02 Haziran 2016 12:47

İzmir Çernobili’nden kurtulabilecek mi?

İzmir Gaziemir’de eski bir akü fabrikasının bahçesinde gömülü olduğu tespit edilen radyoaktif atıkların bertarafı ile ilgili ÇED süreci başladı.

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

İzmir Gaziemir’de eski bir akü fabrikasının bahçesinde gömülü olduğu tespit edilen radyoaktif ve tehlikeli atıkların bertarafı ile ilgili çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreci nihayet başladı. Daha önce “ÇED gerekli değildir” kararı ile apar topar kaldırılmak istenen atıklar, EGEÇEP ve mahalle halkının açtığı dava sonrası durdurulmuş, “ÇED gerekli değildir” kararı mahkemece iptal edilmişti. 

Proje ile, sahada yer alan radyoaktif atıkların ayıklanmasının yanı sıra atıklar arasında bulunan kurşun, alüminyum, çinko, bakır cürufu gibi tehlikeli, tehlikesiz atıkların da geri kazanımı amaçlanıyor. ÇED başvuru dosyasına göre; atıkların bertarafı için kurulacak tesisin “Çevre kirliliği açısından en doğru seçenek” olarak değerlendirilen fabrika alanında kurulacağı belirtilmiş. Eski akü fabrikasından kalan tesislerden oluşacağı aktarılan bu nedenle de inşaat faaliyeti yapılmayacağı belirtilen bertaraf tesisinde arazinin 1 yıl da temizlenmesinin hedeflendiği belirtiliyor. 1 yılın sonunda işin tamamlanamaması durumunda TAEK  ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının öngöreceği ilave süre verilebilecekken toplam sürenin 2 yılı geçemeyeceği de ifade edilmiş. 

Kırma eleme tesisinde radyoaktif kirlilik içeren kısımların ayıklanması ve kısa süreli depolamanın ardından radyoaktif bulaşıklı atıklar Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezine (ÇNAEM) gönderilecek. 

Ayrıca tesiste ayrıştırma sonucu oluşan ve tesise kabul edilen alüminyum, kurşun bakır çinko atıkların geri kazanılması planlanıyor. Tesiste ortalama 3 bin ton/yıl külçe alüminyum, 300 ton/yıl bakır alaşım, 600 ton/yıl çinko alaşım, 5 bin ton/yıl kurşun, 2 bin ton/yıl geri kazanımı sağlanacağı belirtilirken, radyoaktif madde bulaşmış 15 bin ton/yıl kapasitedeki cüruf ve toprağın fiziksel yöntemlerle ayrıştırılması planlanıyor. Radyoaktif olmadığı tespit edilen cürufun konsantre edilmesi planlanırken, tesise dışarıdan da atık alınarak geri kazanımın hedeflendiği belirtilmiş. 

İLGİNÇ İDDİA

Sahaya, nükleer santrallerde yakıt çubuğu olarak kullanılan radyoaktif maddenin  nasıl geldiği hâlâ belirsizliğini korurken, ÇED Başvuru dosyasında bu konu ile ilgili şunlar yazıyor; “Radyoaktiviteye neden olan europiumun, gerek renginin kurşun renginde olması, gerekse yumuşak metal formunda olması nedeniyle ilgili tesise döküm için getirilen hurda kurşun malzemeleri arasına karışarak girdiği düşünülmektedir.”

‘ÇEVRE VE SAĞLIK AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ’

Başvuru dosyasında proje alanına en yakın yerleşim alanın bitişiğinde konutlar bulunduğuna dikkat çekilerek, “Bu sebeple alanın ivedilikle radyoaktivite riskine ve kimyasal kirliliğe yol açmakta olan bu atıklardan temizlemesi gerekmektedir. Bu proje çevre kirliliğine ve insan sağlığı açısından çok önemli bir projedir” denildi.

BİR ŞANS OLABİLİR

Davanın Avukatı EGEÇEP Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Arif Ali Cangı, ÇED sürecinin başlamasının olaya üniversiteleri, ekoloji örgütlerini, halkı ve yerel yöneticileri dahil etmek için bir şans olduğunu belirterek; “Gaziemir’de bilimsel yöntemlerle yapılacak bir bertaraf işlemi bu tür sorunlar için ileride bir örnek olabilecek, bir laboratuvar görevi görebilecektir.”  diye konuştu. 

ÖNCEKİ HABER

Tacizden işten attırdığı ustabaşına darptan ceza

SONRAKİ HABER

İdil'de okullar polis ablukasında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...