05 Temmuz 2016 00:41

‘Barış dersen canını sıkmak isterler’

4 ‘romantik adam’dan oluşan Flört, yeni albümü ‘Aşk Böyleymiş Meğer’i kısa süre önce yayımladı. Flört’le, yeni albümlerini ve aşkı konuştuk.

Paylaş

Efe SÖNMEZ
İstanbul

Hüzünlü bir akşam. Belki biraz kalbiniz kırılmış; umudunuz ve gururunuzu da yanına katmış.Ya da aşık oldunuz. Dünyalar sizin, kim bilir. O sırada bir Flört şarkısı çalıyor, evin içinde yankılanarak. Şarkıdaki ses, “Bir tek sen gelmedin yanıma, yoksa beni hiç mi sevmedin” diye sitem ediyor ‘sol yandaki’ne, sonra biraz avuntu serpiyor yüreğinize, ‘acı şaraba’ atıfla: “Bu ne hüzündür dostum, boş ver aldırma...”

Kimi zaman duygusal, kimi zamansa umut dolu şarkıların yaratıcısı Flört, kısa süre önce yeni albümleri ‘Aşk Böylemiş Meğer’i yayımladı. Prodüktörlüğünü Usta Sanatçı Fuat Güner’in yaptığı ve 10 şarkıdan oluşan albümün ilk klibi, albümle aynı adı taşıyan şarkıya çekildi. Flört’e göre yeni albümleri, öncekilere göre biraz daha ‘naif.’ Bunaltıcı atmosferde, az da olsa nefes alma imkanı sağlıyor aynı zamanda. Flört dörtlüsüyle; Ozan Kotra, Ata Akdağ, Hakan Çağlar ve Çağatay Kehribar’la grubun Üsküdar’daki stüdyosunda buluştuk.

Albüm henüz çok taze ilk tepkiler nasıl?
Hakan Çağlar:
Konserlerimizde yeni parçalardan da çalıyoruz. Albüme gayet güzel tepkiler alıyoruz.
Ozan Kotra: Albüm bizim açımızdan biraz progresif. Hafif sözlü, Flört’çe bir dans şarkısıyla çıkış yaptık. Albümün isminin de bu sefer şarkı ismi olmasını istedik. Hepsi karşı cinse değil ama bir kelebeğe, bir kediye yazılmış şarkılar da var albümde. Eleştirel yaklaşımlar da olmadı değil. Onlar da dinledikçe severler diye düşünüyorum. Eleştirenler için söylüyorum; bizim albümü bin kere dinlersen çok seversin.
Ata Akdağ: Dinleyenler, müzik eleştirmenleri albümü çok olumlu karşıladı. Kendine has bir sound’u var.

Fuat Güner usta ve deneyimli bir sanatçı. Onunla çalışmak sizin adınıza nasıl bir deneyimdi?
Ozan Kotra:
Onu genç yaşlarımızdan itibaren çok iyi tanıyorduk. O da bizi doğal olarak çok iyi tanıyor. Bir taraftan, aynı müzik mayasından geliyoruz, her ne kadar aramızda bir kuşak farkı olsa da... Bundan önceki “Hücum Kayıtlar” albümünde de aslında beraber çalışmıştık. İlk kez resmi olarak bu albüme prodüktörlük yaptı. Yeni bir müzik hayatı yaşayabilecek kadar çok şey öğrendiğimizi söyleyebilirim ben, kendi adıma. Flört’ün de omurgasını sarsmadan, bize vermek istediklerini, aktarmak istediklerini aktardığını düşünüyoruz. Nefes alıp verdiği sürece de ondan hep faydalanmak istiyoruz. Eğer böyle bir prodüktörünüz varsa o zaman gerçekten de öğrenecek çok şeyiniz var demektir.
Çağatay Kehribar: Fuat Güner’le çalışmanın en büyük artılarından biri zaman kazanmak. Karar veremediğiniz, kararsız kaldığınız durumlarda, kısa zamanda olayı hakimiyetine alıp karar vermemize yardımcı oluyor.

Diğer albümlerinizden biraz farklı olarak, yaşadığımız cendereden sıyrılmamızı sağlayan şarkılar, naif duygularla yazılmış hikayeler var bu albümünüzde...
Ozan Kotra:
Bu albümün biraz naif bir albüm olduğunu ben de kabul ediyorum. Ama düşündüğümüzde hiçbir Flört albümü ‘Suya sabuna dokunmayan’ bir albüm de olamaz aslında. Bu albümün içinde de istersen ‘Hoşgeldin’de bile politik söylem bulabilirsin. Siyaseti insanların gözüne sokalım ya da sokmayalım diye düşünmeden yapılmış bir albüm. “Demli”, politik bir albümdür, “Anadolu Beat” de öyle. “Hücum Kayıtlar”da da politik şarkılar var. Ama bu albümü başka bir düzeyde yapalım istedik. İçinde bulunduğumuz ruh halinden, ülkenin, dünyanın atmosferinden o kadar yıpranmışız ve etkilenmişiz ki, biraz böyle bir şey yapmaya ihtiyacımız vardı.

Ata Akdağ: Sloganvari bir siyaset yok. Ama insanları sevgiye, birliğe çağırmak var ki bu da aslında başlı başına bir tepki. İnsanların zaten sevgiye ihtiyacı var. Aşka ihtiyacı var, müzisyenlerin bunu söylemesinden daha doğal bir şey yok.

‘İNSANLARI SEVGİYE ÇAĞIRMAK BAŞLI BAŞINA BİR TEPKİ’

Dediğiniz gibi insanları sevgiye çağırmak başlı başına bir iş aslında. Şu anki savaş ortamında ‘barış’ demek bile tek başına politik bir söylem olabiliyor...
Ozan Kotra:
Bu hep böyle oldu. Barış dersen senin canını sıkmak isterler.
Ata Akdağ: Okul zamanımızda da öyleydi. 1991’de Irak savaşı çıktığında okuldaki bir kız ‘Savaşa hayır’ diye bir pankart asmıştı ve tutuklanmıştı. Barışa çağırmak bile bazen bir sonuç doğurabiliyor. Her dönem, o günün şartları neyi gerektiriyorsa ona göre kelimeler şekilleniyor. Kelimelerin anlamları değişmeye başlıyor. Başka bir anlamda kullandığınız kelime, siyasete tahvil edilebiliyor.
Ozan Kotra: Örneğin istikrar kelimesi...
Ata Akdağ: Ya da paralel...

Albümdeki “Ağlamak Yok” şarkısı da sevginin, aşkın, naif şeylerin yanına umudu katıyor...
Ata Akdağ:
Böyle algılanmasını çok sevdim. Ne olursa olsun bir umut vardır Flört şarkılarında. Bu şarkıyı yazdığım sırada da halen tutunacak bir şeylerin olduğunu anlatmaya çalışmıştım.

Albümünüzün, ulaşmasını istediğiniz bir hedef kitlesi var mı?
Ozan Kotra:
Flört dinleyicisinin yelpazesi geniştir. 2-3 yaşından başlar, 70-80 yaşına kadar gider... Doğal olarak bir hedef kitle gözetmiyoruz. Her ırktan, her dinden, her siyasi görüşten, her yaş ve meslek grubundan pek çok dinleyicimiz var ve bunun böyle olması bizi çok mutlu ediyor. Herhangi bir zümreye seslenmek gibi bir kaygımız yok. Tüm insanlar bizim. Biz tüm insanlara müzik yapıyoruz.

Ata Akdağ: Genellikle yaşadığımız olaylardan çok etkileniyoruz ve onların en doğru biçimde yansımasını istiyoruz. Hissettiğimiz duyguları dinleyenin de hissetmesini istiyoruz. Neticede şarkı sözünü o formata getirebilmek için ne kadar zaman harcayacağını bilmek zor. ‘Oldu’ diyene kadar devam eden bir süreçtir bu.

4 ADAM HER BİRİ AYRI ELEMENT

Flört yeniden 4 kişi. Ata Akdağ grubuna döndü. Neler söylemek istersiniz?
Ata Akdağ:
Heyecanlıyız. Güzel bir birleşme oldu. 3 senedir yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Uzun bir ayrılık olmamış gibi tekrardan beraber üretebildiğimizi gördük ve ortaya çıkan bu sonuçtan herkes gibi ben de tatmin oldum.
Ozan Kotra: Ata aslında bir ara vermiş gibi oldu. Onun olmadığı zamanda konserlere çıkarken bile onun köşesine bakardık. Onun yerine birini gruba almadık, öyle bir düşüncemiz bile olmadı.

Müzik piyasasında birbirinin kopyası birçok grup var. Flört’e şarkı armağan edecek olsam, ‘Benzemez Kimse Sana’yı seçerdim hiç düşünmeden. Özgünlüğünüzün kaynağı nedir?
Ozan Kotra:
Biz. Bu 4 adam.
Ata Akdağ: Her birimizi birer element gibi ya da A, B, C ve D maddeleri gibi düşünürseniz; bu elementlerin kendi başlarına yapacakları şey ya da verecekleri ses başkadır, birlikte olduklarında yapacakları iş başkadır. Dördümüzün kesişmesinden oluşan farklı bir renk, ses var.

ÖNCEKİ HABER

Barışın feryadı: Ah

SONRAKİ HABER

‘Göçmen karşıtlığı ırkçılığı yükseltir’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa