18 Haziran 2016 00:13

299 ablukası

TCK'nın 299’uncu maddesi Türkiye’de ifade özgürlüğünün hangi boyutta olduğunu gösterir nitelikte...

Paylaş

Televizyon cezaları, işten çıkarma, gözaltı ve yargılama... Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle sadece bir günde, peş peşe yaşanan bu olaylar TCK’nin 299’uncu maddesinin toplumu nasıl bir abluka altına aldığını, Türkiye’de eleştiri ve ifade özgürlüğünün hangi boyutta olduğunu gösteriyor.
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu dün, 2015 yılında yaptığı bir konuşmadan ötürü havaalanında gözaltına alındı, ÖDP Yöneticisi Alper Taş, Yüksek Mimar Mücella Yapıcı, HDK İstanbul yöneticilerinden Şamil Altan, SHD Başkanı Avukat Can Atalay, Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Oyuncu Orhan Aydın ve Emre Öztürk hakim karşısına çıktı. RTÜK ‘Erdoğan’a hakaret’ gerekçesiyle TV kanallarına ceza yağdırdı.
 Hukukçu Turgut Kazan cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen TCK’nin 299’uncu maddesinin bir korku imparatorluğu yaratmak için kullanıldığını belirtti.

DİSK GENEL SEKRETERİNE GÖZALTI

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten hakkında yakalama kararı olduğu” gerekçesiyle İstanbul’da gözaltına alındı.
Çerkezoğlu,  21 Haziran 2015 tarihinde  Diyarbakır’da yaptığı basın açıklamasında cumhurbaşkanına hakaret ettiği  gerekçesiyle, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığının yakalama kararı  uyarınca havalimanında gözaltına alındı. Çerkezoğlu, savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Talimatla alınan ifadesinin ardından serbest bırakılan Çerkezoğlu, ilk açıklamasını twitter hesabından yaparak, “Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla hukuksuz ‘yakalama’ sona erdi. Söylediğim her bir kelimenin arkasındayım!” dedi.
Çerkezoğlu hakkında  31 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde sağlık emek ve meslek örgütlerince yapılan “Sağlıkçılar ölüme karşı yaşamı savunuyor” açıklamasında yaptığı konuşmadan ötürü yakalama kararı çıkarıldığı öğrenildi.
SES yönetim kurulu Çerkezoğlu’nun gözaltına alınmasına ilişkin yaptığı açıklamada “Görüldüğü gibi bu ülkede ifade özgürlüğü tamamen ayaklar altına alınmış, cumhurbaşkanlığını, hükümeti kısacası siyasal iktidarda bulunanları eleştirmek hakaret olarak değerlendirilip topyekün bir baskı ortamı oluşturulmak istenmektedir. Hükümetin yargı yolu ile baskı politikası oluşturup bu şekilde gözaltı kararları aldırmasını kınıyoruz. Kraldan çok kralcı davranan yargı mensuplarının da bu yaptıklarının yargı faaliyeti ile bir ilgisi olmadığını hükümet memurluğundan öteye gitmediğini belirtmek istiyoruz” denildi.

KORKU İMPARATORLUĞU YARATILIYOR!

Evrensel'e konuşan Hukukçu Turgut Kazan cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen TCK’nin 299’uncu maddesinin bir korku imparatorluğu yaratmak için kullanıldığını belirterek şöyle konuştu: O yüzden bugün yaşananlara şaşırmadım. Çünkü zaten madde bu amaçla kullanılıyor. Halen Anayasası’nda öyle yazdığı için söylüyorum, bir hukuk devletinde bu örneklerin yaşanmış olmasından utanıyorum. Uygulama kesinlikle değerlerini paylaştığımızı söyledikleri çağdaş demokrasi ile bağdaşmayan bir uygulamadır. Demokrasiye ve hukuk devletine inanan insanlar da bununla mücadeleyi sürdürecektir. 299 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına taban tabana zıt bir uygulamadır. O yüzden sizin her eleştiri niyetiyle söylediğiniz söz şu anda 299 kapsamında hakaret sayılıyor ve bu türden mahkumiyet kararları çıkıyor. Bu nedenle AİHM kararlarına kesinlikle aykırıdır. Birazcık demokrasiye saygısı olanlar varsa AİHM Sarkozy kararını okusunlar, öğrensinler.  Yani, ‘Cumhurbaşkanlığına hakaret sayılabilir mi sayılamaz mı?’ Yalnız bu karar değil, bir çok AİHM kararı var.
Bu dava açma kararları doğrudan Saray’dan sürdürülüyor. Yani Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri marifetiyle sürdürülüyor. Hukuka da aykırıdır, demokrasiye de aykırıdır. Çağdaş bütün değerlere aykırıdır.  Hele hele bu suç nedeniyle konfederasyon genel sekreterinin sonradan serbest bırakılması bir şey ifade etmez, gözaltına alınması kabul edilemez bir hoyratlık ve ayıptır.

SARKOZY KARARI NEYDİ?

Paris Tarım Fuarı’nı şubat 2008’de ziyaret eden Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, kendisiyle tokalaşmayan çiftçiye “Defol git, zavallı aptal” demiş; bu sözlere tepki gösteren Fransız Aktivist Hervé Eon da Nicolas Sarkozy’nin Laval ziyareti sırasında ‘Defol git, zavallı aptal’ pankartı açmıştı. AİHM’ye taşınan davada, açılan pankartla Sarkozy’nin tartışılan ifadelerinin hicvedildiği belirtilmişti. Bu karardan sonra Fransa’da ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suç olmaktan çıkarılmıştı.

YASAYA KARŞI ÇIKTILAR HAKARETTEN YARGILANDILAR

AKP Hükümetinin çıkardığı iç güvenlik paketini, 21 Şubat 2015 tarihinde Taksim’de düzenlenen basın açıklamasıyla protesto ettikleri için haklarında ‘cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘Gösteri ve toplantı yasasına aykırı davranmak’ iddiasıyla dava açılan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, HDP Eski Milletvekili Rıdvan Turan, HDP İstanbul İl Meclisi Sözcüsü Şamil Altan, Mimar Mücella Yapıcı, Sanatçı Orhan Aydın, EHP Genel Başkan Yardımcısı Emre Öztürk ve Avukatlar Can Atalay ile YARSAV Eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu hakim karşısına çıktı.

AV. ATALAY: YASA KAPSAMINA GİREN BİR DURUM OLMADI

Av. Can Atalay “Sloganlar da suç unsuru oluşturmuyor. Benim bulunduğum grupta ayakkabı kutusu taşıyan kişi olduğu iddiası olduğunu söyleyebilirim. Ben o kutuyu görmedim. Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. Barışçıl amaçla bir araya geldik ve iç güvenlik paketinin Anayasa’ya aykırılığını ifade ettik. Kanuna aykırı bir şey yapmadık” diyerek beraatını istedi.

ALPER TAŞ: ERDOĞAN YARGILANSIN

ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş ise, izinsiz olmayan gösteri ve yürüyüşlere katılmanın anayasal bir hak olduğunu hatırlattı. Bu hakkı ise kullanmaya devam edeceklerini söyleyen Taş, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla davaya konu edilen yurttaşlardan biri tarafından açılan dövizden sorumlu olamayacaklarını kaydetti.
Erdoğan’ın kendisi gibi düşünmeyen herkesi hedef gösterdiğini belirten Taş, halkın değil, Anayasa’yı ihlal eden Cumhurbaşkanının yargılanması gerektiğini vurguladı. Taş’ın bu sözlerine mahkeme başkanından “Burası mahkeme, bu sözlerin yeri burası değil” uyarısı geldi.

EMİNAĞAOĞLU: CÜPPE GİYEREK SAVCI OLUNMAZ

Ömer Faruk Eminağaoğlu ise savunmasına, cüppe giyerek savcı olunmayacağını bu iddianamenin de bunun göstergesi olduğunu söyleyerek başladı.
Yargının bugün tamamıyla “Erdoğan’ın maşası” haline geldiğini söyleyen Eminağaoğlu, katıldıkları eylemin barışçıl ve izinli olduğunu söyledi.

YAPICI: SAVCIYA TAZMİNAT DAVASI AÇACAĞIM

Eminağaoğlu’nun ardından Mimar Micella Yapıcı savunmasını yaptı. Böylesi bir davada sanık olmaktan rahatsız olduğunu söyledi. Duruşma 15 Kasım’a erteledi.

RTÜK KANALLARA CEZA YAĞDIRDI

RTÜK, CHP Grubunda atılan sloganları ‘Erdoğan’a hakaret’ saydı, kanallara ceza yağdırdı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 24 Mayıs’ta CHP TBMM Grup Toplantısında atılan sloganları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret saydı ve toplantıyı canlı yayınlayan kanallara idari para cezası verdi.
RTÜK’ün gerçekleştirdiği Üst Kurul toplantısında, 24 Mayıs’ta CHP TBMM grup toplantısındaki hakaret içeren sloganları canlı yayınlayan Can Erzincan, Habertürk, NTV, Ulusal, CNN Türk, Bengütürk ve Halk TV kanallarına 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun’un 8. maddesi uyarınca oy çokluğuyla idari para cezası verildi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Şehri İstanbul'un küçücük semti: Kuzguncuk

SONRAKİ HABER

Avrupa’da mücadele ateşi sönmüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa