16 Haziran 2016 00:52

Gurbetçi işçi perişan Aliağalı huzursuz

Son yıllarda hızlı sanayileşmenin etkisi ve göçle gelen işçi sayısının artışıyla Aliağa’nın nüfusu 90 binlere yaklaştı.

Paylaş

Turan KARA
Emel OTURAK
İzmir

Son yıllarda hızlı sanayileşmenin etkisi ve göçle gelen işçi sayısının artışıyla Aliağa’nın nüfusu 90 binlere yaklaştı. 4 bin kişilik Çayağzı işçi kampı tümüyle dolarken, ilçenin her bölgesinde apartman daireleri ve boş dükkanlar 8-10’ar kişilik barınaklara dönüştürüldü. Ancak işçilerin birçoğu kiralık ev bulamıyor, var olan sayılı dairelerin yüksek kira bedellerine ise çoğu işçinin gücü yetmiyor. Yaşanan bu sorunlar nedeniyle işçiler insanlık dışı koşullarda yaşamak zorunda bırakılıyor. 

‘BİR DÜKKANDA 12 KİŞİ BARINIYOR’

Kültür Mahallesi’nde dükkan olarak tasarlanmış bakımsız bir meskende tam 12 kişi barınıyor. İkiye bölünmüş bu yerde ranza ve yer yatağı şeklinde altışarlı yatma yerleri var. İşçiler gece olup da uyuyamadıkları zaman divan üzerine uzanıp televizyon izliyor. Balkonu yeşil tente ile kapatılmış yer ise mutfağa dönüştürülmüş. Burada çay kahve su ve kahvaltılık malzemeler ve bir kaç kap kacak var. İşçilerin yemek ihtiyacı yakındaki bir lokanta ile anlaşılarak çözülmüş.

İşçiler, Star Rafinerisine ait kalabilecekleri bir kampın olduğunu ancak oranın disiplin uygulamaları nedeniyle bir nevi açık hava cezaevine döndüğünü söylüyor. Rahatça gezmek, kahveye çıkmak, uzanmak ya da sigara içmek, istediğinde çarşıya çıkıp gelmek izne bağlı olduğu için tercih etmemişler: “Her yer güvenlik, adım atsan müdahale. Onu yapma, oraya gitme. Sigara içmek için konteyner var başka yerde içilmez. Denize girmek yasak. Giriş çıkış belli saatlerde.” 

Grubun en yaşlısı emekliliğe 2 yılı kalmış, askerden yeni dönmüş oğlu ile beraber çalışan bir işçi. “Bazı yerlerde bazı kurallar şart. En azından 4 bin kişinin kaldığı yerde kavga çıkmaması için, 10 bin kişinin çalıştığı yerde kaza olmaması için. Bu kuralları anlayabiliyorum, bence doğru kurallar” diyor. Diğerleri de onunla hemfikir ama hiç değilse mesai sonunda uyması zor diye tarif ediyorlar kamp ortamını. 

‘EVLERİNE EKMEK GÖNDERMEYE UĞRAŞIYORLAR’

Samsun, Muş, Artvin, Isparta, Konya gibi ülkenin her yerinden hatta Hindistan, Çin gibi dünyanın farklı ülkelerinden işçiler var. Star Rafineri inşaatı için 12 saate dayanan sürelerde çalışabiliyor, evlerine ekmek göndermeye uğraşıyorlar. Hemen hepsi geldiği yerin sanayisi gelişmemiş kır emekçileri. Samsunlu bir işçi buraya arkadaşları ile beraber gelmiş. “Çarşamba’da böyle sanayi yok. Tarım desen o da yok. Tek sanayisi küçük oto tamirhaneleri. Ne yapalım geldik ekmek kovalıyoruz” diyor. “Kim gelip gurbette çalışmak ister ki? En rahat dinlenme şekli akşam evine gitmek, çocukla oynamak, uzanıp tasasız uyumak. Burada olunca aklımız fikrimiz orada kalıyor, kolay mı?” diyerek psikolojik olarak da dinlenmelerinin tam olarak mümkün olmadığını anlatıyor.

Neredeyse hepsinin 15’erli kaldığı barınakları taşeron firmalar tutuyor. Yemek kalacak yer ve ulaşım firmaya ait. Apartman dairelerinde toplu kalan işçiler neredeyse mülteci statüsünde. “Kampta işçi başına 60 lira maliyet hesaplanmış. Görünürde firma bir ev tutuyor, yemek firması ile anlaşıyor ve ucuza getirmeye bakıyor” diyor işçiler.

‘ALİAĞA’DA EV BULMAK İMKANSIZ’

Şu an Aliağa’da yaklaşık 4 bin kişilik Çayağzı işçi kampı, 300 kişilik de Güzelhisar’daki Hindistanlı işçilerin kaldığı kamp mevcut. Yaklaşık 5 yüz kişilik konteyner kamp yapılacağı söyleniyor, özel teşebbüs, kiralama yöntemi ile çalıştıracak bu kamp kalıcı olabilir, şayet Aliağa bu hızda büyürse. Bütün bunlar yaşanırken Aliağa’da ev kiraları ulaşılamayacak boyutta artmış durumda. Buna rağmen ev bulmak zor değil, neredeyse imkansız. 1300 liraya ALOSBİ’de bir fabrikada çalışan bekar bir işçi 3 aydır ev aradığını ama bulamadığını söylüyor. 

İŞÇİNİN MAĞDURİYETİ RANTA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay konuyla ilgili, Çayağzı sosyal tesislerinin Star Rafinerisi inşaatında çalışacak işçiler bahane edilerek sözlü mutabakatla, ‘geri iade edilmek şartı’ ile alındığını, buna rağmen çok sayıda işçinin mülteci gibi yaşamak zorunda kaldığını belirtti. Oktay şunları söyledi: “Anadolu’nun çeşitli yerlerinden iş, ekmek bulabilmek için buraya gelen bu insanlar zor şartlarda, kötü koşullarda barındırılıyorlar. İşçiye verilen değer gözler önüne seriliyor. Bu durum da öncelikle bu ülkeyi yönetenlerin ve bizim gibi sendikaların sorumlu olduğu toplumsal bir ayıptır. O insanlar daha iyi şartlarda, daha iyi ücretle çalışabilseler belki bugün daha iyi imkanlarda yaşam sürecekler. Aliağa’da bu işçilerin mağduriyeti bir ranta dönüşmüş, daire sahipleri bu işi bir geçim kaynağı haline getirmiş durumda. Ev sahipleri evlerini normal fiyattan bir aileye kiralamaktansa 3 katı fazla kira bedeliyle bu firmalara kiraya veriyor. 10 dairelik bir apartmanda, bir dairede 10-15 bekar kişinin kaldığını düşünürsek o binada oturan 9 ailenin tedirginliğini kamuoyu düşünsün. Denetimlerin yeterliliği sorgulanmalı, işçinin çaresizliği üzerine düşünülmeli.”

‘10 BİNDEN FAZLA KAYITSIZ İNSAN VAR’ MAHALLELİ ENDİŞELİ

Mahalle sakinlerinin kendisine sıklıkla şikayet ilettiklerini belirten Kültür Mahallesi Muharrem Şen, “Mahallede kim kalıyor, neden kalıyor bilemiyoruz. Çünkü gelip muhtarlığa kayıt yaptırmıyorlar. İnsanlar güvenlik endişesi taşıyor. Herkes komşusunun kim olduğunu nereden geldiğini bilmek istiyor. Diğer türlü huzur açısından da problem oluyor, özellikle kadınlar, rahatça sokağa çıkamamaktan yakınıyorlar. Şu an Aliağa’da 10 binden fazla kayıtsız insanın olduğunu söylemek mümkün” dedi.  

‘HÂLÂ ÇOK SAYIDA İNSAN ÇALIŞMAK İÇİN GELİYOR’

Aliağa Kaymakamı Bayram Yılmaz ise, Aliağa’nın sanayi bölgesi olarak hızlı gelişmesine vurgu yaparak, “Bu sadece Aliağa’nın değil genel olarak Tüm Türkiye’nin problemi” dedi. Sorunu sadece güvenlik problemine indirgeyen Yılmaz, şunları söyledi: “Çok sayıda insan Aliağa’ya çalışmak için hâlâ geliyor. Bunlar ağırlıklı olarak Star Rafinerisinin işçileri. Evlerde 15-20 kişi kalınmasıyla ilgili sürecin başında emniyet ve jandarma olarak da gittik, Star Rafinerisi ve PETKİM yöneticileriyle yüz yüze görüştük. Kentte yaşayanların rahatsızlıklarını dile getirerek çalışanların hızlı bir şekilde Çayağzı’ndaki tesislere çekilmesi yönünde uyarılar yaptık. Onlar da o dönem konuyla ilgilendiler ve gereğini yaptılar. Onun ötesinde idari olarak bizler insanların evine gidip neden orada kalabalık gruplar halinde kaldıklarını sorgulayamıyor ancak bu kişilerin hepsinin kimlik bilgilerini emniyet olarak alıyoruz. Aranan ya da sakıncalı şahıs olup olmadıklarını sorguluyoruz. Kurumlar bize günlük olarak bu kişileri bildiriyor. Şu ana kadar ciddi bir durumla karşılaşmadık.”

SORUN ÇÖZÜLÜR ÖNEMLİ OLAN DEĞER VERMEK

Aliağa’nın devlet tarafından sanayi bölgesi olarak planlanmasına rağmen, yerel yönetimin planlı bir şehirleşme yaratacak hedeften yoksun olmasını sorunun önemli bir nedeni olarak gördüğünü kaydeden Aliağa Eski Belediye Başkanı Hakkı Ülkü ise, “Geçmiş dönemde Aliağa’da barakalarda kalan işçilerden aldığımız çok cüzi miktarlarda ücretlerle kooperatif kurarak onları evlerine kavuşturduk. Değirmendere denilen bölgede 650 konut yaptık. Bunun 460 tanesi gecekonducularındı. Geri kalanları ise barakalarda kalan insanlara verdik. Böyle bir proje için arazi de bulunur para da, önemli olan onlara değer vermek. Yaşantılarıyla ilgili işçilerle oturup konuşmak gerekiyor. Çözüm üretilmezse Aliağa’nın belli yerlerinde tekrar gecekonduculuk başlayacaktır” dedi. 
 

ÖNCEKİ HABER

Ericsson'da yöneticilere özel uçak dört bin çalışana kapı

SONRAKİ HABER

‘Nurcan’ın katiline indirim istemiyoruz’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...