02 Temmuz 2016 11:07

Cumartesi Anneleri: Külter için ses verin

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 588. haftasında Galatasaray Lisesinde bir araya gelerek Hurşit Külter ve Hasan Gülünay'ın akıbetini sordu.

Paylaş

Kayıp ve faili meçhule kurban giden yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 588. haftasında Galatasaray Lisesinde bir araya gelerek polis tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden 37 gündür haber alınamayan DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter'in ve 20 Temmuz 1992 yılında gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay’ın akıbetini sordu. Cumartesi Anneleri “Failler belli kayıplar nerede” pankartını açarak, kayıplarının fotoğraflarını taşıdı. Sivas katliamı ve Atatürk Havalimanı'nda yaşanan katliamları da kınayan  Cumartesi Anneleri aynı zamanda, 15 yıl önce yaşamını yitiren kayıpların mücadelesinin simgesi Hasan Ocak'ın babası Baba Ocak'ı da andı.

‘SORUMLULAR YARGILANMALI’

Hasan Ocak'ın abisi Ali Ocak, Atatürk Havalimanında yaşanan katliamı kınayarak söze başladı. Ocak, "Bu katliamları bize yaşatanlara dini duyguları gelişmiş insanlar diyerek barınmalarını, örgütlenmelerini ve bu katliamları gerçekleştirenlere göz yumanları şiddetle kınıyorum. Bu göz yumanlar yargılanmadan biz adalet mücadelesinde bir yol alamayacağız. Bugün aynı zamanda Sivas katliamının da yıl dönümü. Bu katliamları yapanlar AKP eliyle ödüllendirilip, devlet makamında terfi ettiriliyorlar. Gerçek adaletin gelmesi bu hükümet tarafından imkansız. Hurşit Külter'den hala haber alınamıyor. Eğer  gelecekte insanlık suçlarından yargılanmak istemiyorsanız Hurşit Külter'in akıbetini açıklayın. Sağ aldınız, sağ istiyoruz" dedi.

‘BU ÜLKEYİ YÖNETENLER UTANMALI’

Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun ise, "Biz burada kayıplar ve katliamlar olmaması için oturuyoruz. Maalesef daha büyük katliamlar yaşanıyor, bu ülkeyi yönetenler maalesef bizim sesimizi duymuyor. Bugün Hasan Gülünay ve Hurşit Külter için buradayız. Hasan Gülünay'ın ve benim çocuklarım burada babaların fotoğraflarıyla yattılar ve burada büyüdüler. Ama bu ülkeyi yönetenler bu utancı görmediler. Bu çocuklar karda, kışta, yazda bu çocuklar neden bu fotoğrafları alıp burada oturuyorlar. Çünkü onlar babasız kaldı, başkası babasız kalmasın diye biz onları bu meydanlarda büyüttük. Onları görenler utanmadı" diye konuştu.

‘HURŞİT’İMDEN BİR TEK HABER ALAMADIK’

Hurşit Külter'in annesi Kerime Külter, sağlık sorunları nedeniyle katılmadığı eyleme ses kaydını gönderdi. Anne Külter, “37 gündür oğlum Hurşit Külter kayıp.  Hurşit  sadece benim çocuğum değil, hepinizin oğludur. Tıpkı sizin çocuklarınızı kendi çocuğum kabul ettiğim gibi. Sormadığımız, konuşmadığımız derdimizi anlatmadığımız ve içimizi dökmediğimiz kimse kalmadı ama Hurşit’imden bir tek haber bile alamadık bunca zaman içinde. Kimsenin çoluğu çocuğu kaybolmasın diyedir benim ve sizin mücadeleniz. Onurlu ve sürekli bir barış olsun istiyoruz” dedi.

‘YARIM BIRAKTIĞI TÜRKÜ YOLDAŞLARININ DİLİNDE’

Gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay’ın oğlu Cihan Gülünay da, “Bu davanın mevcut sistemde bizim lehimize sonuçlanmayacağının bilincindeyiz. Ama umutsuz değiliz, Hasan Gülünay’ın yarım bıraktığı türkü bugün yoldaşlarının dilinde yankılanmaya devam ediyor. Onlar bize umut veriyor, umudumuzu diri tutuyor. Hasan Gülünay önder İbrahim Kaypakkaya’nın Amed zindanlarında başlattığı  ser verip sır vermeme geleneği’nin bir parçası olarak devleti kendi kalesinde yenilgiye uğrattı. Onunla gurur duyuyoruz” dedi.

‘DEVLET SENİN BEDENİNİ ALDI, RUHUN, İDEALLERİN BİZİMLE’

Eylemde Hasan Gülünay’ın kızı Deniz Gülünay’ın gönderdiği mektup okundu. Mektupta, “İnsan babasıyla paylaştığı anılarıyla mutlu olur. 20 temmuz gecesi seni bir daha göremeyeceğimiz bir kavganın içinde bulduk kendimizi. Hayallerimle birlikte sen bana rehber oldun aslında. Eğer babam devlet tarafından katledilmeseydi ben yine devrimci olacak mıydım. Ya da seninle birlikte eylemlerde direnecek miydim. Çoğu kez kendimi seninle birlikte barikatlarda direnirken hayal ettim. Devrimci bir babanın kızı böyle mi olur bilemiyorum ama hayal kurarken hep senin beni gördüğünü düşünürdüm. Devlet senin bedenini almıştı, ama ruhunu ideallerini alamamıştı. Babasız kalmak savaşta komutansız kalmaya benziyor aslında. Sen olmayınca hayata yenik başladım. Yönümü bulmakta zorlandım çoğu kez” diyerek alanda bulunan herkese duygusal anlar yaşattı.

‘SUSMAYIN HURŞİT KÜLTER’İN SESİNE SES VERİN’

Basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Hepgül Bozoğlu okudu. 37 gündür genç bir siyasetçi olan Hurşit Külter’den haber alınmadığını belirten Bozoğlu, Hurşit Külter’in yaşam hakkını kayıtsız şartsız korumakla görevli devlet yetkililerinden ses yok. Şırnak Valisi, Şırnak Emniyet Müdürü, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı susuyor. Bir tek susmayan, Kerime Külter’in “Oğlumu istiyorum” diyen sesi ve “bütün anneler sorsun, Hurşit Külter nerede?” çağrısı. Bu çağrı insanlığadır. Bu çağrı hepimizedir. Susmayın Hurşit Külter’in sesine ses verin” dedi.

‘HASAN GÜLÜNAY’IN AKIBETİ VE BİLİNEN FAİLLERİ YARGILANSIN’

24 yıl önce gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay’ın ailesine kendisini bir süredir polisin takip ettiğini söylediğini belirten Bozoğlu,”20 Temmuz 1992 yılında Tarabya’daki evinden iş yerine gitmek üzere çıktı  ve bir daha geri dönmedi. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorguda olan bir kişi Hasan’ın işkencede 'Ben Hasan Gülünay, beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar' diye bağırdığını açıkladı. Gülünay ailesinin ve İHD’nin yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. Hasan Gülünay’ın gizlenen akıbetinin 24 yıldır açığa çıkartılmamış olması, bilinen faillerinin 24 yıldır cezasızlık zırhıyla korunması bu ülkenin utancıdır” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Asıl bizi bu hale getirenler yarım!

SONRAKİ HABER

Bir şey yarımsa o da devletin yarımlığıdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa