05 Haziran 2016 00:45

Enflasyon 13 yıldır belimizi büküyor!

Birleşik Metal İş Sendikası, son 13 yıllık resmi enflasyon rakamı ile harcamalara göre farklı kesimlerin enflasyonunu karşılaştırdı.

Paylaş

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) enflasyonu hesaplarken dikkate aldığı ürünler yoksulluğu gizliyor. Birleşik Metal İş Sendikası, son 13 yıllık resmi enflasyon rakamı ile harcamalara göre farklı kesimlerin enflasyonunu karşılaştıran bir rapor hazırladı. İşte sonuç: Resmi enflasyon (TÜFE) gerçeği yansıtmıyor.

Rapor, son 13 yılda yüzde 178 olarak açıklanan resmi enflasyonu, insanların çalışma ve harcama durumlarına göre hesapladığı enflasyonla kıyaslıyor. Bu hesaba göre, düzenli işlerde çalışan ücretliler için fiyat artışlarının etkisi yani işçi enflasyonu yüzde 200. Bu oran gündelik (yevmiyeli) çalışanlar için yüzde 213’e ulaşıyor.

Mesleğe göre bakıldığında nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanların enflasyonu yüzde 209.  

Temel gelir kaynağına göre baktığımızda ise sosyal yardımlarla geçinenlerin harcamaları yüzde 212’lik bir fiyat artışı yaşamış.

EN ÇOK YOKSULLAR ETKİLENDİ

Gelir gruplarına göre enflasyon rakamlarına bakıldığında en yoksul kesimin enflasyon hesaplamasından en çok etkilenen grup olduğu görülüyor. En yoksul için fiyat artışlarının etkisi yüzde 207 olurken, en zengin için bu oran yüzde 196 oldu.

Son bir yıllık dönemde de harcama kalıbına göre yapılan hesaplamalarda da sonuç değişmiyor. TÜFE endeksi mayıs ayında bir önceki yılın mayıs ayına göre yüzde 6.6 artarken bu oran düzenli işlerde çalışanlar için yüzde 7.4. Yevmiyeli çalışanlarda yüzde 7 olarak gerçekleşti.

Söz konusu değerlendiren raporda şöyle bir tespit yer alıyor: Gıda fiyatlarında madde ağırlıkları nedeniyle yaşanan düşüşe rağmen, gıda harcamalarının toplam harcamalardaki payının yüksek olduğu kesimlerde enflasyonun üzerinde artışların gerçekleşmesi düşündürücü ve irdelenmeye muhtaç konulardır.

Enflasyon oranı ile farklı özelliklere sahip gelir gruplarının enflasyonları arasındaki fark gizli bir yoksulluğa neden oluyor.  

GİZLİ YOKSULLAŞMA

Kişinin kendi yaptığı harcama kalemlerindeki fiyat artışları (enflasyonu) ile resmi Tüketici Fiyat Endeksi arasındaki fark, istatistiklere yansımayan bir yoksullaşmaya neden oluyor. Ücret ve maaş hesaplamalarında resmi istatistiklerin kullanılıyor olması bu durumu yaratıyor.

Farklı gruplara göre enflasyon ile genel enflasyon (TÜFE) arasındaki farkın yol açtığı reel kayıp, ya da gizli yoksulaşma oranı yüzde 16.4’ü buluyor.

En ciddi yoksullaşma yüzde 16.4 ile yevmiyeli (gündelik) çalışanlarda görülüyor. Bu grubu yüzde 16’lık gizli yoksullaşma ile diğer transfer gelirleri ile (sosyal yardımlar vb.) yaşamını idame ettirmeye çalışanlar takip ediyor.

Enflasyonu aşağı çeken ürünler ise ya teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları zaten gerileyen ürünler ya da halkın geneli açısından zorunluluğu olmayan, yaygın olarak kullanılmayan ürünler olarak ortaya çıktı.

Fotoğraf makinesi, kamera, CD çalar, Sim kart, batarya, telsiz telefon, gözlük cam gibi teknolojideki gerilemeye bağlı fiyatları düşen ürünler enflasyonu aşağıya çekerek, gizli yoksullaşmaya neden oluyor.

EMEK ÖRGÜTLERİ DIŞLANIYOR

TÜİK tarafından üretilen veriler, işçilerin ve geniş emekçi kesimlerinin gelirlerini doğrudan etkilemekte. Buna karşı emek örgütleri TÜİK’in kurumsal yapısının dışında tutulmakta. 2005 yılında yürürlüğe giren 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu’nda oluşturulan İstatistik Konseyinde kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin yanında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu başkanı dahil edilirken, sendikalar sürece dahil edilmedi. TÜİK bu anlamda şeffaflıktan ve denetlenebilirlikten uzak.

EMEKÇİLER DİKKATE ALINMALI

Enflasyon oranlarının, emekçiler açısından ihtiyaç duyulan temel ürünlerin gerisinde kalması, alım gücünü ciddi şekilde etkilemekte ve gizli bir yoksullaşmanın yolunu açmakta. Bu nedenle raporda şu çözüm önerileri getiriliyor:
* Ücret artışlarında dikkate alınacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır
* Fiyatı sistematik olarak gerileyen teknolojik ürünler mal sepetinden çıkartılmalıdır.
* Toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığı halde, yüksek değer taşıdığı için ciddi bir biçimde enflasyonu etkileyen ürünler mal sepetinde yer almamalıdır.
* Her türlü subjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişimi konusunda, sendikaların da onayının alınması sağlamalıdır.
* İstatistik Konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
* Hükümet mensuplarının TÜİK’e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan uzak durmaları sağlanmalıdır.
* Enflasyon hesaplamasında yukarıda belirtilen unsurlardan kaynaklı yaşanan gelir kayıpları giderilmelidir.                             (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Selim İleri: İstanbul kitaplarımı noktalıyorum

SONRAKİ HABER

Dilo Derviş kendini boyundan kısa ranzada mı astı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...