01 Temmuz 2016 00:55

'Ülker’de bir an bile mutluluk yok'

DİSK/Gıda-İş Genel Sekreteri Levent Gökçek Yıldız Holding’e bağlı fabrikalarda çalışan işçilerin yaşandığı sıkıntıları yazdı.

Paylaş

Levent GÖKÇEK
DİSK/Gıda-İş Genel Sekreteri

23 Haziran 2016 tarihinde Hürriyet gazetesinde bir haber çıktı ve Murat Ülker şöyle diyordu: “Biskot’ta Hak-İş’e bağlı Öz Gıda İş’in örgütlenmesini biz de istedik. Bir işyerinde sendika yoksa, insanların hakkı geçebiliyor. Şirketlerimizde böyle şeylerin yaşanmasını istemiyoruz.” İlk bakıldığında kulağa ne kadar da hoş geliyor? Fakat bir de Yıldız Holding’e bağlı fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlarımız nasıl sıkıntılar yaşıyor bu gerçekleri görmemiz lazım.

Çok uzağa gitmeden yaklaşık 1.5 sene önce sendikamızla birlikte omuz omuza fabrika önünde 120 gün direnen işçi arkadaşlarımızı hatırlayalım. Bu işçi arkadaşlarımız kendilerine hiçbir faydası dokunmayan ve patronların sözünden çıkmayan Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş Sendikası’ndan istifa edip sendikamıza geçerek sendika seçme özgürlüklerini kullanmış olup işten atılmışlardı. Peki bu işçiler neden sendika değiştirdiler? 12 senelik direnişçi bir işçi bunca yıl boyunca ne ücret, ne sosyal hak ne de çalışma koşulları bakımından Öz Gıda-İş Sendikasının fabrikadaki işçilere hiçbir fayda sağlamadığını belirtiyor ve ekliyor: “Bu sendika patronun kurduğu bir şirket sendikası, bir aile sendikasıdır.” Yine işçi arkadaşlarımız işyeri temsilcilerinin seçim yoluyla değil merkeze yakın isimlerin merkezden atama yoluyla belirlendiğini söyleyerek tepki gösteriyorlar. 

Bir başka şikayet konusu ise toplusözleşmenin ne hazırlanma aşamasında ne de imzalanma kısmında toplu sözleşmeden işçilerin hiçbir şekilde haberi olmamasıdır. Yine aynı şekilde Topkapı Ülker Çikolata fabrikasında işçiler günde 12 saat pazar günü, bayram demeden çalıştırılıyor ve 14-15 senelik işçiler asgari ücret seviyesinde ücret alıyor. Fabrikalarında bunca adaletsizliğin, eşitsizliğin ve haksızlığın olduğu koşullarda Murat Ülker’in fabrikalarımızda ‘zulüm istemiyoruz’ söylemi gerçeklikten tamamen uzaktır. Aslında Murat Ülker “Öz Gıda-İş Sendikasının örgütlenmesini biz de istedik” derken patron-sarı sendika işbirliğini açıkça ortaya koymakta ve bu işbirliği ile işçileri acımasızca sömürdüğünü itiraf etmektedir.

Yıldız Holding’e bağlı fabrikalarda işçilerin yaşadığı sorunlar detaylı yazılsa muhtemelen bir yazı dizisi ortaya çıkar. Tüm bu yaşananlara istinaden bir fabrikası Silivri’de bulunan Biskot firmasından örnekler vermek gerekmektedir. Yine bu fabrikada 12-14 yıldır çalışan işçi arkadaşlarımız asgari ücret düzeyinde ücret almaktaydı ve sudan sebepler ile tutanaklar tutularak işçiler baskı altına alınmaktaydı. Tüm bu ağır çalışma koşullarına, düşük ücretlere ve aşağılanmalara karşı Biskot işçisi arkadaşlarımız sendikamız ile irtibata geçerek örgütlenmek istediler. Titiz bir çalışmanın sonrasında hızla üyelikleri gerçekleştirirken bu durum işveren tarafından fark edildi. Bunun üzerine işveren, Öz Gıda-İş Sendikası ile irtibata geçerek örgütlenmemizi kırmaya çalıştı ve üyelerimiz istifaya zorlandı. Öz Gıda-İş Sendikasının yöneticileri işçilere açık açık işverenle anlaşıp geldiklerini beyan ettiler ve türlü hukuksuzlar sonucunda üyelerimizin hepsi istifa ettirildi. Daha sonra Öz Gıda-İş Sendikası toplusözleşmede sıfır “0” zamma imza atarak işçilerin hayallerini bir kez daha yıkmış oldu. Bu örnekler bize gösteriyor ki Murat Ülker’in fabrikalarında zulüm bitmemekte ve Öz Gıda-İş Sendikası, patron ile işbirliği içerisinde işçi arkadaşlarımızın tepkilerini bastırmaktadır. 23 Haziran 2016 tarihli aynı haberde Murat Ülker “Tek adamlık yok, amaç birliği var” diyerek ülkemizdeki bir diğer diktatörlük heveslisine mesaj gönderse de, burada tek amaç Ülker ailesinin zenginliğine zenginlik katmak ve işçiler üzerindeki sömürüyü katmerleştirmektir.

Türkiye işçi sınıfı sermayeye ve sömürüye karşı mücadele ederken aynı zamanda işbirlikçi sendikal bürokrasiye karşı da mücadele etmelidir. İnsanca yaşama ve insanca çalışma talepleri için işçiler birleşip kendi örgütleri olan sendikaları yeniden mücadeleci zemine çekmeli ve patronların karşısına bölünmeden tek yumruk olarak dikilmelidir.

ÖNCEKİ HABER

İşte fabrika içinde yaşanan gerçekler

SONRAKİ HABER

Brexit sonuçları hakkında medyanın yazmadıkları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...