22 Haziran 2016 11:28

ÖHD ve TUHAD FED davası: Hakim sahte delilden mimli

ÖHD ve TUAD FED üye ve yöneticilerinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Dava 2 kişi tahliye edilip 7 Eylül 2016 tarihine ertelendi. 

Paylaş

Eda YILDIRIM
Cansu PİŞKİN

Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma, salonun küçük olması nedeniyle gergin başladı. Davayı takip etmek isteyen yüzü aşkın avukat dışarıda kaldı. 8'i avukat toplam 50 kişinin yaralandığı davayı HDP Milletvekilleri Ferhat Encü ve Garo Paylan'ın yanısıra, Paris, Almanya, Hollanda baroları ile   MHD, ÖHD yöneticileri ve Şırnak Batman, Diyarbakır barolarının yöneticileri de takip etti. 

Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak söz alan avukat Sezin Uçar, avukatların müvekkilleriyle yaptıklaeı görüşmeşerin ve işlemlerin yargılama bakımından suça delil yapılmak istendiğini vurguladı. Bu davada avukatlık faaliyetinin yargılandığını söyleyen Uçar, Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesi kapsamında yargılama izni istenmesine bu çerçevede yargılamanın durdurulmasını talep etti. Mahkeme yargılamaya konu olan suçların görev suçuna ilişkin olmadığını ileri sürerek talebi reddetti. Daha sonra söz alan avukat Sevaral Ballıkaya ise 2012 yılına dayanan delillerle oluşturulmuş dosyadaki birçok tutanağın altında bugün hukuka aykırı delil yaratma, örgüt üyeliği gibi suçlamalarla tutuklu yargılanan hakim Süleyman Karaçöl ve hakim Menekşe Uyar'ın imzası bulunduğuna dikkat çekti. Bu hakimlerin kararıyla TUAD FED'e gizli kamera ve ses kayıt cihazı yerleştirildiğini söyleyen Ballıkaya, hukuka aykırı şekilde elde edilerek dosyaya konulan bu delillerin varlığından dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle geçtiğimiz hafta habeedar olduklarını söyledi. Bu çerçevede tüm sanıklar hakkında beraat kararı verilmesini istedi.

HAKİMDEN GÜVENLİK GÖREVLİSİNE TEHDİT

Salonun küçük olması nedeniyle çok sayıda avukat duruşmanın yapıldığı salona giremedi. Bu nedenle salondaki avukatlar sırayla duruşmayı takip etmeye çalıştı. Duruşma salon kapısının açılıp kapanması üzerine mahkeme başkanı kapıdaki güvenlik görevlisine "Kapıyı neden kilitlemiyorsun? Hakkında işlem başlatacağım" dedi. Hakimin tavrı salonda gerginlik yarattı. Bunun üzerine duruşmaya 10 dakika ara verildi. 

Aranın ardından başlayan duruşmada ilk olarak Avukat Ercan Kanar söz aldı. Kanar  Savcının cübbesini atmasının asla  kabul edilemez olduğunu belirterek,  herkese saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine savcı söz aldı ve "Asla saygısızlık etmek istemedim. Amacım bu değildi. Herkesten özürdilerim" dedi.

'DOSYA OLMAMIŞ'

İlk olarak savunmasını yapan Ayşe Acinikli tutuklamaların amacının savunma hakkını engellemek ve tutukluların ailelerini sindirmek olduğunu ifade ederek, "Evet cezaevlerine giderek hak ihlallerini kendi gözlerinle gördüm. Evet Kürtlerin davalarına da girdim. Eğer bunlar nedeniyle savunma yapmam isteniyorsa yapmayacağım. Burda yargılanması gereken Roboski'de insanları katleden, Cizre'de insanları diri diri yakanlardır" dedi. Acinikli, "Soruşturma açılıyor ve kapatılıyor. 3 yıl geçiyor akıllarına operasyon yapmak yeni geliyor. Bu dosya olmamış" diye konuştu. 

'SAVCI KATLİAMLA DEĞİL, DEVLETİN RAHATSIZLIĞIYLA İLGİLENİYOR'

Acinikli'nin ardından tutuklu avukat Ramazan Demir söz aldı.  Demir, savunmasına öldürüldükten sonra zırhlı araçla sürüklenen Hacı Birlik'i anarak başladı. Demir, "Ölümünden sonra Şırnak'ta kimsenin ağzını bıçak almıyordu. Panzerin arkasında sürüklenen hepimizin kardeşiydi. Hacı için 'şehit namirin' demişim beni bu nedenle tutmuşsunuz. Şimdi Hacı'nın bizim için önemini anlayın. Sosyal medyada anlatamadım şimdi anlamışsınızdır" dedi. Demir, katledilen Cihan Karaman'a da değinerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptıkları başvuru ile Cihan'a ambulans gönderilmesi kararı verildiğini ancak devletin bunu uygulamadığını söyledi.

Sosyal medyada yapamadıklarını şimdi söylediğini belirten Demir, Cizre'deki katliamları tek tek anlattı. 

"Katliam ve insanlık suçları değil bu suçları devleti rahatsız etmeden nasıl ifade edildiği ile ilgileniyor savcı" diyen Demir, Savcının iddianamesinin kabul eden mahkemenin de kendisini boşa cezaevinde yatırdıgını  söyledi.

