Liselilerle birlikte başaracağız
ÖVDER İzmir Başkanı Orhan Yüce Liselilerin gerici eğitime karşı yayınladıkları bildirilere destek verdi.
Orhan YÜCE
ÖVDER Başkanı/İzmir
Her gün yeni bir gündemin yaratıldığı ülkede, parlamentonun sesi kesilmeye çalışılıyor, Hükümetin sarayın icraatçısı haline getirilmek isteniyor. Cumhurbaşkanının tek hakimliği için, her gün TV’lerden yandaşlarını tekrar hizaladığı, karşı olanları ise düşmanlaştırıp aşağıladığı bir gündemle yatıp, hak gasplarının müjde diye sunulduğu, insanlık haklarının ellerinden alındığı ve kadınların, çocukların cansız bedenlerinin cam ekranlardan sergilendiği bir gündemle uyanıyoruz.
Tüm bunlara karşı olan, liseliler ayakta, öğretmenler ayakta, işçiler ayakta, aleviler, Kürtler ve doğa savunucuları ayakta.
Hiçbir dönemde nitelikli bir sistem haline getirilemeyen eğitim, son yıllarda iktidarın ortaklığı ile tarikatların, cemaatlerin tacizci vakıfların uygulama alanları haline getirildi.
Bilimsel değerler müfredattan çıkartıldı, okul yöneticileri yandaş sendikanın örgütlenme elemanları haline getirildi. Öğretmenler üzerindeki cezalandırılmalar, baskılar artırıldı ve iş güvenceleri yok edilmeye başlandı. Hiç istenmediği halde okullar imam hatiplere dönüştürüldü, dönüştürülüyor. Veliler çocuklarını gönderecek okul bulamıyorlar.
Tüm bunlar “dindar ve kindar nesil” yetiştirmek, itaatkar bir toplum oluşturup, sömürünün ve talanın daha fazla artırılması için yapılıyor.
Son olarak, iktidar “proje okulları” adı altında liseleri birer kışlaya dönüştürmek istiyor.
Liseli gençler yeter artık diyor.
Dayatmalara, baskılara, anti-demokratik uygulamalara, hukuksuzluğa karşı mücadele bayrağı açan gençler kolay lokma olmadıklarını gösterdiler.
“Bizleri karanlığa sürükleyen, geleceğimizi yok eden, gerici, baskıcı, bilimdışı, sınavcı, rekabetçi ve paralı eğitim istemiyoruz. Bilimsel, laik, dayanışmacı, demokratik ve parasız eğitim için ayaktayız” dediler. “Bize diktiğiniz deli gömleğini giymeyeceğiz” diyorlar.
Öğretmenler, “İş güvenceli, laik, bilimsel demokratik eğitim için sokaktayız” diyorlar.
Veliler, okulların dönüştürülmesine ve ticarileştirilmesine karşı, çocuklarının istem ve yetenekleri doğrultusunda eğitim almaları için evlerinden sokaklara çıktılar, çıkıyorlar.
İşçiler kendi talepleri, aleviler kendi talepleri, Kürtler kendi talepleri, yaşam savunucuları kendi talepleri için ayaktalar.
Tüm bu talepler, “laik eğitim-demokratik cumhuriyet-bağımsız Türkiye”de birleşiyor.
Öyle ise bu lokal eylem ve etkinliklerin birleştirilmesi gerekiyor. Birleşmek gerekiyor.
Birazcık ülke kaygısı olan, gelecek talebi olan insanca demokratik bir ülkede yaşayacağım diyenlerin birleşmekten başka yolun kalmadığını görmeleri gerekiyor artık.
Zaman bunu hayata geçirme zamanıdır.
Tepkileri teklife dönüştürme zamanıdır.
“İstemiyoruz “dan önce, laik eğitim, parasız sağlık, iş güvenceli çalışma, eşit yurttaşlık hakkı istiyoruz. Talan edilmemiş topraklarda demokratik bir yönetim altında birlikte yaşam istiyoruz, talebi öne çıkarılmalıdır.