22 Haziran 2016 00:53

Tarım işçileri: Ölüm, düşük ücret ve güvencesizlik

Fincan, Kebire ve Sevim... Yolcu treninin, sera işçilerini taşıyan minibüse çarpması sonucu 9 işçinin hayatını kaybettiği Elazığ'da tarım işçisi.

Paylaş

Orhan KURUL 
Medayin DEMİRBAŞ
Elazığ

Fincan, Kebire ve Sevim... Önceki gün yolcu treninin, kaçak hemzemin geçitte sera işçilerini taşıyan minibüse çarpması sonucu 9 işçinin hayatını kaybettiği Elazığ’da tarım işçiliği yapıyorlar. Uzun yıllardır tarım işçiliği yaparak yaşamlarını sürdürmeye çalışan 3 kadın, birçok kez benzer kaza yaşamış. Üçünün de bir gün bile sigortası yapılmamış. Yasalar değişse de, denetimler artırıldı dense de tarım işçilerinin değişmeyen kaderi kaza, düşük ücret ve güvencesizlik... 

Yıllarını tarım işçiliği yaparak geçiren Elazığ’ın Yazıkonak beldesindeki tarım işçisi kadınlarla görüştük. Patates ekiminden, karpuz ekimine, çapa yapmaktan, sebze toplamaya, üzüm bağlarında budama yapmaktan üzüm toplamaya kadar birçok iş yapan işçilerin ortak özelliği en az bir kez kaza geçirmiş olmaları! 

35 YILDA 1 GÜN BİLE SİGORTA YAPMAMIŞLAR

Fincan, yaklaşık 35 yıldır tarım işçiliği yapıyor. Defalarca da kaza geçirmiş. Birkaç kez de ölümden dönmüş. Daha birkaç gün önce geçirdiği kazanın etkisinden çıkamamış hâlâ. Fincan çalışma koşullarını şöyle anlatıyor: “45 lira yevmiye alıyoruz. Yemeklerimizi kendimiz götürüyoruz. İşçi götüren kişinin traktörü varsa traktörle, pikap varsa pikapla, minibüs varsa minibüsle gidiyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi, eğer ektikleri sebze, meyve olmazsa siz nasıl işçisiniz diye hakaret ediyorlar. 35 yıldır çalışıyorum ama bir günlük sigortam bile yok.” 

TARIM İŞÇİLERİ SAHİPSİZ 

Kebire ise yaklaşık 20 yıldır tarım işçiliği yapıyor. En son kaza yaptığında hamileymiş. O kazadan bugüne ciddi fiziki problemler yaşıyor. Çalışmak zorunda olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Tek maaş yetmiyor. 3 çocuğum var. Kazadan sonra dava da açtım ama hiçbir sonuç elde edemedim. Tarım işçileri sahipsiz. Bazen bir minibüse 30-40 kişi biniyoruz. Kimse de bu durum niye böyle demiyor.” Diye anlatıyor yaşadıklarını. Sonra bugüne kadar hiç sigortasının yapılmadığını söylüyor. Elazığ’da önceki gün yaşanan kazanın kendisinde derin bir acı oluşturduğunu söyleyen Kebire, “Durum ne yazık ki böyle. Evden çıkarken bismillah deyip akşam eve sağlam dönebilmek için dua ediyoruz. Sizden ricam devlet yetkililerine sesimizi duyurun. Akşam eve dönme garantisi olmayan işçilerin çalışma koşulları düzenlensin. Taşınmasından sigortasına kadar birçok hakkı bir standarda kavuşturulsun. Bu koşullara uymayan işverenler de denetlensin” diyor. 

NASIL ACI ÇEKTİKLERİNİ DÜŞÜNDÜM!

Uzun yıllardır tarım işçiliği yapan başka bir işçi de Sevim. O da kaza yaşayanlardan. Onunki daha sancılı... Yıllarca tedavi görmüş ama buna rağmen gözünün sakat kalmasını önleyememiş. “Elazığ’daki kazayı duyunca kendi kazamı hatırladım. Nasıl acı çektiklerini düşündüm. Hâlâ çalışıyorum. Çalışmak zorundayım. Ama her arabaya bindiğimde kaza olacakmış gibi hissediyorum. Araba ne kadar yavaş olursa olsun şoföre hep daha yavaş diyorum” diye yaşadığı psikolojiyi anlatıyor. Yıllardır çalışmasına rağmen onun da sigortası yok. Bu durumun tedavi sürecinde de sıkıntı çıkardığını anlatıyor.

ÖNCEKİ HABER

Faşizme karşı ölümüne direnen bir kadın: Liselotte Herrmann

SONRAKİ HABER

Diyarbakırlılar: Bizim oyumuz oy değil midir?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...