31 Mayıs 2016 00:44

560 bin çiftçiye ne oldu?

CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, 2.8 milyondan 2.2 milyona düşen kayıtlı çiftçi sayısını sordu.

Paylaş

Kayıtlı çiftçi sayısının 2.8 milyondan 2.2 milyona düşmesini gündeme getiren CHP’nin ziraat mühendisi kökenli Milletvekili Orhan Sarıbal, “560 bin çiftçiye ne oldu” diye sordu.

Sarıbal’ın verdiği bilgilere göre çiftçiliği bırakan üretici sayısı oransal olarak yüzde 20’yi buldu. Çiftçi yaklaşık 3 milyon hektar araziyi işlemekten vazgeçti. 2002 yılında tarımın toplam istihdamdaki payı yüzde 35 iken; 2015 yılı itibariyle yüzde 20’lere geriledi.
Tarımda çiftçinin kaderinin büyük ölçüde piyasa güçlerine teslim edildiğini söyleyen Sarıbal, “Ürettiğinden para kazanamayan küçük ölçekli aile işletmeleri için tarım; geçimlerini sağlayabilecek bir ekonomik faaliyet olmaktan çıktı. Günümüzde tarımla uğraşan nüfusun üçte ikisinden fazlasının yıllık milli geliri 2 bin doları bile bulmuyor. Yoksullaşan çiftçiler giderek tarımdan kopuyor; köyler, tarlalar, meralar boş kalıyor” şeklinde konuştu.

ÇİFTÇİ BİAT ETMEYE MAHKUM EDİLDİ!

Kırda, tarımda tutunamayanların ya mevsimlik tarım işçiliğine yöneldiğini ya da kentlerin varoşlarına göçerek işsizliğe, marjinal işlere mahkum olduğunu dile getiren Sarıbal üretimi sürdüren küçük üreticinin bağımlı hale getirildiğine şu sözlerle dikkat çekti: “Gerek bitkisel, gerekse hayvansal üretimde sözleşmeli üretim devlet desteğiyle yaygınlaştırıldı. Tarım/gıda tekelleri ile küçük üreticiler arasında standart ilişki biçimi haline gelen sözleşmeli üreticilik uygulaması, küçük üreticilerin koşulsuz bağımlılığının yolunu açtı.”

Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri tarafından kullandırılan tarımsal kredi 2002 yılında 530 milyon TL iken, 2015 yılında 28.5 milyar TL’ye çıkarıldığını hatırlatan Sarıbal şu tespiti yaptı: 2002 yılında bankalar tarafından çiftçiye kullandırılan kredi miktarı 4 milyar TL iken, 2015 yılında 60 milyar TL’ye yükseldi. 2015 yılında çiftçinin kullandığı banka kredisi tarımsal destekleme ödemelerinin 6 katına ulaştı. Çiftçi kredi borçlarını ödeyememe korkusuna tutsak edildi.”

GİRDİ FİYATLARI UÇTU

Tarıma yönelik destekleme kurum ve araçlarının tasfiye edilmesiyle birlikte emek karşıtı politikaların yıkıcı sosyoekonomik sonuçlarının iyice gün yüzüne çıktığının altını çizen Sarıbal, AKP dönemine ait çarpıcı veriler sundu: “Nüfusumuz 13 milyon kişi arttı; buna karşılık tarım sektörünün milli gelir, istihdam ve ihracata katkısı giderek azaldı.

Tarımın gayrisafi yurt içi hasıladaki payı yüzde 10’dan yüzde 7’ye düştü. Tarımın istihdamdaki payı yüzde 35’den yüzde 20’lere geriledi. Tarımın en önemli girdilerinde (gübre, tarım ilacı, yem ham maddeleri gibi) ithalata bağımlı hale gelindi. (Günümüzde tarımın en başta gelen sorununu yüksek girdi maliyetleri oluşturmaktadır.)  

Tarım ürünlerinin çiftçinin elinden çıkış fiyatları yüzde 100-200 arasında artarken; tarım girdilerinin fiyatları yüzde 300-350 arasında arttı.”

ÇİFTÇİ KAZANAMIYOR!

Orhan Sarıbal desteklerin düşüklüğünü eleştirdi: İşlenen tarım arazileri giderek azaldığını, ürettiğinden para kazanamayan, emeğinin karşılığını alamayan çiftçimiz bu dönemde 3 milyon hektar araziyi ekmekten vazgeçti. Tarımda üretim planlaması yapılmadığı için üretim (dolayısıyla çiftçi gelirleri) yıldan yıla dalgalanma gösterdi.  Üretim planlamasının önemli bir aracı olarak uygulanması gereken tarımsal destekler, 2006 yılında çıkarılan kanuna göre milli gelirin en az yüzde 1’i olması gerekirken; binde 5-6’sını aşmadı.

ÇİFTÇİDEN KISIP BORÇLARI KAPATTILAR!

Tarımdan, çiftçiden esirgenen desteklerin bütçe açıklarını kapatmak için alınan borçların faizlerine aktarıldığını dile getiren Sarıbal, “Bir avuç yerli/yabancı rantiyeye milyonlarca çiftçiden 10 kat daha fazla ödeme yapıldı. Mısır, pirinç ve ayçiçeği dışındaki ürünlerde üretim istikrarsız bir seyir izledi; ya kendini tekrarladı veya üretim düşüşleri görüldü. Uygulanan ithalata dayalı politikalarla tarım dışa bağımlı hale getirildi. Türkiye artık ne kadar tarım-gıda ürünü ihracatı yapabiliyorsa o kadar da ithalat yapmaktadır. AKP’nin 13 yıllık iktidar döneminde toplam 155 milyar dolarlık gıda ürünü ve tarımsal hammadde ithalatı yapıldı” şeklinde konuştu.(İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Yüksekova’da binler harabeye çevrilen kente döndü

SONRAKİ HABER

Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa