17 Haziran 2016 00:51

Sevim Dağdelen: Uyum Yasası uyumsuzluğu teşvik ediyor

Almanya’da CDU/CSU-SPD tarafından parlamentoya sunulan Entegrasyon Yasası, sığınmacıların iş piyasasında kullanılmasının önünü açıyor

Paylaş

Sevim DAĞDELEN*

Federal Hükümet, Meseberg’deki çalıştayında bir ‘uyum yasası’ üzerinde anlaştı. Başbakan Merkel (CDU), bunun üzerine Almanya tarihinde ilk olarak uyumla ilgili bir federal yasa çıkarıldığını açıkladı. Yasa, uyum konusunu eyaletlerin değil de ‘Federal’in sorunu olarak ele almakla tarihi bir kilometre taşı olma özelliğini taşımaktaydı. Yasa paketi, mülteciler açısından iyi koşullar yaratmaktaydı. Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel (SPD) de yasayı ‘Göç Yasası 1.0’ olarak niteleyerek gerçek bir paradigma değişiminden söz etti. Hükümetin Uyum Müsteşarı Aydan Özoğuz (SPD); “İlk kez gerçek bir uyumu hedefleyen bir yasanın çıkarıldığı” sözleriyle sevincini ifade etti.

UYUMSUZLUĞU TEŞVİK EDİYOR   

Yasanın ismi uyum olsa da uyumu değil uyumsuzluğu teşvik edeceği ise açık. Bunu sadece Sol Parti değil Pro Asyl, Diakonie gibi mülteci ve yardım örgütleri de ifade ediyor: “Merkel’in talep ve teşvikle uyumu sağlayacağı iddia edilen yasasıyla yeni gelenler (mülteciler) iyi komşular, vatandaşlar haline getirilmeyecek, toplumsal birliği güçlendirmeyecek ve toplumumuzda paralel topluluklar oluşmasını engellemeyecek.” 

100 BİN MÜLTECİLİK YENİ UCUZ İŞ GÜCÜ

Uyum Yasası ile CDU/CSU ve SPD yeni bir ucuz iş sektörü oluşturuyor. 100 bin mülteci Almanya’da şimdiye kadar uzun süreli işsizlerin mecbur edildiği 1 avroluk işlerden daha da ucuza çalıştırılacak,  80 sentlik işlerde istihdam edilecek. Yüzde 20’lik kesinti, mültecilerin iş giysisi, işe gidip gelmek için yol parası ve mülteci yurtlarında kaldıklarından ev kirası ödemeyecekleri gerekçesiyle yapılacak. 

Tabii ki mültecilerin çoğu boş oturmaktan kurtuldukları ve ellerine çok az da olsa para geçtiği için sevinecekler. Ancak bu yolla, Almanya’daki işsizlere şantaj yapılarak ücretler daha da aşağıya çekilecek ve ırkçıların yaydıkları ön yargılar pekiştirilecek. Uyumdan yana olduklarını söyleyenler sosyal sigortalı ve hukuki güvenceli iş sözleşmelerini teşvik etmek zorunda. Yasal asgari ücretin altındaki ücretlendirme kabul edilemez. Sigortasız, düşük ücretli ve sözleşmesiz işler ne Alman ne de mülteci işçilerin yararınadır, sadece patronların kârına kâr katar.

SIĞINMACILAR TOPLUMDAN DIŞLANIYOR

Mültecilerin toplumla bütünleşmesinin önüne de taşlar konuyor. Herhangi bir yerde çalışmaya başlamayan, dil öğrenmeyenler en az üç yıl sadece gösterilen yerlerde yaşamaya mecbur edilecek. Yaşadıkları yerlerden ‘ayrılmama’ zorunluluğu ile toplumsal dışlanma ve getto oluşumuna yol açılarak, uyumun gerçekleşmesi önlenecek. Bu yolla devletin istihdam ve konut politikasındaki iflası gözlerden gizlenmiş olacak.  

Büyük koalisyonun Uyum Yasası, hükümetin göç ve mülteci politikasındaki bilinçli ihmallerini saklamayı hedefliyor. Örneğin uyum kurslarına gitmeyenlere uygulanacak yaptırımlar ne anlama geliyor? Mültecilerin uyum kurslarına gitmemekte ısrar ettikleri ve bunun için yaptırımların sertleştirilmesi gerektiği ile ilgili herhangi bir kanıt da yok.  

KURSLAR YETERSİZ KALIYOR

Amaçlanan, halk arasında mültecilere karşı bir atmosfer yaratmak. Halihazırda uyum kurslarına gitmeyenlere zaten yeterli yaptırım uygulanmakta. Kendine gösterilen uyum kursuna gitmeyen göçmen veya mültecilerin oturma izinleri zaten uzatılmıyor. İşsizlik yardımı alanlar eğer uyum kursu zorunluluğuna uymazlarsa paraları yüzde 10 kesiliyor. Aynı ‘suçu’ bir kez daha işlerlerse kesinti yüzde 60’a yükseltiliyor. Eğer bu yaptırımlar yeterince uygulanmıyor veya uygulanamıyorsa mutlaka bir nedeni olmalı.   

Göçmen veya mülteciler dil öğrenmenin hayati önem taşıdığı konusunda ikna edilmek zorundalar. Sunulan kurslara gitmemekte ısrar eden mültecilerden çok, sunulan kursların azlığı veya ihtiyaca cevap verecek içerikte olmamasının sorun teşkil ettiği konusunda kamuoyu aydınlatılmalı. 

Kursa gitmek isteyenler o kadar çok ki  sunulan kursların kapasitesi yetmiyor. Mülteciler ‘tembeller, asalaklar’ olarak gösterilerek toplumsal parçalanma derinleştiriliyor. Buna karşı belediye ve şehirlerin istihdam ve sosyal konut politikası güçlendirilmek zorunda. Özellikle de yoksul bölgelerde bu yönde teşvikin arttırılması Almanya’da yaşayan yerli-göçmen-mülteci herkesin yararına olacaktır.

YENİ ENTEGRASYON YASASI’NDA NELER VAR?

Almanya hükümeti tarafından karar altına alınan Yeni Entegrasyon Yasası, 1992 Sığınma Yasası’ndan sonra, sığınma hakkına en büyük saldırı olarak değerlendiriliyor. Yasa şu maddelerden oluşuyor:

İŞ PİYASASI PROGRAMI: 

“Sığınmacıları Entegrasyon Önlemleri” çerçevesinde 100 bin sığınmacı 1 avroluk işlerde çalıştırılacak. Önerilen işi kabul etmeyenlere verilen sosyal yardım kesilecek. Genç sığınmacılara meslek eğitimi yaptırılacak. 3 staj yapan gençlere oturum izni verilecek, ardından da 15 aylık meslek eğitimi yapmalarına izin verilecek.

SÜRELİ OTURUM HAKKI SERTLEŞTİRİLDİ: 

Sığınma başvurusu kabul edilenlerin oturum izni bundan sonra daha önce olduğu gibi 3 ay sonra otomatikman uzatılmayacak. Üç aydan sonra 2 yıl süreli oturum verilecek. Süresiz oturum hakkı bir işyerinde çalışmaya bağlandı.

İKAMET SORUNLULUĞU: 

Bugüne kadarki uygulamaya göre, sığınma başvurusu kabul edilenler daha sonra istedikleri eyalete göç edebiliyordu. Yeni düzenlemeyle buna önemli sınırlandırmalar getiriliyor. Yeni yasada ilticası kabul edilenler üç yıla kadar bulundukları eyaleti terk edemeyebilecekler. Bir işleri, meslek eğitim yeri bulunanlar ise göç edebilecek.

*Sol Parti Meclis Grubu Göç ve Uyum 
Politikası Sözcüsü (Çeviren: Semra Çelik)

ÖNCEKİ HABER

H&M’nin Kamboçya fabrikaları işçi cehennemi!

SONRAKİ HABER

15-16 Haziran'ı yaşayanlar: Gücümüz birliğimizden geldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa