ABF Başkanı: Hedefimiz ‘demokrasi cephesi’ kurmak
Baki Düzgün yeni dönemde Alevi hareketinin mücadelesinin ana unsurunu asimilasyona karşı mücadele ve eşit yurttaşlık talebinin oluşturacağını söyledi.

Deniz NAZLIM
Son genel kurul toplantısı sonucu bir kez daha Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı seçilen Baki Düzgün, yeni dönemde Alevi hareketinin mücadelesinin ana unsurunu her çeşit asimilasyona karşı mücadele ve eşit yurttaşlık talebinin oluşturacağını söyledi. ABF olarak temel hedeflerinin ise “demokrasi cephesi”nin oluşturulması olduğunu vurgulayan Düzgün, Alevi ve Kürt halkının ortak mücadele hattı örmesinin ise daha güçlü bir demokrasi anlamına geldiğini ifade etti.
Düzgün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği faşizan politikalar karşısında Alevi hareketinin çok daha sistematik, programlı ve ısrarlı bir mücadele hattı izleyeceğini söyledi. ABF’nin özellikle temmuz 2015’ten sonra başlayan savaş sürecine karşı “barış” temasıyla ciddi bir mücadele hattı çizmeye çalıştığını belirten Düzgün, “Saray halkları birbirine kırdırtmak istiyor, ayrıştırma ve Türkleştirme politikası izliyor. Kürtleri katlederken, Alevileri asimile etmek için hazırlıklar yapıyor. Maraş, Sivas, Dersim’de mülteci kampları kurmak istiyor” dedi. Düzgün, yeni dönemde ABF’nin asıl hedeflerinden birinin de ‘demokrasi cephesi’ni oluşturmak olduğunu ifade etti.
Türkiye’de iş, ekmek ve yoksulluk gibi birçok sorun olduğunu, ancak ‘yaşama sorunu’nun bunların ötesine geçtiğini kaydeden Düzgün, “Farklılıklar bu ülkede yaşayamıyor. Böyle bir noktaya gelmişken artık tüm demokratik kesimlerin bir araya gelerek ortak bir cephede buluşması lazım” diye konuştu.
‘HİÇBİR ÖN YARGI VE ŞARTIMIZ OLMAYACAK’
Türkiye halklarının “demokrasi cephesi” ihtiyacının altını çizen Düzgün, “Genel kurulumuzda da konuştuk. Eğer bir cephe oluşturuluyorsa, hiçbir ön yargı ve şart koşmadan Türkiye’nin barış, demokrasi ve insan hakları için altına imzamızı atarız” ifadelerini kullandı.
Düzgün, bu noktada tüm muhalif ve demokratik kurumlara da şu çağrıyı yaptı: “Bu tarihsel bir süreçtir. 12 Eylül’ü yargılarken sadece o dönemdeki katliamcıları, darbecileri yargılamıyoruz. O dönem politika üretmeyen, halklar adına yan yana gelmeyenlere de sorumluluk yüklüyoruz. Artık bugün o noktada olmamalıyız. Ders alıp bütün farklılıkları bir araya getirerek bu mücadeleyi genişletmek zorundayız. Artık yan yana gelmek zorundayız. Barış, demokrasi ve özgürlükler için. Özgür yaşam için eşit yurttaşlık için bir arada olmak zorundayız” dedi. (Ankara/DİHA)
Evrensel'i Takip Et