'BÜTÜN KURUMLAR KATLİAMI ÖRTBAS ETMEK İSTEDİ'

Demir polisin de savcının da kendilerini çok iyi tanıdığını ifade ederek "onları işlerini kolaylaştırmak için ortak çalıştığımız alanlara iş yapmışız"dedi. Demir, "Dosyada okuduğunuz suçlara iyi bakın biz bu düzenin düşmanınız ve gerçekten iyi çalışmışız ki buradayız.  Tüm kurumlara başvuru yaptık hak ihlalleri ile ilgili olarak. Ama hepsi bize düşman gibi bakıyordu. Bütün devlet kurumları tek koro olmuş ve devletin katliamlarını örtmek istedi. Yaralı insanlara ambulans gitsin diye karar çıkardık. Devlet bu kararlar da utanmadi. Devlet AİHM'e gönderdiği savunmada Cizre'yi İsveç gibi anlattı" dedi.

'ŞEHRİ OLMAYAN BİR MEMLEKETİM VAR'

"Hayatlarımızın ortasından, şehirlerimizin üstünden geçti yine, o bilindik imzası ile, kuş konacak dam bırakmadı Şırnak’ta. Şehri olmayan bir memleketim var artık" diyen Demir şunları söyledi: "Devletin sadece kamu düzenini kaybettiğini düşündüğü için saldırdığı yerlerde biz çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, evimizi, sokağımızı, komşumuzu, dağlarımızı, geçmişimizi, anlarımızı yani hayatımızı kaybettik. İnsanları bir toprağa bağlayan şeylerden biri de yakınlarının mezarlarıdır. Şırnak’ta, Cizre’de her ev bir mezarlık artık bizim için, evler içindeki insanlarla birlikte yakılıp yıkıldı çünkü.” 

Cizre’deki yaralılar için AİHM’den tedbiri aldığı için ilk günden dosyasını oluşturmaya başladıklarını belirten Demir: "Aldığım kararları da koymuşlar dosyaya. İşte bu yüzden bu dosyayı ömrümüzün sonuna kadar bir nişane olarak taşıyacağız. Bu nedenlerle hedef alınmış olmanın haklı gururu ve rahatlığı var bizde. Devletin itibarını zedeleme suçlamasına gelince, itibarınızı kaybetmek için önce ona sahip olmanız gerekir" dedi.

'KILIÇ SİZİN ELİNİZDE OLABİLİR AMA HAKLI OLAN BİZİZ'

Avukatlık faaliyetlerinin ve çalışmalarının dünyanın farklı yerlerinde insan hakları ödüllerine layık görüldüğünü söyleyen Demir, "Bu faaliyetlerimiz nedeniyle bizi yargılıyor ve 78 gündür cezalandırıyorsunuz" dedi.  

"Mahkemelerin akıldan ve vicdandan yoksun kararları ile insani yaşamın bizzat kendisini ‘suç’ haline getirdiğini görmüyor musunuz?" diye soran Demir, "Hadi devletin bizimle meselesi var, uzayda bile bir köşe yapsak MGK olağanüstü toplanır, azim ve kararlılık mesajları verilir. Peki yaratılan bu hukuk güvensizliği canavarının bir gün sizi de sevdiklerinizi de öğütebileceğinin farkında değil misiniz? ‘Hukuk ve adalet herkese lazım’ sözünün artık bir retorik değil, bizatihi can yakan ve can alan bir noktaya geldiğini ne zaman görmeyi düşünüyorsunuz?" diye konuştu.

Demir son olarak şunları söyledi:" Bakın biz cübbemizi yere düşürmedik. Mücadelemizi bırakmaya da korkup gitmeye de niyetimiz yok. Hak mücadelemizde sistemin iyileştirilmesini talep ediyoruz ancak bununla yetinmeyi düşünmüyoruz. Kılıç sizin elinizde olabilir ama haklı olan biziz. Bunun gururu ve onuru bize yeter. O yüzden Bugüne kadar tahliye talebim olmadı, bundan sonra da olmayacak.”

AVUKATLAR TAHLİYE EDİLMEDİ

İfadelerin ardından Ara kararını açıklayan mahkeme davayı Eylül ayına ertelerken 8 tutukludan sadece Cemalettin Gördeğin ve Şengül Kaçar’ın tahliyesine karar verdi. ÖHD üyesi Ayşe Acinikli ile Ramazan Demir’in de aralarında olduğu 6 kişinin ise tutukluğunun devamına karar verildi.

Davayı izleyen avukatlar ve insan hakları savunucuları karara alkış ve sloganlarla tepki gösterdi.

Adliye önünde açıklama yapılan açıklama konuşan ÖHD Eş Genel Başkanı Avukat Ömer Güneş bu operasyonun ve bugün çıkan kararın 20 Temmuz’da Suruç’la devreye sokulan savaş politikalarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyerek “Çünkü bu avukatlar bölgede yaşananlara karşı büyük bir hukuki mücadele verdiler. Açık bir şekilde Kürtlere karşı siyasi bir soykırım operasyonu var. Buna sessiz kalmayacağız. Bu operasyonu boşa çıkaracağız” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye Barolar Birliğinden Meclis ve hükümete çağrı

SONRAKİ HABER

Uluslararası 25 kurumdan tutuklamalara karşı ortak açıklama

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...