30 Mayıs 2016 10:51

10 Ekim Katliamı avukatları: Bu davada kim yargılanacak?

10 Ekim Ankara Garı Katliamına ilişkin soruşturmayı takip eden avukatlar, dosyada neredeyse yaşayan sanık kalmadığını vurguladı.

Paylaş

10 Ekim Ankara Garı Katliamına ilişkin soruşturmayı takip eden avukatlar, Halil İbrahim Durgun’un ardından katliamın azmettiricisi Yunus Durmaz’ın da polis operasyonunda ölmesinin “dosya sanıkları ortadan mı kaldırılıyor” şüphesi yarattığına dikkat çekti.

Kısıtlılık kararıyla gizli yürütülen soruşturmayı olayda ihmali olan emniyet görevlilerinin yürüttüğünü belirten avukatlar, “Dosyada adeta yaşayan sanık kalmamıştır. En önemli sanıklarından yoksun dosyada kim yargılanacak ve bu yargılamadan nasıl bir sonuç alınacaktır?” diye sordu.

Katliamı gerçekleştiren canlı bombaları Ankara’ya getirdiği tespit edilen Halil İbrahim Durgun'un, 14 Kasım 2015 tarihinde Gaziantep’te evine yapılan operasyonda üzerine sardığı bombaları patlatarak yaşamını yitirdiği belirtilmiş, aynı tarihlerde Yunus Durmaz’ın son dakikada kaçtığı için yakalanamadığı ifade edilmişti. Katliamın planlayıcısı ve azmettiricisi Yunus Durmaz’ın evine ise 19 Mayıs 2016 tarihinde operasyon yapıldı. Operasyonda Yunus Durmaz’ın da tıpkı Durgun gibi üzerine sardığı bombayı patlatarak kendisini öldürdüğü bilgisi verildi. Katliam davasının en önemli iki sanığı olacak isimlerin benzer şekilde polis operasyonlarında ölmesi, katliam hakkında süren soruşturma konusunda şüpheleri arttırdı.

Kısıtlılık kararı nedeniyle mağdurlar, yakınları ve avukatlarından gizlenen soruşturmada ise iddianame hâlâ hazırlanmış değil. Avukatlar sürece ilişkin kaygılarını yazılı bir açıklamayla duyurdular. Açıklamada şunlar ifade edildi: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından biz dosya avukatlarına, iddianamenin yazılmakta olduğu bilgisi verilmiştir. İddianamenin yazılmakta olması, savcılık nezdinde dosyanın tamamlanmış olduğu, bütün delillerin toplanmış olduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle hiçbir hukuki dayanağı olmayan kısıtlılık kararı derhal kaldırılmalıdır.”

‘İSTİHBARATI DİKKATE ALMAYANLAR SORUŞTURULMUYOR’

“10 Ekim katliamına ilişkin çeşitli düzey ve yetkilerdeki kamu görevlilerinin sorumluluklarına dair kamuoyuna da yansımış çok sayıda bilgi ve belge bulunmaktadır. Dönemin Ankara İl Emniyet Müdürü, İl Emniyet Müdür Yardımcısı, İstihbarat Şube Müdürü, TEM Şube Müdürü , Güvenlik Şube Müdürü, TEM Şube Müdürlüğü Büro Amiri’nin 10 Ekim günü yapılacağı haftalar öncesinden belli olan, resmi her türlü başvurusu yapılmış olan mitinge dair gereken güvenlik önlemlerini almadığı, 10 Ekim günü gelmiş olan dahil onlarca istihbaratı değerlendirmediği, istihbaratlardan birinin gerekli birimlere iletilmediği, istihbaratın gizlendiği, miting düzenleme kuruluna istihbaratlar hakkında bilgi verilmediği, çok açık ve net bir biçimde ortadadır.”

“Söz konusu yetkililer hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılmış bir soruşturma bulunmamaktadır. Hatta Mülkiye Müfettişi tarafından hazırlanan raporda, söz konusu kamu görevlileri hakkında soruşturma açılması önerilmiş, Ankara Valiliği gerek olmadığına karar vermiş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da söz konusu Valilik kararını uygun bulmuş ve itiraz etmemiştir.”

‘SORUŞTURMAYI SANIK OLMASI GEREKENLER YÜRÜTÜYOR’

“Dosyada sanık sıfatıyla yer alması gereken Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin, esasen soruşturma dosyasının, adli kolluk sıfatı ile, yürütücüsü konumunda olmasıdır. Suçu önlememek, suça giden süreçte katilleri durdurmamak konusunda ciddi sorumluluğu olan Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün; delil toplamak ve ifade almakla görevli olması, dosyanın aydınlatılmayacağına dair endişelerimizi artırmaktadır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sevk ve idare edilmesi gereken soruşturmanın önemli pek çok aşaması, emniyetin inisiyatifinde ilerlemiştir. Suçun oluşmasında kusuru olduğu şüphesi olan kamu görevlilerinin, aynı suçun soruşturulmasında görevli olması, hem ulusal hem de uluslararası hukuk bakımından kabul edilemezdir.”

‘YAŞAYAN SANIK KALMADI’

“Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun’un kendilerini öldürdükleri yönündeki açıklamalara şüpheyle yaklaştığımızı belirtmek durumundayız. Dosyanın en önemli iki sanığının tamamen aynı yöntemlerle ölmeleri ‘dosya sanıkları ortadan mı kaldırılıyor’ sorularını doğurmaktadır. İki önemli sanığın ölmesi ve öncesinde Yunus DURMAZ’ın son anda kaçmasıyla sonuçlanan operasyonların kamuoyuna adeta başarılı operasyonlar olarak ilan edilmiş olmasını ise, şaşkınlıkla karşıladığımızı belirtmek isteriz. Bu nasıl bir başarıdır ki, dosyada adeta yaşayan sanık kalmamıştır. En önemli sanıklarından yoksun dosyada kim yargılanacak ve bu yargılamadan nasıl bir sonuç alınacaktır?”

‘DELİLLER KARARTILIYOR’

“Geldiğimiz noktada, delil karatma ihtimaline binaen gizli yürütülen soruşturma dosyası, bu gizlilik altında katliamı aydınlatacak delilerin ortadan kaldırıldığı bir dosya haline gelmiştir. Bu durumda olan dosyadan çıkacak iddianameden pek bir bir şey beklemediğimizi belirtmek isteriz.

Henüz iddianame tamamlanmadan bir kez daha söylemek istiyoruz; dosyadaki kısıtlılık kararının bir an önce kaldırılması gerekmektedir. Kamu görevlilerinin sorumluluğunun ciddi ve tarafsız bir biçimde araştırılması ve katliamın gerçekleşmesinde kusuru olduğu şüphesi bulunan kamu görevlilerinin soruşturma dosyasına müdahale edebileceği koşulların ortadan kaldırılması sağlanmalıdır. Söz konusu kamu görevlilerinin dosyaya sanık sıfatıyla dahil edilmesi gecikmeden gerçekleşmelidir. Mağdurların, mağdur ailelerinin ve biz avukatların soruşturma ve dava aşamasındaki taleplerinin değerlendirilmesi ve soruşturmanın uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde yürütülmesi sağlanmalıdır.” (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

'Her gün 30 sağlıkçı şiddete uğruyor'

SONRAKİ HABER

Roboskî'yi yine görmeyen medyaya tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...