16 Haziran 2016 13:45

101 kişi öldü ama İçişleri Bakanlığı kusursuzmuş!

101 kişinin hayatını kaybettiği Ankara katliamı ile ilgili açılan davada İçişleri Bakanlığı önlemlerin ve bakanlığın kusursuz olduğunu iddia etti.

Paylaş

Tamer ARDA ERŞİN
Ankara

İçişleri Bakanlığı, 10 Ekim Katliamı’yla ilgili ihmali olmadığını savunurken, yürüttüğü istihbarat ve güvenlik hizmetleriyle patlama arasında “nedensellik bağı” olmadığını ileri sürdü. Bakanlığa bağlı Mülkiye müfettişleri ise emniyet görevlilerinin “ihmali olabilecekleri” şüphesiyle yargılanmasında kamu yararı olduğunu belirtmişti. Bakanlığın savunmasını değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Bakanlık rutin savunmalarla sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor” dedi.

10 Ekim 2015 tarihinde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin düzenlediği miting için Ankara Tren Garı önünde toplananlara yönelik canlı bomba saldırısında yaralanan Nuray Korkmaz, Ankara 10. İdare Mahkemesinde İçişleri Bakanlığı hakkında maddi ve manevi tazminat davası açtı. Açılan davayla ilgili mahkemeye 1 Haziran 2016 tarihinde savunma yollayan Bakanlık, kusuru olmadığını savunurken  bombalı saldırıyla Bakanlığın sağlaması gerekli hizmetler arasında bağ kuramadı. 

Hizmet kusurunun olmadığını iddia eden Bakanlık, tazminatları ödememek  için 5233 sayılı “Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun”dan medet umuyor. Bu kanun idarenin hizmet kusuru olmadığı durumlarda vatandaşların zararlarının “sosyal risk” ilkesi gereği karşılanmasını sağlıyor. Ancak idarenin kusuru varsa söz konusu zararlar bu kanun kapsamında olmadığı için idare kendi kusurunu kendisi karşılıyor. 

BAKANLIK ‘KUSURSUZ’MUŞ!

Bakanlık, saldırıyla ilgili ancak kendisinin şu hallerde kusurlu olabileceğini savunuyor: “İdare, ancak patlamanın meydana gelmesinde ağır hizmet kusurunun bulunması halinde sorumlu olacaktır. Olayda idarenin hizmet kusurunun varlığından söz edilebilmesi için, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinde kuruluş, işleyiş ya da personel açısından gereken emir ve talimatların verilmemesi, denetimin yetersiz olması, gereken önlemlerin alınmaması veya geç ya da yetersiz alınması gibi nedenlerle bir aksaklık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik veya sakatlık meydana gelmiş ve oluştuğu ileri sürülen zararın da bundan kaynaklanmış olması gerekir.”

Bakanlık, gereken önlemleri almanın  kendi görevi olduğunu belirtse de, 10 Ekim’deki patlamayla görevleri arasındaki bağı inkar ediyor: “İdarenin davranışı ile oluşan zarar arasında ‘illiyet’ bağının bulunması,sorumluluğun kabulü için yeterlidir. İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle ‘Nedensellik bağı kurulabilen’ zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem ve işlemlerinden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk gereği tazmin edilmektedir. Zarara neden olan patlama idarenin hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluğunu doğuracak bir olay olmayıp, terör eylemidir.”

Oysa Bakanlık müfettişlerinin ön inceleme raporunda, emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılması yönünde görüş bildirilmişti. Müfettişler, istihbaratların gerekli şekilde değerlendirilmediği ve ilgili birimlerce paylaşılmadığı yönünde tespitlerde bulunmuştu. Ancak buna rağmen söz konusu emniyet amirleri hakkında soruşturma izni verilmemişti.

‘KUSURLU OLDUKLARI AÇIK’

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Bakanlığın yaptığı savunmayı şöyle değerlendirdi: “Hizmet kusurundan kaynaklı biz mahkemeye başvurduk. Burada idarenin bir hizmet kusuru vardır. Belge, bilgiler haberlere konu olan müfettiş raporlarında da geçiyor. Müfettişler bir kusur olduğunu ortaya koymuşlar. Bakanlığın tazminat taleplerinin reddine yönelik yaptığı savunmada geçen 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun hiçbir şekilde hizmet kusuru yoksa zararlar, bu yasa kapsamına girer. Ancak  burada idarenin bir kusuru olduğu açık. Önlenebilir bir saldırı önlenmemiş. Bakanlık her davada olduğu gibi rutin bir savunma yapmış ve başka yazacak bir şey bulamadığı için böyle bir savunma yapmış. Kusurları olduğu açık yazacak şey bulamadıkları için rutin savunmalarıyla sorumluluğu atmaya çalışıyorlar.”

ÖNCEKİ HABER

Berkin Elvan, vurulduğu yerde anıldı

SONRAKİ HABER

Nurcan Arslan davasının 6 gün önce de görüldüğü ortaya çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa