23 Haziran 2016 07:19

Patti, kılık değiştirmiş bir melek; tıpkı tutku gibi...

İstanbul’a konser verecek olan Patti Smith, şair ve müzisyen kimliğiyle çok yönlü bir sanatçı olarak efsaneler arasındaki yerini çoktan almış durumda.

Paylaş

Efe SÖNMEZ
İstanbul

1946 kışının, gelecek yıla devredeceği hüzünler, umutlar, kalp kırıklıkları ya da sevinçlerin yanı sıra, yüzyıla damga vuracak bir sanatçının doğumu nedeniyle de ayrı bir anlamı vardır. Bu yıla önem atfeden görüşün ise takip eden yıllarda defalarca doğrulandığına şüphe yok.

Ona ister ‘punkın vaftiz annesi’, ister ‘punkın büyükannesi’, isterse ‘punkın kraliçesi deyin... Bir tanımda uzlaşmamız gerekmez, ancak ortada bir gerçek var. O da Patricia Lee Smith’in, diğer adıyla Patti Smith’in dünya rock müzik tarihinin kilometre taşlarından biri olduğu gerçeği. 

Amerika’nın Şikago kentinde doğan Patti, caz şarkıcısı annesi sayesinde müzikten uzak büyümedi. Patti, çocukluğuna dair şunu anımsadığını söyler: “Küçük bir çocukken, daima içimde özel bir şeyin olduğunun farkındaydım.” Bu yanlış değil. Muhtemelen Patti, yazdığı her söz, her kitap ya da ürettiği her şarkıdan sonra “o hissi” hatırlayıp gülümsüyordur.

ÇOK YÖNLÜ BİR SANATÇI

Patti, hislerinde yanılmayan, hissettiklerinin ardından da inatla giden bir insan. Henüz sanat yaşamı başlamamışken çalıştığı fabrika, onun ilk singleı olan ve “gerçek bir punk” olarak tanımlanan Piss Factory’ye ilham kaynağı olmuş; aşklarını, hüzünlerini, umutlarını ve öfkesini şarkılarında haykırmış. Çalıştığı fabrikadan ayrılarak hayallerinin peşinden koşmak için New York’a gelir Patti sonraları. Bu yıllarda, çeşitli işlerde çalışsa da talihi dönmez bir türlü. Daha sonra Robert Mapplethorn’la tanışır ve devrin sanatçılarının ya da sanatçı olma arzusunda olanların kaldığı bir yer olan Chelsea Otel’de, Horses’in kapağındaki fotoğrafı çekecek olan Robert’la bir süre yaşar.

Geçen sürede, Patti’nin içindeki sanat dürtüsü onu rahat bırakmaz, elbette şansı da. Bir gün otelin lobisinde şiirlerine “gömülen” Patti, Boby Neuwirth’ün dikkatini çekti. Boby, Patti’den şarkı sözü yazmayı denemesini ister. Patti; bu sürecin sonunda ise bir oyunda yer alan, şiirini besteleyen ve müzikli okumalar sonrası plak teklifleri alan biri haline gelmiştir...

Patti’nin isminin kitlelerce ‘duyulması’ ise 1975’e tarihleniyor. Grubuyla beraber hazırladığı ilk stüdyo albümü Horses ile ‘peydah olan’ Patti, bunu takip eden, Radio Ethiopia (1976), Easter (1978), Wave (1979), Dream of Life (1988), Gone Again (1996), Peace and Noise (1997), Gung Ho (2000),Trampin’ (2004), Twelve (2007) ve Banga (2012) albümleri ile sahnede kalıcı olmayı başardı. Tüm bu eserlerin arasında, Patti’yi popülaritesinin zirvesine ulaştıran şarkı ise “Because The Night” oldu. Patti, bu şarkısında, “Aşk, kılık değiştirmiş bir melek; tıpkı tutku gibi” der. Sonra geceye çağırır tüm aşıkları: “İnanıyorum ki gerçeği hissetmenin zamanı geldi / Bu yüzden şimdi dokun bana! / Çünkü gece aşıklara aittir...”

Albümlerinin yanı sıra şiir ve anı kitapları da Patti’nin 40 yılı aşkın süredir devam eden üretkenliğinin bir parçası. Çoluk Çocuk, Hayalperestler ve M Treni adlı anı kitaplarıyla birlikte, ilki 1972’deki Seventh Heaven olmak üzere 10’u aşkın şiir kitabı yayımlanan Patti, 1970’li yıllarda New York’ta geçen, hayatından bir kesiti anlattığı Çoluk Çocuk kitabıyla da Amerikan Ulusal Kitap Ödülü’nü kazandı. M Treni kitabı ise çok satanlar listesinde yer aldı. Patti, Rolling Stones dergisinin 2004 yılında belirlediği ‘Tüm Zamanların En İyi Müzisyenleri’ listesinde de hatırı sayılır bir konumdaydı.

İLHAM VEREN HARİKA BİR KADIN

Patti Smith, rock dünyasında bir çığır açan, punk rockın temellerini atan bir sanatçı. Patti’nin müzikal birikimi, ardılı birçok sanatçı ve grubu da etkisi altına aldı. Örneğin R.E.M grubundan Michael Stipe, Patti’nin kendisi üzerindeki etkisini şu sözlerle anlatır: “Horses albümünü dinledikten sonra bir grup kurmaya karar verdim.” Daha sonraları Patti ile Michael, “Last Call” ve “E-Bows the Letter” gibi bazı şarkıları birlikte seslendirdiler. Michael çok şanslı doğrusu. 

Garbage grubundan Shirley Manson da ‘The Hand That Rocks the Cradle’ adlı şarkılarının Patti’nin Horses albümündeki ‘Kimberly’ şarkısından esinlenilerek oluşturulduğunu belirtir. “Bir kadının böylesi gizemli ama aynı zamanda güvenli ve tavırlı bir şekilde erkek kıyafetleriyle poz verdiğini gördüğümde, büyüdüğümde ne olmak istediğimi anladım” diyen İskoçyalı Sanatçı KT Tunstallise Patti’ye öykünerek ‘Eye to the Telescope’u hazırlar. 

BİR EL ATEŞ DEĞİL, BİR ÖPÜCÜK UZAKTA OLMAYI TERCİH ETTİ

Patti Smith, aşk şarkılarını ustalıkla bestelemesinin yanında politik tavrı da olan sanatçılardan. Sade suya tirit şarkılar yaparak pek tabii namını sürdürebilirdi, ancak o, böyle bir yolu tercih etmedi. Amerika’daki seçim kampanyalarında yer almasının yanı sıra ABD’nin Irak işgaline karşı çıkan, Bush muhalifi isimlerin de başında geliyordu.

Patti, 2006 yılında İsrail devletinin Lübnan’ın Qana köyüne yaptığı saldırıyla ilgili ‘Qana’ isimli bir şarkı yaparken, Guantanamo’da 4 yıl kalan Türkiye kökenli Murat Kurnaz için de ‘Without Chains’ (Zincirler Olmadan) şarkısını yazmıştı. Patti, 2009 yılında İran’da demokrasi isteyen protestoculara destek amacıyla da konserlerinde ‘People Have the Power’ (Halkın Gücü Var) adlı şarkısını seslendirmişti. Patti, Gezi eylemleri sürerken de Türkiye’ye selam göndermişti.

YENİDEN TÜRKİYE’DE

Patti Smith, daha önce de geldiği Türkiye’ye, ilk albümü Horses’in 40. yılı vesilesiyle çıktığı turne kapsamında bir kez daha gelecek. Patti’nin, “Gurur dolu, gerçek bir kutlama olacak” diyerek andığı turnesinin duraklarından biri olan İstanbul’da, orijinal grubundan Lenny Kaye ve Jay Dee Daughert ile 20 yıldır birlikte çalıştığı Tony Shanahan da ona eşlik edecek. Patti’nin Türkiyeli hayranlarıyla buluşmak için gün saydığı konser, bugün Zorlu PSM’de gerçekleşecek.

ÖNCEKİ HABER

YÖK Başkanı'na akademisyenlere soruşturma açma yetkisi

SONRAKİ HABER

Yurttan atılan 5 kadın öğrenci açtıkları davayı kazandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...