21 Haziran 2016 19:05

Erdoğan'dan AP’ye: El Nusra'ya niye terör örgütü diyorsunuz?

Erdoğan, Avrupa Parlamentosu'nu hedef alarak, 'DAİŞ'e karşı olanlar terör örgütü değilse, El Nusra'ya niye terör örgütü diyorsunuz?' dedi.

Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kimi örgüt temsilcileriyle Beştepe'deki iftarda bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın ağırladığı konuklar arasında Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ve eşi Şule Kaynak da hazır bulundu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Yeşilay Genel Başkanı Mücahit Öztürk de Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki iftarın katılımcıları arasında yer aldı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'ndan Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Orhan Kavuncu'ya, İslami İlimleri Araştırma ve Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Lütfi Doğan'dan ARDEVE Başkanı Ali Rıza Demircan'a, KADEM Genel Başkanı Emine Sare Aydın'dan TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut'a ve Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Şahin Usta'ya varıncaya kadar muhtelif vakıfların ve STK temsilcilerinin yer aldığı iftarın toplam katılımcı sayısının yaklaşık 450 civarında olduğu belirtildi.

'TAMAMEN BİTTİ' DİYEMEM, HALA BİRÇOK ENGEL VAR'

İftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'de yıllarca STK'lar devlete, hükümete rağmen, hatta onlara karşı çalışan kurumlar olarak görülmüştür. Devletle millet arasındaki kopukluğun bir tezahürü olan bu yanlışı geçtiğimiz 14 yılda verdiğimiz mücadeleyle büyük ölçüde ortadan kaldırdık. Tamamen bitti diyemem. Hala birçok engeller ne yazık ki var. Bugün devlet-millet kaynaşmasının en güzel görüldüğü alanların başında sivil toplum faaliyetleri geliyor. Milletimizin tüm renklerini, tüm birikimini, tüm zenginliğini, gerçek potansiyelini ortaya koyan sivil toplum kuruluşlarımızla kamu kurumlarımız artık el ele, omuz omuza faaliyet gösteriyorlar. Sivil toplum kuruluşlarımızın her biri kamu yararına çalışan, yani millete hizmet eden kuruluşlarımızdır. Bu bakımdan her türlü desteği, teşviki sonuna kadar hak ediyorlar" ifadelerini kullandı.

'PARALEL YAPI, SIRÇA BİR KÖŞK GİBİ PARAMPARÇA OLMUŞTUR'

Sivil toplum kuruluşu görüntüsü altında Türkiye'ye düşmanlık eden yapıların olduğunu öne süren Erdoğan, 'paralel yapı' iddialarına da değinerek, "Sivil toplum kuruluşu görüntüsü altında ülkesine ve milletine düşmanlık eden yapılar elbette var. Milletimiz kimin kendi hayrına çalıştığını, kimin de şer işler peşinde olduğunu görüyor. Bunun takdirini de çok iyi yapıyor. İşte paralel devlet yapılanması adı verilen ihanet çetesinin akıbetini hep birlikte gördük, görüyoruz. Bir dönem neredeyse her alan ülkemizin en büyük, en güçlü, en yaygın sivil toplum kuruluşlarını bünyesinde toplayan paralel yapı, ihanetinin ortaya çıkmasıyla sırça bir köşk gibi paramparça olmuştur. Bugüne kadar devletle, güvenlik güçleriyle, adaletle başı daran düşen sivil toplum kuruluşlarına milletimizin sinesi güvenli liman olmuştur. Ama milletimiz paralel yapıyı sinesine yaklaştırmamış, temsilcileriyle de arasına mesafe koymuştur" diye konuştu.

'KİMSENİN KENDİ İHANETİNE BU KURULUŞLARI ALET ETMEYE HAKKI YOK'

Erdoğan, "Akıl, vicdan ve ahlak sahibi herkes için bu tablodan çıkartılacak çok büyük dersler vardır. Milleti kandırdığını sanan, aslında kendini kandırır. Millete sırtını dönen, aslında kendi varlığına sırtını dönmüş olur. Çünkü sivil toplum faaliyetleri, Allah rızası için ve millete, insanlığa hizmet amacıyla yapılır. Başka bir niyet varsa yapılan işin adı sivil toplum faaliyeti olmaz. Kimsenin kendi ticaretine de kendi ihanetine de bu kuruluşları alet etmeye hakkı yoktur" dedi.

'HER DEĞİŞİM SIKINTILI OLUR, BEDEL İSTER'

Türkiye'nin önemli bir dönüm noktasında olduğunu iddia eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Milletlerin, devletlerin ve coğrafyaların tarihlerinde önemli dönüm noktaları, kritik yol ayrımları vardır. Biz de coğrafyamızla, ülkemizle, milletimizle işte böyle bir dönemden geçiyoruz. Her doğum sancılı, her değişim sıkıntılı olur. Bedel ister. Ülkemizde terörle mücadele sırasında bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen şehitlerimiz kanlarıyla, canlarıyla milletimiz adına bu bedeli ödeyen kahramanlarımızdır. Suriye'de 6 yılda hayatını kaybeden 500 bini aşkın insan tüm coğrafyamız adına bu bedeli ödeyen mazlumlardır. Çeşitli ülkelerde cezaevlerinde çile çeken, dar ağaçlarında son nefeslerini veren kardeşlerimiz de bu sürecin bedelini ödüyorlar"

'VERDİĞİMİZ KAYIPLAR BOŞA GİTMEYECEK'

"Çekilen acılar, verdiğimiz kayıplar elbette yüreğimizi yakıyor. Ama biliyoruz ki; hiçbiri boşa gitmeyecek. Çanakkale'de çeyrek milyon isimsiz kahramanın gayreti nasıl boşa gitmediyse, bugünkü fedakarlıklar da boşa gitmeyecektir. Eğer ölçü karşımızdakilerin gücü, büyüklüğü olsaydı bu mücadelelerin hiçbirine girişmeye cesaret edemezdik. Ecdadımız ne yapmıştır, yeri geldiğinde kefenini giyip ordusunun başına geçerek, bazen farklı taktikler geliştirerek, yüreğini ve bileğini ortaya koyarak mücadele etmiş ve sonunda zafere ulaşmıştır. Bugün her birini iftiharla yad ettiğimiz zaferlerimizin ortak özelliği devletle milletin aynı hedefe yönelmesiyle kazanılmış olmalarıdır. Eğer Mehmetçiğin tüfeğiyle, polisin tabancasıyla, ak sakallı dedenin, başı yazmalı ninenin duası buluşmuyorsa böyle büyük başarılar elde edemezsiniz"

'İNSANLARI BİRBİRİLERİYLE ÇATIŞTIRMAK İÇİN SEFERBERLİK İLAN ETMİŞ DURUMDALAR'

Bazı çevrelerin insanları inançları, kökenleri ve hayat biçimleri üzerinden birbirileriyle çatıştırmak için seferberlik ilan ettiğini savunan Erdoğan, "Kamu kurumlarının duvarları arkasındaki gündemle, okul bahçelerindeki, cami avlularındaki, çay ocaklarındaki gündem ve bakış açışı ötüşmüyorsa hedeflerinize ulaşamazsınız. Bizim Türkiye'deki en büyük başarımız, işte bunu sağlayabilmiş olmamızdır. Bu kaynaşma, bu birliktelik birilerini rahatsız ediyor. Bu karın ağrısıyla toplumun bir kesimini kendi milletine, kendi devletine düşman etmenin çabası içindeler. Medyanın da çanak tutmasıyla insanları inançları, kökenleri, hayat biçimleri üzerinden birbirileriyle çatıştırmak için adeta seferberlik ilan etmiş durumdalar" ifadelerini kullandı.

'HER BİRİ PROFESYONEL PROVOKATÖR AMA ARTIK DEŞİFRE OLDULAR'

Çeşitli bahanelerle ülkenin huzurunu kaçıranlar olduğunu ve bunların deşifre edildiğini iddia eden Erdoğan şunları söyledi:

"Nerede kanayan bir yara görürlerse, hemen gidip yarayı kangrene dönüştürmeye çalışıyorlar. Bunun için kimi zaman ağaç, çiçek, böcek diyerek, kimi zaman kadın, çocuk diyerek, kimi zaman daha basit gerilimler üzerinden ortalığı karıştırıyor; ülkenin huzurunu kaçırıyorlar. Dikkat edin. Bahane ne olursa olsun tahrikçiler, basına fotoğraf verenler, polisle tartışanlar, çevredekileri galeyana getirenler hep aynı simalardır. Her biri adeta birer profesyonel provokatör. Ama artık bunlar da kesinlikle deşifre oldular. Giderek daha az itibar görüyorlar. Milletimiz kendi geleceğini, kendi hedeflerine, kendi kadrolarına, kendi adamlarına sahip çıktığını her olayda gösterdi. Şundan emin olunuz. İstikametimiz doğrudur. Niyetimiz hasbidir, hesabi değildir. İşlerimiz harbi olduğu müddetçe bu destek çoğalarak sürecektir. Milletin desteği arkasında olan bir kişiyi, kurumu 7 düvel bir araya da gelse evelallah yıkamaz."

'KORKUYU KORKUTMADIĞINIZ SÜRECE HER ZAMAN MAĞLUPSUNUZ'

Konuşmasında Avrupa Parlamentosu'nu da eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Son gelişmeleri görüyoruz. Avrupa Parlamentosu'nun koridorlarında bakıyorsunuz YPG terör örgütünün paçavraları asılı ve onun önünde de ülkemizdeki bölücü terör örgütünün parlamentoya destekleriyle soktuğu kişiler poz veriyor. Bunu batıya söylediğimizde hepsinin söylediği şey şu. 'Ama onlar DAİŞ'e karşı'. Eğer DAİŞ'e karşı olanlar terör örgütü değilse o zaman El Nusra'ya niye terör örgütü diyorsunuz? El Nusra da DAİŞ'e karşı çok ciddi mücadele veriyor. Bu batının mantalitesi şöyle çalışıyor. İyi terörist, kötü terörist anlayış bu. Bu anlayışı tersine Allah'ın izniyle biz değiştireceğiz. Onun için yılmıyoruz. Nasıl ki şu anda çok kararlı operasyonlar sürdürdük, sürdürüyorsak milletimizin huzurunu tesis edene kadar bu terörle mücadeleyi can güvenliği, mal güvenliği konusunda sorumluluğu olan bir devletin başı olarak Allah'ın izniyle başaracağız. Yılmak yok. Bu yolda devam edeceğiz. Kararlıyız. Korkuyu korkutmadığınız sürece her zaman mağlupsunuz." (DİHA)
 

ÖNCEKİ HABER

Gübre yasağı çiftçiyi vurdu

SONRAKİ HABER

Ardahan’da DBP’li yöneticiler tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa