çok kullandığımız geçiş noktasıydı. Sürekli telefonlar geldi tanıdıklarımdan, iyi misin diye. Uçuşlarımız iptal mi değil mi bilmiyorduk sabah saatine kadar. Bu durumda, hiç uyumadan çağrıldık ve uçuşa gittik. Elim ayağım zangır zangır titreyerek gittim geldim uçuşa” diye konuştu. 

BRÜKSEL’DE 12 GÜN UÇUŞLAR İPTAL EDİLMİŞTİ

Brüksel Havalimanında 22 Mart’ta gerçekleştirilen saldırının ardından 12 gün boyunca havalimanı kapatılmış, uçuşlar gerçekleştirilmemişti.

‘ÇALIŞMAYA ZORLAMA UÇUŞ GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE ATAR’

Konuyla ilgili görüştüğümüz İşyeri Hekimi Uzman Doktor Gökmen Özceylan, bu tip patlama, büyük çaplı ölümlü olaylardan sonra en az 15 gün çalışanların dinlendirilmesi gerektiğini ifade etti: “Çünkü olaydan 15 gün sonra travmatik stres süresi başlar. Buna ansiyatik bozukluklar diyoruz. En önemli belirtisi de uykusuzluk. Uykusuzluk iş güvenliği ve can güvenliği açısından önemlidir. Çünkü, burada çalışanlar insanlar başka insanların da güvenliğinden sorumlu Uykusuzluk, uçuş güvenliğini riske atar. Böyle bir travmanın içinde, uçuş güvenliğini sağlamaları mümkün değil.”  

Bu olayın hemen ardından çalışanları uçuşa çağırmanın tartışmasız yanlış olduğunu ifade eden Özceylan, “15 gün dinlendirilmeli ve bu süreçte iyi bir rehabilitasyondan geçirilmeli çalışanlar. Ondan sonra yavaş yavaş iş yerine dönmesi, kabullenerek mücadele etmesi gereken durum. Kişinin kendini hazırlayarak, kendi isteğiyle gitmesi başka bir şey, olayın ertesi sabahı çalışma dayatması altında gitmesi başka bir şey” dedi.

‘KALICI HASARLAR OLUŞABİLİR’

Bu süreçte bunlar yapılmadan çalışan işe zorlanırsa, 3 aydan sonra kalıcı hasarların olabileceğini belirten Özceylan, “Posttravmatik stres bozukluğu oluşabilir. Uyku bozukluğuna ek olarak organik bozukluklar da oluşabilir” dedi.   

Bu tür durumlarla baş etme yönteminin de gizlememek, durumu paylaşmak olduğunu ifade eden Özceylan, “Yönetimin hemen işe başlama kararında, çalışanlar bu tür streslerini paylaşamıyorlar. Olay geçmiş, bitmiş gibi oluyor. Ancak uykularında, rüyalarında stres yoğunlukları çok daha yüksek olabiliyor” dedi.